Toplumsal muhalefetin enerjisi iktidarın gözünü korkutuyor. Büyük yıkıma neden olan deprem felaketleri, eski gücü kalmayan Erdoğan için başarısızlığı örtmenin bir yolu olarak görülüyor. Uzmanlara göre muhalefet cephesi bu hamleleri bertaraf etmek için ülkenin yakıcı sorunlarını ısrarla anlatmalı. Kitlesel gücünü sokaklarda, meydanlarda ortak talepler etrafında somutlamalı.

AKP’nin temel stratejisi yaşanan yıkımı unutturmak

Seçime iki ay kala anketlerden umduğunu bulamayan Erdoğan bir yandan Cumhur İttifakı’nın sınırlarını ‘genişletme’ arayışlarını sürdürürken diğer yandan yeni stratejiler geliştirmeye çalışıyor. 48 bin yurttaşın yaşamını yitirdiği Maraş merkezli depremler, Erdoğan’ın EYT ve asgari ücret düzenlemesi gibi depremden önceki son hamlelerini de bertaraf etti. Köşeye sıkışan Erdoğan, büyük felaketi de lehine çevirmenin yollarını arıyor.

Başarı hikâyeleri anlatan Erdoğan, her fırsatta ‘tek gündemimiz deprem’ diyerek ortaya çıkan yıkımı da unutturmanın yollarını arıyor. AKP’nin Türkiye Yüzyılı kampanyasıyla duyurduğu seçim çalışmalarının da yeniden şekilleneceği aktarılmıştı. Buna göre kampanyaların müziksiz yürütüleceği, alelacele yapılan çalışmaların ‘günü gününe halka anlatılacağı’ büyük mitingler yerine çadır ve konteyner ziyaretlerinin gerçekleştirileceği ifade edilmişti. İktidarla hizalanmayı reddeden muhalefet de bu şekilde sıkıştırılmak isteniyor. Ekonomik kriz başta olmak üzere ülkenin yakıcı sorunlarının konuşulmasını istemeyen Erdoğan için ‘deprem yaralarını sarma’ kampanyası hem başarısızlığın üstünü örtmek hem de güçsüz ve dağınık imajı düzeltmek için bir fırsat olarak görülüyor.

"ENERJİYİ BOŞALTMA ÇABASI GÜDÜLÜYOR"

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Siyasetbilimci Güven Gürkan Öztan, “Yakın tarihimizin en önemli seçimlerinden birine gidiyoruz ancak iktidar seçimleri bir an önce geride bırakılması gereken bir formalite olarak göstermeye çalışıyor” dedi. Seçimi önemsizleştirmeyi, muhalefette biriken enerjiyi ‘yeniden inşa’ retoriğiyle etkisizleştirmeyi deniyorlar” ifadelerini kullanan Öztan, “Depremde oluşan büyük yıkımın ve halihazırda devam eden sorunların üzerini kapamak için vaat üstüne vaat sıralıyorlar. Felaketin bu boyutta yaşanmasında sanki hiçbir sorumlulukları yokmuşçasına halkın yaralarını sarmaktan söz ediyorlar. Halbuki deprem, 20 yılı aşkındır ülkeyi yöneten bu zihniyetin halk yararına hiçbir şey inşa edemeyeceğini bir kez daha ortaya koymuş oldu” şeklinde konuştu.

Siyasetbilimci Güven Gürkan ÖztanSiyasetbilimci Güven Gürkan Öztan

İktidar kanadının depremi gerekçe göstererek seçim sürecinde rejim sorunu başta olmak üzere temel politik tartışmalardan uzak durulmasını istediğini de ifade eden Öztan değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “İnandırıcı bir sözü olmayan, güçlü bir seçim kampanyası örgütleme kapasitesi kalmayan iktidar, böylece muhalefetin hareket alanını daraltmayı hedefliyor. İktidarın eskiden olduğu gibi coşkuyla meydanları doldurup kendine anlatılacakları heyecanla dinleyecek büyük bir kitlesi yok, onun yerine talimatla miting alanlarına getirilen, işinden olma korkusuyla alkış tutan zoraki bir kalabalığı var. Ekonomik krizden depreme birçok faktör o bildiğimiz Erdoğan kampanyalarının tekrarlanmasına mâni oluyor.”

“İktidar kendi vitesini yükseltmeyi değil rakiplerinin hızını kesmeyi ana hedef olarak belirlemiş gibi duruyor” diyen Öztan sözlerini şöyle tamamladı: “Erdoğan her ne kadar ‘14 Mayıs süreci, kısır siyasi çekişmelerin, yalan, iftira kampanyalarının mecrası haline dönüştürülürse, 85 milyon insanımız önünde vebale gireriz’ dese de 20 yıllık tecrübelerimiz iktidar kanadının muhalefete elindeki tüm araçları kullanarak saldıracağı yönünde. Bu nedenle muhalefet cephesinin birlikte hareket ederek bu saldırıları bertaraf etmesi ve kitlesel gücünü sokaklarda, meydanlarda ortak talepler etrafında somutlaması gerekiyor.”

"YAKICI SORUNLAR ISRARLA ANLATILMALI"

Aksoy Araştırma Başkanı Ertan Aksoy ise “Aslında Erdoğan kendi eliyle yarattığı ekonomik felaketin üstünü doğal felaketle örtmeye çalışıyor” dedi. İktidarın özellikle orta ve orta üstü seçmenin içinde bulunduğu yoksullaşma halini gündemden çıkarmak için seçime giderken daha fazla depremi konuşturmaya çalıştığına vurgu yapan Aksoy, “Çünkü orda sığındığı bir alan var” ifadelerini kullandı.

Aksoy Araştırma Başkanı Ertan AksoyAksoy Araştırma Başkanı Ertan Aksoy

“Deprem gündemi elbette yok sayılamaz ama bunun yanında ikinci olarak yoksullaşmanın sürekli anlatılması gerekiyor” diyen Aksoy, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “Özellikle ekonomideki kötü gelişmeler, deprem afetinin getirdiği hem ekonomik hem toplumsal yükler, seçim öncesi hayata geçirilen uygulamalar örneğin EYT gibi, önümüzdeki dönemde toplumun üzerindeki yükün daha fazla olduğunu bize gösteriyor. Tüm bunlar daha fazla ekonomik yük daha fazla vergi daha fazla yoksullaşma demek. İktidarın yarattığı tüm bu yıkıma karşı muhalefet mevcut yoksullaşmayı doğru tarif edip çözüm politikalarını ikinci büyük konsantrasyon alanı olarak toplumun önüne koyması lazım. Öte yandan deprem bölgesini 1 yılda inşa etme sözü vermek bölgenin yeniden plansız olarak yapılacağı anlamına geliyor. Muhalefetin buraya dair planlama hazırlığı yapacağını ve en kısa sürede yeniden kuracağını anlatması gerekiyor. Haliyle hızlıca inşaat değil, daha iyi planlanmış yeni kentlere ihtiyaç var.”