İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, zeytinlikleri maden faaliyetlerine açan yönetmelik değişikliğini eleştirdi. Akşener, "Madeni çıkardıktan sonra ağaçları yerine dikeceklermiş. Bu zihniyete bakar mısınız? 500 senelik ekolojik mucizeyi topraktan sökecek, sonra da yerine takacakmış. Sanki vida söküp takıyor. Rahmetli Erbakan'ın deyimiyle, sizi beton kafalılar sizi" diye konuştu.

Akşener'den 'zeytinlikler' tepkisi: Sizi beton kafalılar sizi

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM'deki grup toplantısında gündemi değerlendirdi.

1 Mart'ta Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik ile zeytin alanlarını maden sahası haline getirebilecek talan kararına tepki gösteren Akşener, Erdoğan'a seslenerek, "Sayın Erdoğan hani Nass vardı? Hz. Nuh'un gemisine konan güvercinin ağzında zeytin dalı vardı. Bu talanı, bu hukuksuz kararı imzalarken hiç mi vicdanın sızlamadı? Fakirlik günlerinde sofranda bulduğun zeytinde mutluluğun yoktu da zeytinlikleri yağmacılara açtın?" ifadelerini kullandı.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili yaptığı konuşmada önemli mesajlar da veren Akşener, "Bir kocaman kuyruklu yalan vardır, 'Türk kadını mücadele etmedi' diye, hadi oradan. Bunu söyleyenler bu kadınların bu ülke için verdiği mücadelenin fitresini karşılayamazlar" diye konuştu. Akşener, "Kadınlara alışacaksınız. İsteseniz de istemeseniz de alışacaksınız. Yoksa ilk seçimde gideceksiniz" dedi.

"BU FİYAT ARTIŞLARININ NEDENİ YOLSUZLUKTUR"

Akşener ayrıca, yüksek enflasyon rakamlarını işaret ederek, ekonomi politikalarını da eleştirdi. Akşener, "Bay krizin beceriksizliğinin son yansıması enflasyon. Milletimiz uçan fiyatlar, gelen zamlar, faturalar altında çile çekiyor. Bu arkadaşlar da bu enflasyon canavarının sorumluluğunu atacak yer arıyorlar. Nitekim, son olarak dünyada enerji fiyatları yükseliyor o yüzden enflasyon yüksek demeye başladılar. Ne var ki bu koskoca bir yalan. Artık söyleyecek yalanları da kalmamış. Dünyanın yarısında yıllık enflasyon, bizim aylık enflasyonumuzdan düşük. İşte size üstün ekonomi politikalarının sonucu. Bu milletin artık bu masallara karnı tok. Dünyada enflasyon bu kadar düşükken bizde yüksek olması beceriksizlikten başka bir şey değildir. Bu fiyat artışlarının nedeni yolsuzluktur, kötü ekonomi yönetimidir."

Akşener, konuşmasının devamında özetle şunları söyledi:

"Buradan iktidara seslenmek istiyorum; sizin enflasyonu düşürmeye niyetiniz de, ekibiniz de yok. Size bazı önerilerde bulunacağım; para ve maliye politikasını kullanacaksınız, TL'ye itibar kazandıracaksınız, Merkez Bankası'na müdahale etmeyeceksiniz, politika faizini etkili kılmayı hedef alacaksınız, bütçede şatafatı keseceksiniz, hortumlamayı bırakacaksınız, saçma sapan açıklamalarda bulunmayacaksınız, fantastik maceralara girmeyeceksiniz

Ben burada gerçekleri konuşurken Saray medyasının haber merkezleri bu gerçekleri hangi yalanlarla örteceklerinin hesabını yapıyorlar. Siz elektrik faturalarınızı nasıl ödeyeceğinizi düşünürken, Saray eşrafı akşam yemeklerini hangi lüks restoranlarda yiyeceklerini düşünüyorlar. Artık gün gibi ortadaki bunlar umutsuz vakalar ve asla doğru yola asla dönmeyecekler.

PAKDEMİRLİ'NİN İSTİFASI

Gübre kilosu en az 10 lira, çiftçilerin bankalara borcu 178 milyar lira. Damızlık inekler kesime gidiyor. Ayçiçek yağı kuyrukları artık ülkemizin acı bir gerçeği.

Geçen hafta Tarım Bakanı görevinden affedildi. Yıldızlar kadrosundan bir yıldız da sessizce kaymış oldu. Yurt genelinde çiftçilerimiz bu arkadaşımızın affını anlaşılabilir coşkuyla karşıladı. İşte size Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nin tarımda oluşturduğu enkazın resmi. Yeni bakana acilen bazı adımları atmaya davet ediyorum. Çiftçinin ihtiyacı olan gübrenin yarısını karşılayın. Yapılandırması yapılan çiftçilerin üretimde kalmasını sağlayın. Ekim-dikim sezonu için ödecek ücretin yarısını avans olarak ödeyin. Çiftçilerin kullanacağı mazottan bu yıl için vergileri kaldırın. Süt sanayicisine elektrik desteği sağlayın. Çiğ süt ve kırmızı et fiyatlarını güncelleyin.

Sayın üretici düşmanı bakana hayatta başarılar diliyor aynı ziyadesiyle feyz aldığı eski damat bakanın yaptığı gibi yandaş yayınlardan çıkaracağı 66 adımda Türk Tarımı isimli kitabı sabırsızlıkla beklediğimi ifade ediyorum.

ZEYTİNLİKLERİ TALAN YÖNETMELİĞİNE TEPKİ

Memleketini seven göz göre göre talan ettirmez. Belli ki bu ekip acaba bu hafta memlekete ne kötülük yapsak diye düşünüyorlar. Nitekim geçen hafta, bu ajandaya zeytinlikleri almışlar. Zeytinliklerimizin talan kararnamesi anında önümüze konuverdi.

Sayın Erdoğan hani nas vardı? Hz. Nuh'un gemisine konan güvercinin ağzında zeytin dalı vardı. Bu talanı, bu hukuksuz kararı imzalarken hiç mi için sızlamadı? Fakirlik günlerinde sofranda bulduğun zeytinde mutluluğun yoktu da zeytinlikleri yağmacılara açtın?

Madeni çıkardıktan sonra ağaçları yerine dikeceklermiş. Bu zihniyete bakar mısınız? 500 senelik ekolojik mucizeyi topraktan sökecek, sonra da yerine takacakmış. Sanki vida söküp takıyor. Rahmetli Erbakan'ın deyimiyle, sizi beton kafalılar sizi. Kimse merak etmesin, bu konunun peşini bırakmayacağız. Muğla Milletvekilimiz dava açtı, süreci takip ediyoruz.

"SARAY'IN RANT PERİSİ VAR"

Bu Saray çok acayip bir yer, adeta masalsı bir dünya. Geceleri gelen rantçıları var, aynı diş perisi gibi Saray'ın da rant perisi var. Çünkü bu periler biliyor ki, Sayın Erdoğan elinde kalemle bekliyor. Rant perisi geliyor, diyor ki 'Geçerken uğradık, şöyle bir rantımız var' diyene haşmetli basıyor imzayı. O kalemi bir gün de milletin menfaatine kullanmayı akıl etmiyor, edemiyor. Biz artık bir siyasi parti ile rekabet etmiyoruz, biz artık kötülükle mücadele ediyoruz.

Varsın onlar Allah'ın huzurunda hesap vermeyeceklermiş gibi yaşasınlar. Varsın onlar seçim yokmuş gibi saray sefasına devam etsinler. Biz bu milletin çocuklarını onların haram düzenine ezdirmeyeceğiz. Çaldıkları gibi verecek, geldikleri gibi gidecekler. Şimdiden ilan ediyorum, o sandık gelecek, biz de bir seçim yapacağız. Bu seçim sadece Cumhurbaşkanı veya milletvekillerini belirleyeceğimiz bir seçim olmayacak. Helal ile haram arasında olacak, millet iradesi ile rantçı vesayeti arasında olacak, iyi ile kötü arasında olacak.

KADINLAR GÜNÜ MESAJI

Bugün bol miktarda, sahte gülüşler göreceğimiz, hamasi sözler dinleyeceğimiz bir gün. Bugün her gün yaşanan acı gerçeklerimizin bir günlüğüne hatırlanacağı gün. Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun. Verilen mücadeleler aynı. Modern tarihe baktığımız zaman kadınları sürekli bir şeylerle mücadele ettiklerini görüyoruz. Mesela, insan hakları arayışında kadına yer yoktur... Kadınlar sanki biyolojik olarak farklı kollanması, korunması ve idare edilmesi gereken bir tür olarak kabul ediliyordu. Söz konusu olan hep erkek ya da erkek haklıdır. Önce kendilerini insan olduklarına ikna etmekle başladılar.

Türk kadınlarının verdiği mücadele belki dünyanın hiçbir yerinde görülmedi. Osmanlı'nın yıkış döneminde kadınlar hak mücadelesine başladı. İstanbul'un 93 Harbi'nden itibaren İstanbul'un ekonomisini götüren kadınlar. 'Bahçe ekonomisi' adında takas ile açların doyurulduğu, çıplakların giydirildiği dönem. Ekonomide de o dönemin kadınları vardır. Ve Beyaz Konferanslar. Onların verdiği çaba ve yaptıkları çalışmalar. Sonra İstiklal Savaşı dönemi. Erkekler karar verme aşamasındayken kadınların kurduğu Kuva-i Milliye cemiyetleri var.

Hem Kurtuluş Mücadelesi içinde herkesten önce yer alan, Atatürk'ün arkasında yanında saf tutan ve onun diplomatik müsaadesini veren kadınlardan bahsediyorum. Türk kadınları tarihin hiçbir döneminde hak arayışından vazgeçmedi. Utanmadan sıkılmadan hiçbir şeyi hak etmediğimizi söylüyorsunuz. Bu ülkenin kadını her şeyi hak etti ve bu ülkenin kadını her şeyi yüreğinin, bileğinin gücüyle hak etti, tercihleriyle hak etti. Bir kocaman kuyruklu yalan vardır, 'Türk kadını mücadele etmedi' diye, hadi oradan. Bunu söyleyenler bu kadınların bu ülke için verdiği mücadelenin fitresini karşılayamazlar.

Gençlere, kadınlara Atatürk'ü unutturmaya çalıştırdılar ama onu unutturamadılar, unutturamayacaklar. Çünkü o, gerçekten hakkı hakka teslim eden bir liderdi. Kadınları eşitlemeye yönelik kanunları çıkardı, ama cumhuriyeti gençlere emanet etti. Kadınlar ve gençler, onun için bütün kavga bizim kavga bizim üzerimizden oldu. Gençlerle Cumhuriyetin, Atatürk'ün arasını açmaya çalıştılar ama başaramadılar. 'Keşke Yunanlılar galip gelseydi' diyenler bile bunu cumhuriyetimize borçlu.

Ancak, bugün geldiğimiz nokta içler acısı durumda. Bugün kadınlar daha az kazanıyor, daha az istihdam ediliyorlar, daha az yönetiyorlar.

İstanbul Sözleşmesi'ni savunurken sandılar ki sadece kadınları savunduk. Biz karabasan gibi çöken bir kötülüğe karşı durduk. İnsanlığı kaybeden bir kirli zihniyete karş�� durduk. Kimse kusura bakmasın, dimdik durmaya da devam edeceğiz. Kadınların başarılarına da alışacaksınız. Ya alışacaksınız ya ilk seçimde çekip gideceksiniz."