AKP Sözcüsü Ömer Çelik, CHP'yi ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef aldı. "Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından anlıyoruz ki, nefret ve husumet siyaseti Kılıçdaroğlu tarafından bir yazılım haline getirilmiştir" diyen Çelik, "Avrupa'daki aşırı sağcıların liginde bir CHP söylemiyle karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.

AKP Sözcüsü Çelik, CHP'yi hedef aldı: Avrupa'daki aşırı sağcıların liginde bir CHP söylemiyle karşı karşıyayız

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Çelik açıklamasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef alarak, "Kılıçdaroğlu döneminde Avrupa'nın aşırı sağcı ve ırkçılarıyla bir siyasi dil kullanımını kayıtlara geçirmek gerekiyor" dedi.

"Valilerimiz, kaymakamlarımız devlet adamlarıdır" diyen Çelik, "Devlet hayatına, devlet çarkının dönmesine herhangi bir şekilde çomak sokulmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu sözleri söylerken aynaya baktıklarını hiçbir zaman unutmasın diyoruz" ifadelerini kullandı.

Açıklamasında "Türkiye'deki Amerikan karşıtlığı sebebinin AK Parti olduğuna dair bazı açıklamalar geldi" ifadelerine yer veren Çelik, "Bu değerlendirmeler yanlıştır. Türkiye'de anti Amerikanizm söz konusu değildir" diye konuştu.

Ömer Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Türk devlet ve siyaset hayatında görülmeyen bir yıkım siyasetiyle karşı karşıyayız. İlk defa bir siyasi partinin meşruiyet çizgilerinin dışına çıktığını görüyoruz. CHP'nin dilinin yıkım siyaseti olduğunu daha önce ifade ettim. Bugün Sayın Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından anlıyoruz ki, nefret ve husumet siyaseti Kılıçdaroğlu tarafından bir yazılım haline getirilmiştir.

Bu yazılım nefreti arttırmak şeklinde tavır ortaya çıkıyor. Geçmişte CHP'nin önde gelen siyasileri, saygın isimler. Dünyaya bütünleşmiş bir sosyal demokrat partinin nasıl olması konusunda çok şey yazdılar, çok şey söylediler. Bunun teorisini oluşturdular, pratiğiyle ilgili çalışma atölyeleri oluşturdular.

Bu birikimin yeni parti yönetimi tamamen berhava edildiğini görüyoruz. CHP'nin motivasyonu tamamen yok olmuştur. Avrupa'daki aşırı sağcıların liginde bir CHP söylemiyle karşı karşıyayız. Şüphesiz CHP'ye destek veren vatandaşlarımız açısından da büyük bir haksızlıktır. Bugün sayın Kılıçdaroğlu çok kötü bir grup konuşması yaptı. Tamamen dağınık bir zihinle, nefret, husumet siyasetini mümkün olduğu kadar üretmek, Avrupa'daki sosyal demokrat partiler liginden aşırı sağcı liginin en üst sıralarına yerleşmek gibi bir siyasi tutum üretmiştir.

Kılıçdaroğlu döneminde Avrupa'nın aşırı sağcı ve ırkçılarıyla bir siyasi dil kullanımını kayıtlara geçirmek gerekiyor. Diyor ki 'AK Parti ne yapmak istedi de engel olduk?'. AK Parti ne yapmak istediyse karşımızda oldunuz. Sizin milletvekillerinizden bir tanesi 'Türkiye'de ordu kağıttan kaplanmış, darbe bile yapamıyor' dediğinde hepiniz sessiz kaldınız. AK Parti'yi kapatma girişimleri söz konusu olduğunda yine sessiz kaldınız. Ne zaman iyi bir şey gerçekleştirsek jüristokrasi ve askeri vesayet üzerinden bir şey yapamadığınızda Anayasa Mahkemesi'ne indirgeyen bir tutum sergilediniz.

Çok net söylemek isterim, bu eğer tekrarlanmasaydı bu cümleleri kurmaya gerek kalmayacaktı. Valilere, kaymakamlara, yargı mensuplarına militan diyenler faşistin ta kendisidir. Şehit kaymakamlarımız, yargı mensuplarımız var, insan biraz bundan utanır. Gelin bize eleştiri getirin. Size cevap veremeyecek durumundaki vali, kaymakam, askerlere bunu söyleme sebeplerini biliyoruz. Biz siyasi tomografisinde, MR'ında neler var biliyoruz. Kendiniz iktidar değilsiniz, mülki idareyi baskı almaya çalışıyorsunuz.

Demokratik bir sistemde en sert eleştiriyi yapın, biz buna cevap veririz. Biz siyasi kavgadan çekinmeyiz. Ama yıkım müteahhitliği yaptığınız zaman, nefret suçu ürettiğiniz zaman buna cevap vermek durumunda kalıyoruz. Hiç kimsenin mülki amirleri, yargı, askeriyeyi yönlendireceğini düşünmemesi lazımdır. Eleştireceğiniz bir şey varsa bize söyleyin, biz de size cevabını verelim.

Ne istiyorsunuz? Sizin militanınız olduğu zaman iyi vali, iyi kaymakam oluyorlar. Milletin emrinde çalışınca siz onlara militan diyorsunuz. Bizim bütün ömrümüz bu dille mücadeleyle geçti. Bazı yerlerdeki vali ve kaymakamların bir günlük emeğini sayın Kılıçdaroğlu 6 ayda gerçekleştiremez. Mülki idare mensupları ve geleneğimizle gurur duyuyoruz.

Valilerimiz, kaymakamlarımız devlet adamlarıdır. Devlet hayatına, devlet çarkının dönmesine herhangi bir şekilde çomak sokulmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu sözleri söylerken aynaya baktıklarını hiçbir zaman unutmasın diyoruz.

"BİZE YAPTIRIMLAR UYGULANDI"

ABD'nin yeni yönetimi göreve başladı. Temaslarımız sürüyor. 6 Ocak'taki krizden sonra yeni yönetimin pürüzsüz şekilde işbaşına gelmesi memnuniyet verici. Senato baskının ideolojik kimliği analiz edildiği zaman İslam düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı, beyaz olmayanlara düşmanlığının kurumsallaşmış olduğunu görüyoruz. Yeni başkanın bu tehdidin farkında olarak göreve başlaması son derece önemlidir.

Bu dönemde üzüntü verici birkaç şey duyduk. Türkiye'deki Amerikan karşıtlığı sebebinin AK Parti olduğuna dair bazı açıklamalar geldi. Bu değerlendirmeler yanlıştır. Türkiye'de anti Amerikanizm söz konusu değildir. Vatandaşımızın tepki gösterdiği konuları Amerikan bürokratlarının iyi değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz. 15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu olan kişinin ABD'de rahat bir şekilde yaşıyor olmasına vatandaşlarımızın tepkisinden daha normal bir şey yoktur.

Terör saldırıları düzenleyenlerin PKK/PYD/YPG'nin ABD tarafından açık şekilde desteklenmesi tabii ki milletimizin tepkisine yol açmaktadır. Patriotları satın almak istediğimize rağmen verilmediği için S-400 savunma sistemlerini aldık. Sonra bize yaptırımlar uygulandı. Çifte standarttan uzak durduklarını söylemek mümkün değildir. Hasım ülke olarak gördükleri Rusya ve Çin'den silah alanlara F-35 satmada bir mazur görmüyorlar ama Türkiye'ye satmıyorlar.

İlkeli bir müttefiklik ilişkisine yaslandığımız zaman çözemediğimiz sorun olmadığını bir kez daha ifade ediyoruz. Biz sahada hak ve menfaatleri korumakta güçlü bir devletiz aynı zamanda masada da güçlü bir devletiz.

"YUNANİSTAN'LA YENİ BİR SAYFA AÇMAK İSTİYORUZ"

Yunanistan'la yeni bir sayfa açmayı düşünüyoruz. Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın olumsuz düşüncelerden vazgeçmesi gerekiyor. Silahsızlandırılmış adaları silahlandırmaları doğru faaliyetler değil. Türkiye'de azınlıklara dönük atılmış adımlar çok güçlü adımlardır. Batı Trakya'da Yunanistan defalarca AİHM tarafından cezalandırmalarına rağmen Yunanistan aynı tutuma devam etmektedir.

SORULAR VE YANITLAR

CHP'nin kullandığı dilin sistematik bir şekilde mülki idaremizi, askeri mensuplarımızı, yargı mensuplarımızı baskı altına alma çabası içerisinde olduğunu görüyoruz. MYK'mız buna karşı en güçlü tepkinin verilmesi konusunda hemfikirdir. Hiçbir vali, kaymakam, silahlı kuvvetler mensubu ve yargı mensubunun Kılıçdaroğlu'nu ciddiye alması gerekmez. Biz cevabı veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz.

Bir vali ya da kaymakam CHP Genel Merkezi'nden talimat almıyorsa ona militan diyorlar. Askeriyede bir vesayet kışkırtması sözkonusu değilse militan derler. Yargı mensupları CHP'den talimat almıyorsa militan derler. Tarihte yaptığınızı bugün de yapmaya çalışıyorsunuz. Mülki idaremizin arkasındayız, hepsine selamlarımızı, sevgilerimizi iletiyoruz.

REFORM PAKETİ

Ekonomi ve yargıyla ilgili olan reformlarda derinlemesine bir çalışma yapılıyor. Yargı mensuplarının, vatandaşların, avukatların şimdiye kadar ki uygulamadan geri dönüşlerini alıyor Bakanlıklarımız. Şimdiye kadar gerçekleştirdiğimiz seri mahkeme, basit yargılama e duruşmalarla ilgili tepkiler nasıldır, vatandaş memnuniyeti nedir, avukatların değerlendirmeleri nedir bunları alıyoruz. İnsan Hakları Eylem Planı tamamlanmak üzere. Bugün hepsi MYK'mızda kapsamlı bir şekilde değerlendiriliyor. Belki birkaç toplantı daha yapmak gerekecek. Bu çalışıldıktan sonra İnsan Hakları Eylem Planı Cumhurbaşkanımız tarafından kamuouyla paylaşılacak. Arkasında idari ve yasal düzenlemeler gerçekleştirelecek. Ekonomi alanındaki konular MYK'mız tarafından değerlendirmeye devam ediliyor.

YUNANİSTAN İLE İSTİKŞAFİ GÖRÜŞMELER

60 tur boyunca istikşafi görüşmelerin doğası Yunanistan'la bütün sorunların tek bir dosya olarak düşünülüp ele alınmasıydı. Bunlar 60 turdan sonra Yunanistan tarafının isteksizliği yüzünden kesilmiştir. Ege sorunları, kıta sahanlığı, hava ve denizde sözkonusu sorunlar şimdi bunlara hidrokarbon konuları da eklendi. Dosyaların parçalarının birbirinden ayrılıp ayrı bir istikşafi görüşme yapılması söz konusu değildir. Türkiye bir diplomasi devleti olarak masaya pozitif bir şekilde oturmuştur. Türk diplomatları her zaman gerek Akdeniz ve Ege'de barışı destekleyecek, çatışmaları çözecek konuda öne çıkan bir diplomatik yeteneğe sahiptirler.

Beklentimiz şudur; diplomatik yönden siyasi aklı çalıştırarak çözülmeyecek sorunumuz yoktur. Yunanistan'ın bölgesel istikrara katkı sağlayacak katkılarını bekliyoruz. Yoksa silah alımını arttırmak, Türkiye'ye karşı Mısır, İsrail gibi ülkelerle işbirliği yapmak hiçbir sonuç almaz. Biz komşuyuz. Yunanistan dara düştüğü zaman yanında her zaman Türkiye'yi bulmuştur."