AKP’nin gözü işçinin rapor parasında

Konuk Yazar: Nuran GÜLENÇ - Sendika Uzmanı

Anayasa’da yer alan sosyal devlet ilkesi yerine sadaka devleti anlayışını benimsemiş olan AKP, bu yöndeki politikalarını tek tek hayata geçiriyor. AKP’nin bu yönde atmaya hazırlandığı yeni adımlardan birisi de bir grup AKP milletvekili tarafından 2 Nisan 2021’de TBMM’ye sunulan “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nde yer alıyor. Meclis’te görüşülmeye başlanan torba yasa teklifi içinde yer alan geçici iş göremezlik ödeneğine ilişkin öneriler yasalaşırsa işçinin hastalık ya da analık halinde aldığı geçici iş göremezlik ödeneğinde düşüş yaşanacak. İşçilerin arasında “rapor parası” olarak bilinen bu hak, geçici süreyle çalışamayacak durumda olan işçinin ekonomik ve sosyal olarak korunmasını sağlıyor, yani geçmişten bugüne önemli bir sosyal devlet uygulaması olarak biliniyor.


5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre kadın işçinin doğumda izinli olduğu toplam 16 hafta, çoğul gebelik halinde toplam 18 hafta olarak faydalandığı ödeneğin hak ediş koşullarına ilişkin yeni bir düzenleme yok. Ancak alacağı ödenek hesaplanırken bir önceki uygulamada esas alınan son üç ay prime esas kazancın ortalaması yerine 12 aylık prime esas kazancın ortalaması dikkate alınacak. Kadın işçiye eskisi gibi ortalama prime esas günlük kazancın üçte ikisi oranında ödeme yapılacak. Bu da bir yıl içindeki ücret değişimi nedeniyle ele geçen paranın düşmesine neden olacak. Bir yıllık prime esas ücret esas alınacağından yıl içinde iş göremezlik ödeneğine hak kazanılan aya göre ele geçen ücret değişecek. Prime esas alacağın bir kısmı eski ücret üzerinden hesaplanarak bulunacak. Bu ise ciddi bir kayıp yaratacak. Örneklemek gerekirse, asgari ücret üzerinden bakıldığında, örneğin nisan ayında analık hali nedeniyle iş görmezlik ödeneği alacak olan kadın işçinin toplam kaybı yaklaşık 1250 TL olacak. Bu kayıp hastalık halinde de söz konusu olacak.

Ayrıca, hak ediş koşullarını yerine getirmiş ancak bir yıl altına çalışma süresi olan kadınların eline geçecek olan ücret de aynı şekilde düşecek. Bu hesaplamada da çalışılan sürenin ortalaması mı yoksa 12 aylık ortalama mı esas alınacak belirsiz. Uygulamada göreceğiz.

Analık halinde alınacak olan geçici iş göremezlik ödeneğine ilişkin bir diğer hak kaybı da son bir yıl içinde 180 günden az prim ödeyenler için söz konusu olacak. Prime esasa kazancı ne olursa olsun bu durumdaki bir işçinin eline geçecek günlük ödenek asgari ücretin günlük tutarının iki katını geçemeyecek. Bu da prime esas kazancı asgari ücretin üzerinde olan işçiler için ciddi bir kayıp yaratacak. Bu durum hastalık halinde de geçerli olacak.

Taslakta sunulan gerekçe ise inandırıcılıktan da hakkaniyetten de uzak. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), bu konuda sahte sigortalılık yolu ile son 3 ayda yüksek kazanç gösterilerek, yüksek miktarlarda iş göremezlik ödeneği alındığını tespit etmiş, bu durumu değişikliğe gerekçe yapmış! Bu asla itibar edilebilir bir gerekçe değil. Bakanlık gerekçesinde alınan tespit doğru olsa bile, işlenen suç kişiseldir ve bu gerekçe ile diğer kişilerin kazançlarına el konulması kabul edilemez. Öte yandan kötü örnek ve uygulama esas alınarak hakkın özü sınırlanamaz.

Açıklanan gerekçenin bir bahane olduğu ve işin aslının işçinin cebine giren paraya göz dikildiği gün gibi ortadadır. SGK hasta ve analık halinde bile işçiye daha az para vermenin yollarını aramaktadır.