AKP’li Bergama Belediyesi’nde işten çıkartılan 3 kadın işçi direnişe başladı. İşçiler, “Kadının gücünü bilmiyorlar. Onlara öğreteceğiz. Mücadelemizi sonuna kadar götüreceğiz” diyor

AKP’li Bergama Belediyesi’nde işten çıkartılan kadın işçiler: Kadının gücünü bilmiyorlar

Aycan KARADAĞ

31 Mart yerel seçimlerinde CHP’den AKP’ye geçen Bergama Belediyesi’nde işten çıkarılan 3 kadın işçi direnişe geçti. DİSK Genel-İş Sendikası’na üye Alev Çakır, Nazlı Deniz Tan ve Gonca Çetin, yaşadıklarını BirGün’e anlattı.

Büro işçisi olarak bir buçuk yıldır Bergama Belediyesi’nde çalışan Gonca Çetin, belediyenin AKP’ye geçmesinin ardından aktif olmayan bir birimde çalışmaya başlamış. Seçimlerden sonra eski Belediye Başkanı Mehmet Gönenç’in yapmış olduğu hasta konuk evinde görevlendirildiğini belirten Çetin, “Yeni dönemle birlikte konuk evinde hiçbir faaliyet olmadı. Aktif olmayan bir yerde benden aktif olmamı beklediler. İş akitlerimiz bu şekilde feshedildi. Herhangi bir ihbar, uyarı yapılmadı. Son gün mesaimin bitmesine 15 dakika kala öğrendim işten çıkarıldığımı. Ne olduğunu bile anlamadık” diyor.

Çetin, “Hakkımızı arıyoruz. O yüzden belediyenin önünde direnişe geçtik. İşimizi geri istiyoruz” diye konuşuyor.

NE ZAMAN ÇIKARTACAKLAR DİYE BEKLİYORDUM

AKP’nin yerel seçimlerde belediyi kazanmasının ardından görev yeri değişen isimlerden biri de Nazlı Deniz Tan. Kültür Sosyal İşler Müdürlüğü’nde çalışan Tan, AKP’den sonra Tebligat Dağıtım Personeli bölümüne gönderilmiş. Yeni görevinde birçok mobbing uygulaması ve baskı ile karşılaştığını ifade eden Tan, yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor:

“Bana yapılanların istifaya zorlamak için yapıldığını düşünüyorum. Kadın olmamdan dolayı bu işi yapamaz diye düşünmüş olabilirler. Ben o işi de yaparım; ama daha önceki yaptığım işlerle hiçbir bağı olmadığı için tepki göstermiştim. Çok baskıya uğradım. Mobbinge uğradım. Zorunlu izine çıkardılar. Görev değişikliğinden sonra doğru düzgün çalışamama izin vermediler. 51 gün yoktum belediyede. Tüm izinlerimi bitirttiler. Ben artık eşyalarımı topladım, ne zaman işten çıkartacaklar diye beklemeye başladım. Sendikam arkamda durdu.”

Sonunda işten çıkarıldığını söyleyen Tan, “Mesai bitimime 40 dakika kala yazı geldi. İhbar süresi bile vermediler. Biz güçlüyüz. Hakkımızın ayaklar altına alınmasına izin vermeyeceğiz. Direnişimiz başladı. İnsanların destekleri bize daha da güç veriyor. İşimizi geri alana kadar buradayız” diyor.

EKİMDEN BERİ BEKLEME KOLTUĞUNDAYDIM

Alev Çakır ise yeni dönemde Evrak Kayıt Servisi’nden hiçbir işçisi olmayan Arşiv Müdürlüğü’ne sürüldüğünü söylüyor: “Yerel seçimlerden sonra kendilerine yakın sendikalara geçmemiz için baskı uygulamaya başladılar. Buna karşı dik duruş sergileyenlere baskı daha da arttı. Öncelikle yıllık izinlerimin hepsini kullandırttılar. Ben normalde çocuğuma göre izin kullanıyordum. Kış aylarında hastalandığında ona bakmak için izin yapıyordum. Bunu iletmeme rağmen dinlemediler beni. Yıllık iznim bittikten sonra bağlı bulunduğum Evrak Kayıt Servisi’ne benim yerime başka biri atanmıştı. Bir hafta boyunca bekletildim. Bir haftanın sonunda uyduruktan Arşiv Müdürlüğü diye bir müdürlük kurdular. Beni oraya sürdüler.”

Arşiv Müdürlüğü’nün donanımlı bir arşiv değil, yalnızca evrakların depolandığı bir yer olduğunu dile getiren Çakır, “Ne bir müdürü var ne de benden başka bir çalışanı. Böyle saçma bir yer. Sadece bekleme koltuğu var. Ekim ayından bugüne kadar bekleme koltuğunda bekletildim. Günler böyle geçerken geçen cuma gün iş çıkış kâğıdım geldi. Kâğıtta, ‘performans düşüklüğü’ gerekçe gösteriliyordu” diye konuşuyor.

Alev Çakır, “Kadının gücünü bilmiyorlar. Onlara öğreteceğiz. Mücadelemizi sonuna kadar götüreceğiz” ifadelerini kullanıyor.