Ekonomi ve siyasi krizi görünmez kılmaya çalışan Erdoğan, muhalefeti kendi minderine çekmeye çalışırken, Akşener ısrarla dışarıda duruyor. Birkaç ay öncesine kadar Cumhurbaşkanlığı adaylığı için adı neredeyse hiç geçmeyen Akşener, şimdilerin en popüler lideri durumunda.

Akşener’in yıldızı neden parladı?

Yaşar Aydın

Türkiye tam anlamıyla yangın yeri. Pandemi tüm ülkeye yayılmış, sağlık hizmetine ulaşmak bile mucizelere kalmış durumda. Ekonomik krizin etkilemediği sektör yok gibi. Tarihi bir küçülme yaşandı. Tablo çok ağır. Erdoğan, bu karanlık fotoğrafı perdelemek için her yolu deniyor. Her hafta yeni bir gündemle karşımıza çıkıyor. Yapay gündem yaratmak, kamuoyunu bu gündemlerin arkasına dizmek için yüzlerce maaşlı çalışan günün 24 saati mesai yapıyor. Son iki aya bakınca da başarılı olduklarını söylemek mümkün.

Ülke siyaseti, Ayasofya, doğalgaz, hilafet tartışıp durdu. Erdoğan’ın baroları hedef tahtasına oturtması ya da Bahçeli’nin her yıl iki kez tekrarladığı “idam geri gelsin” talebi bu çabanın en somut örnekleri. Erdoğan ve Bahçeli ortaklığı, en zayıf oldukları dönemde bile ellerinde bulundurdukları devasa güçle gündemi istedikleri noktada tutmayı başardılar.


AKŞENER BAŞKA MİNDERDE

Televizyonların aynı konuları tekrarlaması, pembe bir tablo çizmesi gerçek hayatta sorunları unutturmuyor. Meral Akşener güreş minderini bu alana koymuş, rakibini bekliyor. Esnaf ve halk ziyaretleri, televizyon programları hep aynı argümanlarla ilerliyor. Muhafazakar, ama halkçı bir lider imajı üzerinden siyasette pozisyon alıyor. Açık ki Millet Cephesi’nin liderliğine oynuyor. Bunu yaparken de ittifak içinde olduğu partileri ve liderleri rahatsız etmemeye çalışıyor.

Kendi gündemiyle, etrafına özellikle Bahçeli’yle hiç temas kurmadan, Erdoğan’la da minimum temas kurarak ilerlemeye çalışıyor. Parlamenter sisteme dönüş, Memleket Masası gibi temel argümanlarından vaz geçmeden, sürekli tekrar ederek ilk seçimi beklemeye devam ediyor.

ŞANSI GÜL’DEN YÜKSEK

Meral Akşener, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ın karşısına bir kez daha çıkmak istiyor. Mümkünse Millet İttifakı’nın adayı, gerçekleşmezse sağ partilerin ortak adayı olarak sahnede olmak istiyor. Son birkaç ay değerlendirildiğinde oldukça yol kat ettiğini söylemek mümkün. Birkaç öncesine kadar adı adaylık için neredeyse hiç gündemde olmayan Akşener, bir önceki seçimlerde de adı gündeme gelen Abdullah Gül’ün çok daha önüne geçmiş durumda.

CHP HAMLE ARAYIŞINDA

Kemal Kılçdaroğlu, hem genel hem de yerel seçimlerde oluşan ittifakın mimarı durumundaydı. Parti içinden ve dışından gelen tüm eleştirilere kulaklarını tıkayıp Millet İttifakı’nın bir arada kalması için çaba sarf etti. Bu çabasını karşılığını 31 Mart yerel seçimlerinde fazlasıyla aldı. Hem parti içinde hem de genel siyasi tabloda güçlendi.

Kılıçdaroğlu, siyaseten ne kadar güçlenirse güçlensin herhangi bir seçimde Erdoğan’ın karşısına çıkmayacak. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olmayacağını defalarca deklere etti. Hatta hiçbir parti liderinin aday olmaması gerektiğini de ifade etti. Bu aynı zamanda Akşener, Karamollaoğlu ya da Babacan önderliğinde bir seçimi istemediğinin de ifadesi. Ortaklarını buna razı etmesi gerekecek. Gelişmeler bunun çok da kolay olmayacağını gösteriyor. CHP lideri durumun farkında. Hem Millet İttifakı’nın geleceği, he ittifak içinde lider pozisyonun devamı hem de CHP’nin ortak adaylık konusunda devre dışı kalmaması için yeni hamle hazırlığında. Geç kalmadan bir minder de CHP’ye lazım.