AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, sosyal medyaya yönelik düzenleme hazırlığının hatırlatılması üzerine Turan, "Bu konuda Türkiye'nin bir anlamda egemenliğini göstereceği bir düzenleme olacak. Buna karşı çıkılacak bir taraf olduğunu düşünmüyorum" dedi.

AKP’li Turan: Sosyal medya düzenlemesi Türkiye’nin egemenliğini göstereceği bir düzenleme olacak

Meclis'te düzenlediği basın toplantısında sosyal medya şirketlerinin yasal sorumluluklarına ilişkin dünya örneklerini incelediklerini, kamuoyunun üzerinde ittifak edebileceği bir metni sunmak istediklerini açıklayan AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan,” Türkiye'nin bir anlamda egemenliğini göstereceği bir düzenleme olacak” dedi

Turan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bununla ilgili çalışmalar, görüşmeler devam ediyor. Bu konuda Türkiye'nin bir anlamda egemenliğini göstereceği bir düzenleme olacak. Buna karşı çıkılacak bir taraf olduğunu düşünmüyorum. 'Uluslararası malum şirketlerin nasıl ki dünyanın farklı ülkelerinde temsilcisi var, Türkiye'de de olsun.' dediğimizde, vay efendim solcusundan sağcısına herkesin aynı ithamla bu konuya karşı çıkmasını ibretle izliyorum. Bugün CHP ile malum birkaç yeni partinin söylemi aynı yere evrilmiş. Çok yazık, yanlış. Oysa yapmak istediğimiz sosyal medyada hakaret ve küfreden yani Ceza Kanunu açısından suç olan konuların orada da karşılığını bulması. Bugün size küfreden yarın bana ediyor. Tehdit eden aynı şekilde. Hiçbir sosyal ağın Türkiye'de temsilcisi yok. Türkiye'nin egemenlik haklarıyla beraber burada da temsilcisi olsun dediğimizde yanlış bir iş yapmış olmuyoruz ki. Tüm partilerin de buna katkı sağlamasını, Almanya, Fransa ve benzeri ülkelerde olduğu gibi bir kanun çalışmasını yapalım istiyoruz."

ÇOKLU BARO TARTIŞMALARI

Turan, iktidarın baroları bölmeye yönelik teklifi konusunda, "Ümit ediyorum 28 maddelik teklifin görüşmeleri bugün, yarın biter. Olmadı cuma biter. Makul süre içinde kavgasız, gerginlikten uzak, herkesin ifade hürriyetini rahat kullanabileceği, komisyondaki gibi konuşabileceği bir zemin olur" dedi.

Avukatlık Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'ni, TBMM Genel Kurulu gündemine bugün getireceklerini ve görüşmelere başlanacağını söyledi.

Turan, "reform paketi" olarak değerlendirdikleri teklifin, "çoklu baro" olarak ifade edilmesinin, düzenlemenin özünü yansıtmadığını öne sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Teklifin 4-5 ayrı önemli başlığı bulunuyor. Bunlardan biri yalnızca şu an 3 büyükşehri kapsayan, 5 binden fazla avukat varsa 2 bin imzayla birden fazla baro kurulmasına izin verilmesi. İkinci başlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Almanya başta olmak üzere birçok ülkede olduğu gibi, baro başkanlarının birlikte eşit temsilini sağlayan özel bir bölümü var. Bu fazla tartışılmıyor, oysa çok kıymetli bir yaklaşım. Türkiye'de 3 büyük şehrin delege sayısı Türkiye Barolar Birliğinin (TBB) yüzde 65'ini karşılıyor ve 'Anadolu barosu' diye ifade edebileceğimiz daha küçük illerin baro başkanlarının, yalnızca üç büyük şehrin tahakkümüne maruz kalacağı bir yönetim sergilenebiliyor. Odalar birliğinde, her il eşit temsille odalar birliği başkanını seçiyor. Barolar Birliği, avukatların birliği değildir, baro başkanlarının birliğidir. Yani avukatların birliğini illerde barolar, Barolar Birliğinin temsilini ise ildeki başkan temsil eder. Dolayısıyla tüm illerdeki baro başkanları birlikte, eşit temsil edilmelidir. Bu yüzden bu bir reform paketidir."

Turan, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ile yaptığı görüşmenin sonucunda, 30 baro başkanıyla saatlerce toplantı yaptığını aktardı. "Toplantıya İstanbul Barosu Başkanı beyefendi gelmediyse ne yapalım?" diyen Turan, muhataplarının, avukatları temsilen TBB Başkanı olduğunu iddia etti.

Turan, şunları söyledi:

"Grup başkanvekilleri olarak 30 baro başkanıyla saatlerce toplantı yaptık. Bu toplantıda da İstanbul Barosu Başkanı yoktu. Bakan çağırınca gelme, Meclis çağırınca gelme... Şimdi ise 'Resmi evrak gösterin.' diyorlar. Ne resmi evrakı? Barolar Birliği Başkanı, 30 baro başkanını buraya getirmedi mi? 'Baro başkanları kapıya geldi, içeriye almadılar.' diyorlar. Ben İstanbul Barosu'nun mensubuyum. Taksim'de baronun merkezi var. Ben orada çay içerken, bugün baronun yönetim kurulu toplantısı varmış, ben de buraya katılayım desem, beni buraya alırlar mı? Her toplantının bir usulü, adabı vardır. Komisyon toplantısına katılma hakkını da yetkisini de komisyon başkanı belirler. Komisyon başkanı, baroları temsilen Barolar Birliği Başkanı'nı çağırmış. 80'ini çağırmak zorunda değil ki. Barolar Birliği Başkanı da yazılı olarak 'Bizi temsil eden arkadaşımız gelecek.' demiş. Komisyonun başlangıcından bitişine kadar Barolar Birliğinin temsilcisi görüşmeleri takip etti. Kim diyor gelmedi diye? Ama siz davetli olmadığınız halde kapıya gelip, garip garip eylemler, cübbeyi bayrak direğine dikmeler, polise bağırmalar şeklinde mesleğimize yakışmayan tavırlar gösterirseniz hiç kimse sizi ciddiye almaz."

'AVUKATLAR MECLİS’E GELEBİLİRLER'

Turan, "Ümit ediyorum 28 maddelik teklifin görüşmeleri bugün, yarın biter. Olmadı cuma biter. Makul süre içinde kavgasız, gerginlikten uzak, herkesin ifade hürriyetini rahat kullanabileceği, komisyondaki gibi konuşabileceği bir zemin olur." dedi.

İçtüzük ve teamüllere uymak kaydıyla dinlemeye açık olduklarını söyleyen Turan, "Süreleri aşan, gerginlik yapan, hakaret eden kim varsa cevabını alacaktır. Ama kanunla ilgili eleştirisi olan tüm partileri, vekilleri dinlemeye hazırız. Meclis'in tüzüğüne uygun şekilde bu süreci yönetmeye çalışacağız" ifadesini kullandı.

Bir gazetecinin, "Komisyon görüşmelerinde olduğu gibi baro başkanları Meclis'in kapısına gelirse ne olacak?" sorusu üzerine Turan, şunları kaydetti:

"Komisyon aşamasında, Meclis'in kapısına gelen arkadaşlarımızı, ben de CHP milletvekilimiz de Metin Feyzioğlu da içeriye çağırdılar. Onlar gelmemeyi tercih ettiler. Pandemiden kaynaklı bir sıkıntımız var. Komisyonda zaten 100 milletvekili varken içeriye bir o kadar da baro başkanı gelemezdi. 'Üç temsilci gelsin. Konuşalım.' dedik. Kabul etmediler. Sabahleyin Metin Feyzioğlu aradı, 'Baro başkanlarımız Meclis'e gelmek isterlerse, gelebilirler mi?' Bu takdir Meclis Başkanımızın. Meclis Başkanımızla konuştuk. 'Tabii ki gelebilirler.' dedi. Derdimiz üzüm yemek, bağcıyla işimiz yok. Yeter ki katkı sağlasınlar. Baro başkanlarımız, Meclisin Başkanımızın oluruyla, Meclis İçtüzüğü'nün öngördüğü haklarla beraber tabii ki gelebilirler. Meclis Başkanımız, baro başkanlarıyla ilişkin Sayın Feyzioğlu ile görüşmeden sonra bu hakkı tekrar kendilerine iletmiş oldu. Pandemiye, vekillerle olan irtibata dikkat etmek, Meclis'in teamüllerine uymak kaydıyla her misafirde olduğu gibi baro başkanlarımız da her zaman Meclis'e gelebilirler. Meclis Başkanımız, ziyaretçi yasağı olduğu için yalnızca baro başkanlarımıza münhasır bu hakkı, kapıyı açmayı değerlendirdi. Meclis Başkanımız, Feyzioğlu'nun talebi doğrultusunda 'Baro başkanlarımızın içeriye girmesine yardımcı olun.' dedi. Güvenlik güçlerimiz de bu konuda yardımcı olacaklardır. Baro başkanları kimliklerini ibraz ederek içeriye gireceklerdir."