AKP'li Metin Külünk, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun açıklamalarının suç duyurusu niteliğinde olduğunu belirterek, "Ülke kaynaklarını gasp eden 20 şirketin bilgilerinin kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor" ifadelerini kullandı. Külünk, "Eximbank kredilerini döviz stokçuluğu için kullanan şirketler kimlerdir?" diye sordu.

AKP'li Külünk: Merkez Bankası Başkanı'nın açıklamaları suç duyurusu niteliğinde

AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Metin Külünk, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun "Kullanılan paralarla döviz alacağız hem de gidip ucuz kredi alacağız. Alamadığımız zaman da şikayet edeceğiz. Bu olmaz, bu haksızlık. Bunların hepsinin listesi var bende" şeklindeki açıklamasının suç duyurusu niteliğinde olduğunu ifade etti.

Kavcıoğlu, 29 Temmuz'da katıldığı İstanbul Sanayi Odası Meclis toplantısında yaptığı açıklamada, "Türkiye serbest piyasa ama hem bu kullanılan paralarla döviz alacağız hem de gidip ucuz kredi alacağız. Alamadığımız zaman da şikayet edeceğiz. Bu olmaz, bu haksızlık. Bunların hepsinin listesi var bende. Bire bir hepinizle paylaşabilirim" demişti.

Külünk, sosyal medya hesabı Twitter'dan yaptığı paylaşımda Kavcıoğlu'nun açıklamalarına yer vererek, "Merkez Bankası Başkanı Sayın Kavcıoğlu'nun açıklamaları bir suç duyurusu niteliğindedir. Bu açıklamaların bir an önce soruşturulması ve ülke kaynaklarını gasp eden 20 şirketin bilgilerinin kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Külünk, açıklamalarında şunları ifade etti:

"İthalat ile alakasız kasasında fazla döviz bulunduran ve bununla yetinmeyip dış ticareti desteklemek adına verilen Eximbank kredilerini döviz stokçuluğu için kullanan şirketler kimlerdir? 90 Milyar Doları olduğu halde 15 Milyar Dolar kredi kullananlar kimlerdir?

Katma değer üretmeyen bir de üstüne devletin uygun finansman kaynaklarını yeterli dövizleri olduğu halde döviz stokçuluğu için heba edenler bunun hesabını hem millete hem devlete vermek zorundadır.

Pandemi ve savaş gibi iki büyük küresel sorunla mücadele ederken Devlete ve Millete ihanet derecesinde hareket eden şirketlere karşı derhal mali inceleme ve hukuki süreç başlatılmalıdır.

Devlet küresel ekonomik sıkıntıları aşmak için millet adına fedakarlık yaparken ülke kaynaklarını talan edenlerin durumu savaşta saf değiştirenlerin durumu gibidir. İddialar ve açıklamalar vahimdir. Gerçekler ortaya çıkarılıp hesabı sorulmalıdır."

KAVCIOĞLU NE SÖYLEMİŞTİ?

Kavcıoğlu, 29 Temmuz'da katıldığı İstanbul Sanayi Odası Meclis toplantısında şunları söylemişti:

"İstanbul Sanayi Odası'nda, Türkiye'nin ilk 500'ünün ağırlıklı olduğu ve Türkiye'de kredi rekorunun kırıldığı bir dönemde bu kadar krediden şikayet duyulmasını ciddi şekilde bugün konuşmamız gerekiyor.

Dolayısıyla ihracatçımız Merkez Bankası'nı eleştirmek yerine bankalara gidecek ve bu kaynağı alacak. Bu kredinin kaynağı Merkez Bankası, amacı da ihracatçıyı desteklemek. Para da orada duruyor ve alma hakkı da sizin. Buna kimse itiraz edemez. Ve bunu ben defalarca, her katıldığım toplantıda, her görüştüğüm kişilere bunu ısrarla söyledim.

Dolayısıyla çok ucuz faizle veriyoruz ve vadeleri değiştirdik, taahhüdü kaldırdık. Şimdi bugün bir yıl vadeli olarak ihracatçı yüzde 12 ile bir yıl vadeli ihracat kredisi tüm bankalardan kullanabilir. Kim kullanamıyorsa ben takipçisi olacağım. Bunu herkesle konuştuğumda söyledim. Bu kadar net söylüyorum. Kaynak var, vade uzatıldı, faiz düşürüldü. Bu kadar şikayeti anlamıyorum. Gideceksiniz alacaksınız.

Liralaşma stratejimiz içerisinde bütün kesimlerin zararını da finanse edecek şekilde Merkez Bankası kaynaklar çıkarıyor. 'Dövizlerinizi bozun' diyoruz. Şimdi 1 trilyon lira verilmiş bir kaynak var. O zaman o kaynak nerede ona bakacağız. Ben biliyorum nerede olduğunu, bir kısmı döviz aldı...Biz bu rakamları takip ediyoruz. ISO’dayız, Sanayi Odası üyeleri dahil, listesi var bende.

Türkiye serbest piyasa ama hem bu kullanılan paralarla döviz alacağız hem de gidip ucuz kredi alacağız. Alamadığımız zaman da şikayet edeceğiz. Bu olmaz, bu haksızlık. Bunların hepsinin listesi var bende. Bire bir hepinizle paylaşabilirim. Sanayi Odası üyeleri de var. İTO'nun üyeleri de var. ATO'nun üyeleri de var, ASO’nun üyeleri de var. Türkiye'nin bütün odaları var.

Hesabında 100 milyon dolar varken, 50 milyon dolar daha alıp hesabına koyanlara krediyi vermeyeceğiz. ISO'dan bütün her yere ilan ediyorum. O yüzde 10’un anlamı da bu. Biz kimsenin döviz almasına karışmıyoruz. Yüzde 10’un anlamı dediğim gibi hesabında çok fazla döviz varken yani riskini karşılayacak döviz varken yüzde 10’unu oraya tekabul ediyor. Hala bankalardan ucuz kredi kullanıp döviz almanın önüne geçmektir. Buna başkanın buradaki odadaki yöneticilerin engel olması lazım.

Başkanımdan da rica ediyorum, lütfen açıklayın. Bu dövizleri bozsunlar. Bir kısmını da bozsalar bugün döviz başka bir yere gelir. Bakın sadece 24 Şubat'tan haziran ayına kadar bankalarda ucuz kredi kullanan kurumsal firmaları söylüyorum, sadece 55 milyar dolar döviz aldılar."