Yeni sosyal medya düzenlemesini değerlendiren akademisyen Durna, AKP’nin rahatsızlık duyduğu yalan haber anlayışının kaynağının da iktidar olduğunu söyledi. Avukat Çayır ise “Seçimlere kadar sansür artacak” dedi.

AKP sansürde vites artıracak

2014 yılında internette sansür ve denetimi yoğunlaştıran yasa Taksim Meydanı'nda protesto edilmişti.

Nisa Küçük

AKP iktidarının medya üzerindeki denetimi her geçen gün artıyor. Sahip olamadığı kuruluşların içeriğine müdahale etmek isteyen AKP, yeniden sosyal medya düzenlemesi hazırlığında. İktidar, geçen yıl yürürlüğe giren yasa değişikliği ile yetinmeyerek yeniden düzenleme yapılacağını duyururken akademi ve hukuk çevreleri bu hazırlığa karşı çıkıyor.

Geçen hafta yaptığı bir konuşmada sosyal medya ile ilgili yeni düzenleme yapılacağını açıklayan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Özellikle yalan terörü hususunda bir adım daha atılması gerekiyor. Bu konuda da yaptığımız bir çalışma var” dedi. Erdoğan’ın bu sözlerinin üzerine yapılacak yeni düzenlemenin ifade özgürlüğünü daraltacağı kaygıları dillendirildi. Yeni düzenlemeyi Doç. Dr. Tezcan Durna ve Avukat Faruk Çayır BirGün’e değerlendirdi.

YALANIN KAYNAĞI AKP İKTİDARI

Doç. Dr. Tezcan Durna, yalan haberin asıl kaynağının iktidar olduğunu ifade etti. “Bu yalanların yayılmasında başta bundan şikâyet eden iktidar sorumludur. Yalan haberlerin büyük bölümünün kaynağı ve müsebbibi bizzat iktidarın kendisidir” diyen Durna şunları söyledi:

“Yalan söylemenin iktidar açısından çok sıradan bir şey haline geldiğini artık hepimiz biliyoruz. En çok seçim zamanlarında olmak üzere, zor durumda kaldığı zamanlarda yalan, uydurma, hedef gösterme, nefret söylemi yayma, suçlulaştırma gibi pek çok hak ihlaline yol açabilecek uygulama ve söylemleri iktidar bizatihi en başta da sosyal medya platformları üzerinden yürütüyor. Erdoğan’ın sosyal medyaya atıfla yalan terörü nitelemesinde bulunması, en hafif tabirle samimiyetsiz görünüyor. Samimiyetsiz olmanın ötesinde burada açıkça bir kasıt olduğunu da söylemek mümkün.”

AKP’nin sahip olamadığı şeyi yok etme alışkanlığı bulunduğunu söyleyen Doç. Dr. Durna, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Şu anda yapmaya çalıştığı şey, sahip olamadığı yeni mecraların üstüne çökerek, boğazına basarak etkisiz hale getirmek ve halkı, kendi kurduğu emir kulu medya sistemine mecbur bırakmak. AKP, yıllardan beri geleneksel medya organlarının sahiplik yapısını devletin ekonomik, idari, hukuki, polisiye olmak üzere pek çok erkini kullanarak köklü şekilde değiştirdi. Alternatif haber ve yorum kaynağı olarak piyasayı yoktan var olarak domine etmeye çalışan bağımsız haber kuruluşları da haliyle göze batmaya başladı.”

BİRİNİ KAPATIRSINIZ ONLARCASI AÇILIR

“Geçen yıl yürürlüğe giren kanun da aslında uygulanabilir bir kanun değildi. RTÜK gibi bir kuruluşun çalışan kapasitesini ne kadar arttırsanız da internet ortamındaki dijital, kişisel video kanallarını denetlemesi mümkün değil. En otoriter devletler bunu tamamen yasaklayarak çözüyorlar. İktidar, tam bir açmazın içinde. Birisini kapatırsınız, ardından onlarcası tekrar açılır. Yeni düzenlemenin niyetinin açıkça ifade özgürlüğünü boğmak olduğu ortada. Baskılar halkın tahammül sınırlarını aşmış durumda. Siz istediğiniz kadar insanların söz söyleme, gerçekleri dile getirme hakkını elinden almaya çalışın, eğer insanlar korku eşiğini aştıysa duvara yazarak da kendini ifade ederek diğer insanlara derdini anlatır. Siz sabah silersiniz duvara yazılan yazıyı, gece yeniden gelir birileri yazar. İnternet bundan daha çok olanak veriyor insanlara ve insanlar da bu olanakları kullanmaya devam edecekler.”

465 BİNDEN FAZLA İÇERİĞE ERİŞİM ENGELİ

Bilişim hukuku alanında uzmanlığı bulunan Avukat Faruk Çayır ise geçen yıl yürürlüğe giren sosyal medya düzenlemesinin etkisine vurgu yaptı. Çayır, “Sosyal medya düzenlemesi ile içeriklerin daha kısa sürede engellenmesi ve içeriklerin çıkarılması, sosyal medya platformlarına temsilci bulundurma zorunluluğu gibi bir dizi zorunluluklar getirildi” dedi. Sosyal medya ve internet üzerindeki sansürün arttığını dile getiren Çayır, şunları kaydetti:

“Bu düzenleme sonrasında 465 binden fazla web sitesi ve binlerce haber ve sosyal medya içeriği Türkiye'den erişime engellenmiş ve binlerce içerik kaldırılmış durumda. Yani getirilen düzenleme hiç etki yaratmadı gibi duruyor ancak durum önceki yıllara göre daha vahim. Erişim engelleme ve içerik çıkarmaya ilişkin verilen kararların standartları yok. Verilen erişim engeli ve içerik çıkarma kararlarının etkili bir denetimi bulunmuyor.”

SEÇİMLERE KADAR SANSÜR ARTACAK

“Türkiye'de her yeni sansasyon ve kriz yaratan olaydan sonra sosyal medya ile ilgili bu kadar kısa aralıklarla ve sadece iktidarın isteği doğrultusunda düzenleme yapılmasına artık alıştık. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz aylarda Sedat Peker in videoları ve açıklamaları mafya, iktidar ilişkilerinin gelmiş olduğu çirkin boyutu hepimiz gördük. Ancak bu açıklamalar ve videolar karşısında iktidar etkisiz kaldı. Cumhurbaşkanı’nın Türkçe’ye yeni kazandırdığı ‘yalan terörü’ tabirini de bu sebeple gündeme getirdiğini ve özellikle kullandığını düşünüyorum. İktidarın günlük hayattaki her olayı ‘terör’ ile ilişkilendirmesiyle ve yan yana kullanmasıyla, 2023 yılında yapılacak seçimler için de hazırlık olduğunu düşünüyorum. İktidar, daha önceki düzenlemeler ile kontrol altına alamadığı sosyal medya ve internet üzerinde sansürü bir adım daha arttırma ve hatta interneti kapatmaya doğru giden bir yolda. 2023 yılındaki seçimlere kadar sosyal medya ile ilgili bu gibi söylemlerin ve düzenlemelerin daha fazla gündeme geleceğini düşünüyorum.”