İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada Ankara'da öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in ailesinin özel bir talebi olduğunu belirterek "Soru önergesi, araştırma önergesi yapılmamasına dair Ayşe Ateş üzerinden bir talebi oldu. Bütün herkese duyurmakla mükellefim bunu" ifadelerini kullandı.

Akşener: Ailesi, Sinan Ateş'in öldürülmesiyle ilgili araştırma önergesi istemedi

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Arkadaşı Selman Bozkurt ile Çankaya'da 30 Aralık'ta bir binadan çıktıkları sırada uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in ölümüne değinen Akşener, Ateş'in ailesinin özel bir talebi olduğunu söyledi.

"Ankara bir suikaste sahne oldu. Sinan Ateş'e düzenlenen suikast, emniyet birimlerini ayağa kaldırması gereken bir olaydır. Bu olayın acilen aydınlatılması için ellerinden geleceğini yapacağına inanıyorum" diyen Akşener, "Ailesinin bir özel talebi oldu. Soru önergesi, araştırma önergesi yapılmamasına dair Ayşe Ateş üzerinden bir talebi oldu. Bütün herkese duyurmakla mükellefim bunu" diye konuştu.

Ekonomik krize değinerek AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştiren Akşener, "2023'ün daha ilk sabahında bizi selamlayan zamları kim yaptı? Devletin tüm kalemlerinde en az yüzde 120'ler seviyesindeki zamları kim yaptı? Makyajlı enflasyon rakamlarının bile üzerine çıkan zamları sen yaptın Sayın Erdoğan. Madem söz verdin, o zaman hodri meydan. Hesabı tutmayan sensin, millete verdiği sözden dönen de sensin. Bir de çıkmışsın utanmadan 'bizim sırtımızda küfe var' diyorsun. Sizin sırtınızda bir küfe var ama orada 85 milyon vatandaşımız yok, 5 müteahhitiniz, yandaşlarınız var" dedi.

"ASGARİ ÜCRET ARTIŞI ERİYİP GİTTİ"

8 bin 500 lira olarak açıklanan asgari ücreti yetersiz bularak tepki gösteren Akşener, "Yeni asgari ücret aylık net 8 bin 500 lira olarak açıklandı. İşverene maliyeti 11 bin 750 lira oldu. Türk-İş'in açıkladığı açlık sınırı 8 bin 137 liraydı. Asgari ücretin bu yüzden 9 bin 600 lira olmasını, vatandaşların hiç değilse birkaç ay nefes almasını önermiştik. Kendi hortlattıkları enflasyon yüzünden asgari ücret artışı eriyip gitti. Açıklanan asgari ücret, açlık sınırının sadece 370 lira üzerinde. Maalesef enflasyonun yakıcı artışı doğrultusunda önümüzdeki ay muhtemelen açlık sınırının altında kalacak. Türkiye'de çalışanların yüzde 60'ının aldığı ücret açlık sınırının altında olacak. Sayın Erdoğan milletimizi açlığa mahkum edecek.

Enflasyon sarmalı sürdükçe, gelen ücret artışları, refahı arttırmaz. Üstelik, hane halkının, özel sektörün ve kamunun, mali dengelerinde de, bozulmaya neden olur. İktidarın izlediği, mevcut yol, çok kısa bir süre içinde, enflasyonu arttırarak, asgari ücret zamlarını eritir. Eğer ki, milletimize bir faydanız dokunsun istiyorsanız; öncelikle enflasyonu düşürün. Ne Nebati Bakan’ın, ışıltılı gözleri ve boş sözlerine, Ne de, Sayın Erdoğan'ın tarot fallarına bakarak, enflasyonu düşüremezsiniz. Enflasyonu düşürmek için, öncelikle memleketi, “Recep Tayyip Erdoğan retrosundan”, çıkartmak gerekir" diye konuştu.

"EMEKLİ MAAŞLARINI ASGARİ ÜCRET DÜZEYİNE ÇIKARIN"

EYT ve emekli maaşları gündemine de değinen Akşener, 1999 yılı öncesi sisteme girmiş olan potansiyel EYT'lilerin de söz konusu düzenlemenin kapsamı içine alınmasını sağlayacaklarını belirten Akşener, şöyle konuştu:

"Size EYT müjdesini verenler adım atmak zorunda kaldılar. Siz tek adama ve ucube sistemine diz çöktürdünüz. EYT'nin Meclis'ten geçmesi için elimizden geleni yapacağız. Nasıl asgari ücretin altında emekli maaşı verilebiliyor? Emekli maaşlarını bir an önce asgari ücret düzeyine çıkarın. Sandık korkusu, işte böyledir. Koltuk elden gidiyor kaygısı.

Yol açıkları tahribatı derinleşen bir krize çevirdiler. Yılı en yüksek dış ticaret açığı ile tamamladılar. Yılı tarihin en yüksek 3'üncü enflasyonuyla tamamladılar. Güya faizler inecek, yatırımlar artacaktı. 2023'te milli gelirimiz 25 bin dolar olacaktı, 9 bin dolara razı olundu. Hayaller IMF'ye borç vermekti, gerçekler Katar'dan para dilenmenin ötesine geçemedi.

"TÜRKİYE'Yİ DE ÖZGÜRLEŞTİRECEĞİZ"

İktidar nereye elini attıysa fos çıktı. 2022 yılı da sansür, baskı ve yasaklarla geçti. Medyayı ele geçirdikleri yetmedi sosyal medyaya ellerini uzattılar. Dezenformasyonu bahane kıldılar. İtiraz edenin terörist olduğu, ekrem olmanın düpedüz suç olduğu ucube bir düzen kurdular. Medya kontrol altına alındıysa o sisteme demokratik denemez. Bir sistemde sırf sistemin başındaki kişi gıcık oluyor diye, gururu incinmiş diye ülkenin en büyük şehrinin belediye başkanına her türlü kumpas kuruluyorsa o sistem otoriter bir sistemdir. Sistemin başındaki zat da otokrattır. Demokratik bir ülkenin geleceği tek bir kişinin keyfine bağlanamaz.

Eğer ki siyasette milletimiz terörist diye damgalanıyorsa ve bu dil üzerinden bir egemenlik alanı oluşturuluyorsa biz 'dur' diyeceğiz. Devleti yönetenler kadınların ölümünü engelleyemiyorsa, sapıkları memnun etmek için bir gecede İstanbul Sözleşmesi'nden çıkıyorsa biz 'dur' diyeceğiz. Türkiye'de milletimiz dilediği gibi konuşamıyorsa, eğlenemiyorsa, iradesine el uzatılıyorsa biz her zaman dimdik duracağız 'kahrolsun istibdad yaşasın hürriyet' diyeceğiz. Kendini akıllı sananlar bilsinler ki artık size papucunu ters giydirecek bir İYİ Parti var.

İstanbul'u Ankara'yı özgürleştirdiğimiz gibi Türkiye'yi de özgürleştireceğiz. Sayın Erdoğan istediğin tezgahı kur, yerli ve yabancı kumar dostunu al bizim için hava hoş. Kurduğunuz bu harami düzeni, güçlendirilmiş parlamenter sistem ile değiştireceğiz. '2023 seçimlerini kazanıp güçlü, zengin ve mutlu bir Türkiye'yi kuracağız' dedik. Bu sözümüzden geri adım atmayacağız. Türkiye'yi bir 5 sene daha bu beceriksizlere bırakmayacağız. Mahkemeler iktidarınsa sandık bizimdir. Saraylar onlarınsa Meclis bizimdir.

"Erdoğan, yakın çevrende, asgari ücretle geçinen birisi var mı?"

Sayın Erdoğan; milletin kürsüsünden, sana samimiyetle bir şey sormak istiyorum: Yakın çevrende, asgari ücretle geçinen birisi var mı? Ya da yanında, yamacında, yakınında; 3500 lira emekli maaşı ile geçinmek zorunda kalan, bir Allah’ın kulu var mı? Mesela; en son ne zaman, pazara ya da markete çıktın? En son ne zaman, bir emeklinin sofrasına; kurgusuz, montajsız, dekorsuz oturdun da konuştun? En son ne zaman, bir asgari ücretlinin, halini hatırını sordun? Sayın Erdoğan; sen şimdiye kadar, ne emeklilerimizin sesini, ne de bizim sesimizi duymadın. Daha doğrusu, duymazdan geldin. Son günlerde, ne hikmetse, kulaklarında, bir iyileşme gözlemlesek de; artık çok geç… Çünkü artık sandık, ufukta göründü. Son düzlükte çırpınsan da, artık nafile. Hayırlısıyla çok yakında, seni de emekli ediyoruz inşallah…