Google Play Store
App Store

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınlara ve kadın haklarına yönelik saldırıları yok sayarak "Yasakçı zihniyetin her türlüsü ile mücadele ettik" dedi. Erdoğan, ayrıca, son 22 yılda kadınların hak ve hürriyetlerini genişletme yolunda mücadele ettiklerini savundu.

Kaynak: Haber Merkezi
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yasakçı zihniyetin her türlüsü ile mücadele ettik
Fotoğraf: AA

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kadınlara ve kadın haklarına yönelik saldırıları yok sayarak "Yasakçı zihniyetin her türlüsü ile mücadele ettik"

Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) tarafından "Yapay Zeka ve Kadın" temasıyla düzenlenen "6. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi"nde konuştu.

"Kadının üretimden, toplumdan, siyasetten, akademiden dışlandığı bir sistem sadece eksik değildir" diyen Erdoğan, "Böyle bir düzen aynı zamanda adaletsizdir, toplumun gücünün yarısını yok sayıyor demektir" ifadelerini kullandı.

"EKSİĞİMİZ VARSA KAPATACAĞIZ"

Erdoğan, yasakçı zihniyetin her türlüsü ile mücadele ettiklerini savunarak "İnsanı merkeze almayan, ona hizmet etmeyen, insanı ve insani değerleri yüceltmeyen hiçbir yeniliğin, cazibesi ne kadar yüksek olursa olsun kıymeti yoktur" dedi.

Amaçlarının 2028 yılı sonuna kadar kadın işgücüne katılım oranını yüzde 40'ın, istihdamı da yüzde 36'nın üzerine çıkarmak olduğunu belirten Erdoğan, "Kadınların insan onuruna yakışan hayat sürmeleri, hak, fırsat ve imkanlardan adil ve eşit şekilde faydalanmaları için nerede eksiğimiz varsa kapatacağız" diye konuştu.

"HATALI POLİTİKALARI TERK ETMESİNİ BEKLİYORUZ"

Erdoğan, ''Değerli dostum Trump'tan ikinci başkanlık döneminde eski yönetimin hatalı politikalarını terk etmesini bekliyoruz. Sayın Başkan’ın savaşları sonlandırma noktasında elini taşın altına koyacağına yürekten inanıyor, bunu da samimiyetle temenni ediyoruz. Daha fazla kan akmaması, özellikle kadın ve çocukların hayatına mâl olan, onların hayatını mahveden bu çatışma, savaş ve gerilimin sona ermesi için biz de elimizden gelen her türlü gayreti göstereceğiz'' diye konuştu.

İsrail'in Gazze'deki saldırılarına yönelik tepkisini yineleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

''Hastanelerden okullara, çadırlardan yardım sıralarına, ibadethanelerden evlere kadar önüne ne gelirse en ağır silahlarla saldıran, vuran, öldüren bir cinayet şebekesiyle karşı karşıyayız. Son 13 ayda Gazze'de katledilen 50 bini aşkın masumun üçte ikisini kadın ve çocuklar oluşturuyor.

İstiklal Harbi'nde silah taşıyan Nene Hatunlarımız gibi Gazze'nin cengaver kadınları da İslam aleminin yapamadığını yapıyor, Filistin davasını şanla, şerefle, onurla sahipleniyor, yükseltiyor. Allah onlardan razı olsun diyorum. Rabbim Gazzeli mazlum ve mağdurların yüzü suyu hürmetine Filistin davasını zaferle neticelendirsin diye dua ediyorum.''

Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:

"Çok boyutlu bir dijital hegemonya hayatımıza daha fazla nüfuz etmekte, üstelik etki alanını her geçen gün genişletmektedir. Bu çerçevede bir diğer husus da şudur. Teknolojinin, özellikle de yapay zekanın adaletsizlikleri derinleştiren yönü kimi zaman göz ardı ediliyor. Oysa yapılan ilmi araştırmalar yapay zekanın kötü uygulamaları tekrar ederek toplumsal eşitsizlikleri pekiştirdiğini ortaya koyuyor. Burada şunu da söylemek durumundayım. Yapay zeka teknolojileri ve algoritmaların mağdurları arasında ilk sırada kadınlar yer almaktadır. İş başvurularından sosyal medya platformlarına kadar birçok farklı mecrada kadınlar, yapay zekanın eşitsizlikleri artıran bu çirkin yüzüne maalesef çok sık muhatap olmaktadır. Regülasyon eksikliği başka alanlar gibi burada da en ciddi sorundur. Elbette şunu tersine çevirmek bizim elimizdedir. Sadece dezavantajların önüne geçilmesinde değil, kadınların eşit haklara erişebilmesinde ve kendilerini geliştirebilmelerinde de yapay zekadan istifade edebiliriz.

Kadın emeğinin ucuz iş gücü olarak görüldüğü, kadının metalaştırıldığı, kadının sadece adının olduğu siyasete, iş dünyasına, eğitime, devlet idaresine kadın elinin değmediği velhasıl kadının üretimden, toplumdan, siyasetten, akademiden dışlandığı bir sistem sadece eksik değildir. Böyle bir düzen aynı zamanda adaletsizdir, toplumun gücünün yarısını yok sayıyor demektir. Türkiye'de son 22 yılda hayatına en fazla dokunduğumuz kesimlerin başında kadınlar vardır. Geriye dönüp baktığımızda gurur duyduğumuz mücadelelerimizden biri kadınların hak ve hürriyetlerini genişletme yolunda verdiğimiz kararlı, çetin ve sancılı mücadeledir. Evet, gerçekten çok zorluk çektik. 22 yıl boyunca çok ciddi engellerle karşılaştık. Vesayetin, baskının, sistemin hücrelerine kadar işlemiş yasakçı zihniyetin her çeşidiyle muhatap olduk. Kadınların zaten sahip olmaları gereken haklara kavuşturma çabalarımızda muhalefeti yanımızda değil, hep tam karşımızda bulduk. Maalesef Anayasamızın apaçık hükümlerine rağmen kadınlar yıllarca bu ülkede sırf başörtüsünden dolayı eğitim ve çalışma hayatından dışlandı. Özgürlüğün ve özgür düşüncenin merkezi olması gereken üniversitelerin kapısına faşizmin simgesi olan ikna odaları kuruldu.   

''TÜRKİYE ADALETİN HAKİM OLDUĞU BİR YER"

Eğitim ve çalışma hayatı başta olmak üzere her alanda ülkemizin beşeri sermayesinin zenginleşmesinin önündeki tüm engelleri kaldırdık. Hayatın tüm alanlarında kadınlar arasındaki başörtülü ve başı açık ayrımına son verdik. Türkiye'yi yasakların, baskıların, korkuların ülkesi olmaktan çıkarıp, fırsat eşitliğinin, adaletin, özgürlüğün hakim olduğu bir yer haline dönüştürdük. Geçmişin hatalarını telafi etmek üzere kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını anayasa kuralı haline getirdik. Reform paketleriyle, destek mekanizmalarıyla, teşviklerle, yasal ve idari düzenlemelerle kadının ekonomik ve sosyal statüsünü güçlendirdik. 

Şiddete, özellikle kadına ve çocuğa yönelik kötü muameleye sıfır tolerans anlayışıyla yaklaştık. Bu doğrultuda ŞÖNİM, Kadın Konuk Evi, KADES, elektronik kelepçe gibi devrim niteliğinde uygulamaları hayata geçirdik. Attığımız adımların istihdam başta olmak üzere olumlu yansımalarına her alanda şahit olduk ve oluyoruz. Kadınların iş gücüne katılım oranlarında önemli ilerlemeler yaşandı. Mesela 2002 yılında yüzde 27,9 olan kadınların iş gücüne katılım oranı 2024 yılı ağustos ayı itibarıyla yüzde 37,3'e çıktı. Kadın istihdam oranı yüzde 25,3'ten yüzde 33'e yükseldi. Bu rakamları yeterli görmediğimizi her vesileyle söylüyoruz. Amacımız 2028 yılı sonuna kadar kadın iş gücüne katılım oranını yüzde 40'ın, istihdamı da yüzde 36'nın üzerine çıkarmaktır. 

''NEREDE EKSİĞİMİZ VARSA KAPATACAĞIZ''

Velhasıl kadınlar ile erkekler arasındaki eşitsizliği gidermeyi devletimizin asli görevi telakki ediyoruz. Hükümetimizin kadın politikalarında en ideali, en iyiyi, ülkemiz, milletimiz ve kadınlar için en hayırlı olanı hedefliyoruz. Şunu tüm kadınların bilmesini isterim. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun odağında güçlü kadın ve erkek, güçlü aile ve toplum, güçlü Türkiye ilkesi vardır. Kadın ve erkeğin beraberce güçlü olduğu ailelerle toplumu ve ülkemizi inşallah daha da güçlendireceğiz. Kadınların insan onuruna yakışan bir hayat sürmeleri, her alanda aktif rol almaları, hak, fırsat ve imkanlardan adil ve eşit şekilde faydalanmaları için nerede eksiğimiz varsa kapatacağız. Yine bu konuda nerede hata varsa düzeltecek, nerede atmamız gereken adım varsa onu mutlaka uygulamaya geçireceğiz"