Avrupa'dan Aksaray'a gelen ve pazarda alışveriş yapan gurbetçi Ayşe Keser, Türkiye'deki hayat pahalılığına dikkat çekerek "Ben Türkiye'de yaşamam. Her sene kuru bakliyat götürürdüm. Buradan asla bir şey götürmem." dedi. Un fiyatlarındaki artış sebebiyle Avrupa'daki eşinden 20 paket un istediğini söyleyen Keser, "Avrupa'da da pahalılık var ama unumuz 90 kuruşsa 1 lira 15 kuruş oldu. Pahalılık bu Avrupa'da" ifadelerini kullandı.

Aksaray'a gelen gurbetçi: Türkiye'de yaşamam, çünkü çok pahalı
Fotoğraf: ANKA

CHP Aksaray İl Başkanı Ali Abbas Ertürk, parti yöneticileri ile birlikte Helvadere'de esnaf ziyaretlerinde bulundu.

Ertürk ziyareti sırasında Avrupa’dan Aksaray’a gelen ve pazarda alışveriş yapan gurbetçi Ayşe Keser ile görüştü. Türkiye'deki hayat pahalılığından yakınan Keser, artık Türkiye'den Avrupa'ya yiyecek götüremediğini söyledi.

Keser, “Ben Türkiye'de yaşamam. Bu pahalılıkla asla yaşamam. Çünkü çok pahalı. Avrupa'da böyle bir pahalılık yok. Avrupa’da da var. Olmaz değil. Unumuz; 90 kuruşsa, 1 lira 15 kuruş oldu. Pahalılık bu Avrupa'da. Ben Türk marketlerinden alırım, orada. Buradan asla bir şey götürmem. Her sene mercimek, kuru bakliyat götürürdüm. Orada daha ucuz. Bu millet nasıl alıyor, nasıl satıyor? dedi.

Türkiye’deki un fiyatlarının yüksek olduğunu belirten Keser, yurt dışındaki eşinden un istediğini söyledi. Keser, "Şimdi benim eşim kamyonla gelecek inanır mısınız ben unu oradan '20 paket un getir burada mantı falan yapmak için' dedim, baktım çok pahalı" ifadelerini kullandı.

Kartının asgari ücretini ödeyemediği için kapatıldığını belirten pazarcı ise şöyle konuştu:

“Mazot 7 liraydı. 30 lira 30 kuruşa yaptım. Ben mi yaptım. Petrolcüye diyorum, ‘7 lira. Beni niye kandırıyorsun’ diyorum. ‘Git, Cumhurbaşkanı’na şikayet et’ diyor. İşine geliyorsa, 30 lira; diyor. 10 liraya sattığım kaşığı şimdi 18 liraya alıyorum. Onu geçen sana 6,5 liraya alıyordum 10 liraya satıyordum şimdi 18 lira. Bu da en düşüğü daha pahalıları da var yani. Piyasa şu an yüksek. Alana da zor satana da zor. Adana'dan; 20 milyar (20 bin lira) veriyordum, bu depoyu doldurup geliyordum. Şimdi 50 milyara (50 bin liraya) dolmuyor bile. Kart borcu; yüzde 20’ydi asgari ödeme, yüzde 40’a çıkardılar. Kartları ödeyemiyoruz. O da bize bir darbe oldu. Ben ilk defa böyle bir şeyle karşılaştım. En kısa sürede inşallah düzelir. Vatandaş bizi suçluyor fiyat artışından, ‘siz yapıyorsunuz’ diyor. Malımı ben niye burada güneşte yakayım. Ben bunu borç ile almışım, borcunu ödeyemediğim ürünüm güneşte solmaya başlamış. Ben niye soldurayım ki bunu?”

ANKA