AKP’nin 20 yıllık iktidarında dış politikayı, iç politika için bir malzeme olarak kullandığını ve inandırıcılıktan uzaklaştığını kaydeden CHP’li Çeviköz, “AKP’nin her normalleşme çabasının arkasında birkaç milyar dolarlık muhasebe çıkıyor” dedi.

AKP'nin dış politikası dolara endeksli: "Her normalleşme adımında dolar muhasebesi var"

BİRGÜN ANKARA

CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Ünal Çeviköz, TBMM’de parlamento muhabirleriyle bir araya geldi, başta Kazakistan olmak üzere dış politikada yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. AKP iktidarının dış politikayı, iç politika malzemesi haline getirdiğini ifade eden Çeviköz, “Her türlü dış politika olayı, ‘iç politikada bana nasıl fayda sağlar’ düşüncesiyle alınıp yürütülüyor. Çok hata yapıldı ve öylesine sıkışılmış vaziyetteki, dış politika sadece dış politika olmaktan çıktı” dedi.

Kazakistan’da yaşanan gelişmeler hakkında konuşan Çeviköz, “Almatı’da mahsur kalmış vatandaşlarımız var” dedi. Önceki gün AKP, İYİ Parti, DEVA, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi dış politika yetkilileri ile birlikte bilgilendirme için Kazakistan Büyükelçiliği’ne davet edildiklerini ifade eden Çeviköz, “Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nün ne olduğu, bunun nasıl bir faaliyet içinde olduğu, Kazakistan tarafından niçin davet edildiğini, bu davetin gerekçelerini iyi bilmek lazım. Kazakistan Büyükelçisi de onlara işaret etti. Birçok devlet görevlisinin çok büyük bir olasılıkla ciddi bir sorgulamaya ve suçlamaya tabi tutulacağını söyledi. Ülke içinde ciddi güvenlik riski ile karşı karşıya kaldıklarını kabul etti” diye konuştu.

İSRAİL İLE NORMALLEŞME

İktidarın dış politikada güven vermediğini dile getiren Çeviköz, açıklamalarını şu şekilde tamamladı:

“Son 20 senelik uygulama sırasında Türkiye, güvenilir, inanılır ve öngörülebilir olmaktan çok ciddi bir şekilde uzaklaşmıştır. Batı ile ilişkilerde herhangi bir şekilde onarma ve düzelme görmüyoruz. Avrupa Konseyi düzeyinde Türkiye’nin güvenilirlik adımlarıyla karşılaşmıyoruz. AİHM kararlarının uygulanmaması sonucu Türkiye hakkında oluşan olumsuz algının ortadan kaldırılması için adım atıldığını görmüyoruz. Osman Kavala davasıyla ilgili olarak Türkiye’nin üyeliğinin askıya alınması gibi bir sürecin başlatılmasına rağmen bir normalleşme adımı görmüyoruz. Normalleşme adımını nerede görüyoruz? BAE ile birden bire ortaya çıkan düzelme çabasında görüyoruz. Benzer şekilde İsrail ile de kapalı kapılar ardından görüşmeler olduğuna yönelik söylentiler var. O zaman normalleşme çabalarının nerede ve hangi amaçla yapıldığına bakacak olursanız her normalleşme çabasının arkasında birkaç milyar dolarlık bir muhasebe çıkıyor. Hamleler, dış politikayı düzeltmek maksadıyla değil ekonomi bakımından ülkenin sıkışıklığının önünü açmak maksadıyla yapılıyor.”