Deprem, çığ, uçak kazası art arda geldi. 2020’yi uğursuz bulan ya da “Üstümüzde kara bulutlar dolaşıyor” diyen var. Ne yeni yılın akıbeti ne de kara bulutların laneti. Ülkeye çöken 18 yıllık AKP kâbusu bu. Liyakat yerine yandaş kayırmanın, akıl ve bilimin izinden gitmek yerine safsata pazarlamanın, peşkeş ile ülke satmanın doğal sonucu.

Ucube rejimin çatısının, hırsızlık üzerine kurulduğu gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. İktidar, Türkiye’yi kısır döngü üzerindeki sisteminde yaşatmak istiyor: Çal, yalan söyle, üstünü kapa, yetmezse baskı kur. Öyle bir rejimi ki… Suriye’den toprak, ormandan ağaç, inşaattan demir, sandıktan oy, Kürdü, Türkü, Alevisi ile insanından ömür çalmak istiyor.

Tarih aynılarıyla dolu… Ülkelerini yıkarken düşmanı dışarıda arattılar. Bu rejim de Türkiye’yi içi boşalan bir ağaca çevirdi. Oysa düşman tam da içerde. Gövdeye kurt, kökümüze hastalık, dalımıza çürüme düştü. Ne kuruluş, ne diriliş olsa olsa çöküştür bu.

Örneklerle sabit…

DEPREM

24 Ocak’ta merkezi Sivrice’deki 6.8’lik depremde Elazığ ve Malatya’da 41 kişi öldü. ‘Toroslar’ın Efendisi’ Mehmet Ağar’ın oğlu AKP’li Tolga Ağar… Kısa süre önce tecavüz, cinayet iddiasıyla gündeme gelmişti. Ne dedi: “Ülke beni göçükten başım açık çıkarmayın diyenlerin imanıyla korunuyor.” Ne kârlı iş, yaşamdan çalıp iman satmak!

ÇIĞ

Van’da, düşen çığdan insan çıkarmaya çalışan, çığ düşmesinden öldü! HaberTürk Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan’ın tehlikeli olan yolu açtırma girişiminin felakete sebep olduğunu aktardı. Ancak ayarı çabuk yiyince toparlandı. HaberTürk hem özür diledi, hem de Orhan’a özür diletti.

Suriye’de alıştılar… Kurtarma görüntülerinde, AFAD ekiplerine ait tekbirler var. Daha ilkokulda öğretirlerdi: Sesin çığ riskini artırır. Biz AFAD’ı, tekbir sesinden, İHH ile birlikte Suriye’ye, ‘insani yardım malzemesi’ taşımasından, Elazığ depreminde yaralıyı, “Cumhurbaşkanı gelecek” diye bekletmesinden tanırız!

O cumhurbaşkanını ise Van’da çığ felaketi yaşanırken NTV ve CNN Türk’te açılan pencerede yayınlanan Kırıkkale mitinginden. O mitingdeki, TOKİ ile “Çok konut yaptık” ifadelerinden.

UÇAK KAZASI

Pegasus Hava Yolları’nın İzmir-İstanbul seferini yapan uçak, 3 gün önce 17.05’te İzmir Adnan Menderes Havalimanı’ndan kalktı. Saat 18.19’da Sabiha Gökçen Havalimanı’na inerken pistten çıktı. 3 kişi hayatını kaybetti, 180 kişi yaralandı. 13’ü yoğun bakımda.

Bir uçak kazasının ardından dünyanın başka bir yerinde, iktidarın projelerini eleştirdi diye yayından alınan pilot göremez, otobüsle yaralı taşındığını bulamazsınız! Keza görüntüler açıkken, bir devlet kurumunun göz göre göre yalan söylediğini duyamazsınız. Taşınan kan revan içindeki yaralının ağzından verelim: “Rezillik..”

Altını kazıyınca, zengini havalimanına yetiştirmekte kullanılan ambulanslar çıkıyor.

Ulaştırma Bakanı Mehmet Cahit Turhan, kazadan bir gün önce Sabiha Gökçen Havalimanı konusunda “Pistimiz çok yoruldu” diyordu. Sabiha Gökçen’de ikinci pist tartışmaları yıllardır gündemde. İkinci pistin yapımı yaklaşık 11 yıldır devam ediyor.

Yaptıkları, olacakların teminatıdır kısaca! Çökmüş bir ülke ile karşıyayız. “Bindik kıyamete gidiyoruz kıyamete” deyimi sempatik kalıyor artık. Ülkeyi kendilerinin sandılar, yangından mal kaçırır gibi talan ettiler. İnsanından, harcından çaldılar. Vaatleri yok. Sadece din ve bayrak pazarlayıp ahlak, çatlak bina duvarı, uçak pisti sıvamaya kalkıyorlar. Cümlesi başımızdan eksik olsun.

BİRGÜN’E SAHİP ÇIKALIM

CNN Türk ve NTV örneklerini vermemizin bir nedeni var. Türkiye çözümsüz değil, çare var. AKP, icraatlarını kolay gerçekleştirmek için yol temizliği yaptı. Medyaya darbe vurdu. Ama geldiğimiz noktada, bu ‘akılcı yöntemin’ ters tepmek üzere olduğunu görüyoruz. Havuz medyası dibe vurdu. Alternatif hep vardı. Şimdi daha pratik adımları atma zamanı. BirGün’e sahip çıkalım. Abone olup destek verelim. Kampanyaya katılalım. Bu, her zamankinden daha önemli. Çünkü bizim gazetemizle, onların iktidarını arasındaki derin ayırımdan, ‘yarının umudu’ çıkacak.