Suriye savaş hattında değişen şartlar yeni dengelere yol açarken bu durum sahadaki aktörleri, ittifakları ve çatışmaları da etkiliyor. Peki kim, kimdir, son durum nedir?

Aktörler, taşeronlar, ittifaklar: Suriye’de kim, kimdir?

Suriye’de on bir yılı geride bırakan savaşta değişen şartlar beraberinde yeni dengeleri ortaya çıkarırken bu durum sahadaki aktörleri, ittifakları ve cephe hattını etkiliyor. Suriye’deki mevcut durumu ve aktörleri kategorize edersek:

1-DEVLET DIŞI AKTÖRLER​

SDG: Ana omurgasını Suriyeli Kürtlerin silahlı örgütü Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ülkenin kuzeydoğu hattında etkin. Fırat’ın doğusundan Irak sınırına uzanan Türkiye, Suriye, Irak üçgeninde büyük bir bölümü kontrol ediyor. ABD’nin yönlendirmesiyle kurulan SDG, Washington ile işbirliği yapıyor. ABD ordusu tarafından eğitilen, silahlandırılan SDG’nin kontrol ettiği yerler arasında Kamışlı, Haseke, Deyri Zor, Rakka, Kobani gibi önemli kentler var.

ÖSO: İrili ufaklı çeşitli silahlı gruplardan oluşan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), Türkiye’nin hamiliğinde faaliyet gösteriyor. Hamza Tugayları’ndan Nureddin Zengi Tugayları’na, Sultan Murat Tugayları’ndan Ahraru Şam’a kadar onlarca cihatçı yapı bu çatı altında bir arada. TSK ile birlikte Kuzey Suriye’deki alanlarda kontrolü sağlıyor. Türkiye tarafından eğitilip donatılıyor. Adı daha sonra Suriye Milli Ordusu olarak değiştirildi.

Heyet Tahrir El Şam (HTŞ): El Kaide’nin Suriye kolu olan El Nusra Cephesi’nin adını değiştirmesiyle 2016’da kurulan Şam’ın Fethi Cephesi (HTŞ), İdlib’i kontrol ediyor. Bünyesinde dünyanın dört bir tarafından radikal İslamcı cihatçı mevcut. 20-30 bin civarında militanı olduğu varsayılıyor. İdlib’in büyük kısmı HTŞ’nin elinde. .

Ulusal Kurtuluş Cephesi: İdlib merkezli bu cephe HTŞ bünyesine girmeyen Ahrar üş Şam, Nureddin Zengi, Feylak el Şam, Ceyş İdlib el Hür, Ceyş al Nasr, Sukur al Şam, Ceyş el Ahrar, Nasır Ordusu, Özgür İdlib Ordusu, 1. Sahil Tümeni, 2. Sahil Tümeni, 23. Fırka gibi örgütlerin bir araya gelmesiyle kuruldu. Bir cihatçı çatı ittifakı olan Ulusal Kurtuluş Cephesi, Ankara tarafından da destekleniyor. Bileşenlerinin pek çoğu ÖSO bünyesinde yer alıyor.

Milli Ordu: TSK-ÖSO kontrolündeki bölgelerle İdlip’teki cihatçı unsurların -Suriye Milli ordusu ve Ulusal Kurtuluş Cephesi- bir araya getirilmesiyle 4 Ekim 2019’da Akçakale’de oluşturuldu. Milli Ordu (Ceyşül Vatani) Antep merkezli sözde Suriye Geçici Hükümeti Savunma Bakanlığı’na bağlandı.

Hurras el-Din: Adını HTŞ olarak değiştiren El Nusra’dan 2018’de ayrılarak kuruldu. Hurras el Din (Din Muhafızları) İdlib’deki ikinci en büyük güç konumunda. Çoğu Körfez Arap ülkelerinden gelen yaklaşık 2 bin militana sahip olduğu belirtiliyor. Örgüt daha çok İdlib’in batısında, Barişa Dağı ve Semine kasabası çevresinde etkin.

Türkistan İslami Partisi: Uygur’dan, Sincan Özerk Bölgesi başta olmak üzere Orta Asya’dan gelen cihatçıların oluşturduğu örgütün 8 bin silahlı üyeye sahip olduğu varsayılıyor. İdlib’in batısı, Cisr al-Şugur ve Lazkiye’nin kuzeyinde konuşlanmış durumda.

IŞİD: SDG, koalisyon güçleri ve Suriye ordusunun operasyonlarıyla kontrol ettiği bölgelerden çıkarılan IŞİD, askeri olarak yenilse de ülkenin çöllük alanlarıyla İdlib’de hâlâ varlığını koruyor. Eski etkinliğini kaybedip, diğer cihatçı gruplarla rekabet etme gücünü yitirse de fiili olarak hücreler şeklinde varlığını sürdürüyor.

Hizbullah: Lübnan Hizbullahı çatışmaların ilk gününden bu yana Suriye’de Şam yönetiminin yanında yer alıyor. Özellikle Suriye-Lübnan sınırındaki alanlarda aktif olan Hizbullah, Suriye ordusunun ardından cihatçılara karşı en fazla savaşan grup. Kuneytra’yı tek başına cihatçılardan temizledi.

Şii milisler: Şam yönetiminin yanında yer almak için, ağırlıklı olarak İran, Pakistan ve Afganistan gibi ülkelerden gelen çok sayıda Şii milis de radikal İslamcı cihatçılara karşı savaştı. Şii Fatimiyun Tugayı bunların başında yer alıyor.

Mobil cihatçılar: Suriye sahasında on binlerce radikal İslamcı Selefi cihatçı var. Bunların büyük bölümü IŞİD, HTŞ, ÖSO gibi yapıların çatısı altında olsa da adı sanı duyulmamış grupların içinde yer alanlar da bulunuyor. Bunların en büyük özelliği “mobil” olmaları, gruptan gruba, bölgeden bölgeye sirayet etmeleri.

2- DEVLETLER

ABD: Çatışmaların kanlı bir savaşa dönüşmesinin en büyük aktörlerinden. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesinde Esad’ı devirme, ılımlı İslamcı bir iktidar kurmak amacıyla diğer bölge ülkeleriyle birlikte Suriye de ateşe atıldı. Yönetim karşıtları kısa sürede silahlandırılarak sokağa salındı. Bu gruplara her türlü askeri, lojistik destek sağlandı. Gelinen aşamada çok parçalı hale getirilen Suriye’de, SDG ile birlikte Fırat’ın doğusunda iş tutuluyor. ABD aynı zamanda ülkenin güneyinde Suriye-Ürdün-Irak sınır üçgeninde yer alan El-Tanf bölgesini de işgal etmiş durumda. El Tanf Garnizonu adı altındaki askeri üstte yüzlerce asker barındırıyor. Bir taraftan Kürtler diğer taraftan Ankara ile iş tutan ABD, Şam’a da zaman zaman gizli heyetler gönderiyor.

Türkiye: ABD ile birlikte AKP iktidarı da ilk günden bu yana Şam yönetimini devirmek için muhalefeti kışkırttı. İhvancı bir iktidar yaratmak amacıyla Suriye Devleti ilk ilişkiler koparıldı. Cihatçı yapılar eğitildi, donatıldı. Bu gruplarla açık işbirlikleri, ittifaklar yapıldı. ÖSO, Ankara’nın resmi müttefiki yapıldı. TSK ÖSO ile birlikte Suriye’de pek çok alanı kontrol ediyor.

Rusya: Suriye’de bulunan küresel aktörlerden bir diğeri ise Rusya. Tarihsel müttefiki Suriye’yi ilk andan itibaren destekleyen Rusya, Şam yönetiminin davetiyle 30 Eylül 2015 tarihinde çatışmalara resmen müdahil oldu. Moskova’nın devreye girmesiyle savaşın seyri değişirken Kremlin, Suriye üzerindeki nüfus alanını da genişletti. Ankara ile de yakın ilişkide bulunan Moskova, Kürtlerle de yakın bir diyalog halinde. YPG’nin ilk yurtdışı ofisini açtığı başkentlerden birisi Moskova. Suriye ordusuyla ortak operasyonlar düzenleyen Rusya, Türkiye ile de devriyeler gerçekleştiriyor.

İran: Rusya ile birlikte Şam’ın yanında yer alan ve bundan hiç taviz vermeyen Tahran, resmi olarak askeri çıkarma yapmasa da cihatçılarla mücadelede fiili olarak yer alıyor. Devrim Muhafızları mensubu çok sayıda askeri komutan ilk günden itibaren Suriye’de bulunuyor. Yine Tahran destekli Şii milisler de en ön cephede Şam’ın yanında savaşıyor.

İngiltere: ABD ile birlikte İngiltere’de Suriye sahasında boy gösterenlerden. Washington’ın kontrol ettiği alanlarda faaliyet gösteren İngilizler, ABD ile eşgüdüm halinde. Gerek cihatçıların yetiştirilmesinde gerekse de SDG’nin desteklenmesinde aktif olarak yer alıyorlar.

Körfez Ülkeleri: Suudi Arabistan, BAE, Katar gibi ülkeler de başından bu yana Suriye sahasında. Katar, Türkiye ile hareket ederken BAE ve Suudi Arabistan ABD-İsrail cephesiyle birlikte hareket ediyor. Körfez Arap ülkeleri cihatçıların ana sponsorlarından. Petrodolar kesesini hem Selefi-Vahabi militanlar hem de ABD için sonuna kadar açmış durumdalar. Şam ile de ilk diplomatik temasları kesen bu Körfez Arap ülkeleri oldu.

İsrail: En önemli bölgesel aktörlerden. Cihatçıların Suriye’yi yıkıma uğratması, bu ülkeyi iç savaşa sürüklemesi için her türlü askeri, siyasi, lojistik desteği sağladı. Suriye'de yaralanan cihatçıları kendi hastanelerinde tedavi etti. Suriye'ye yönelik sık sık askeri operasyonlar düzenliyor, başkent Şam dahil olmak üzere Suriye ordusuna ait mevzileri, hedefleri vuruyor. Suriye'nin çökertilmesini kendi bekasının gereği olarak sunuyor. 5 Haziran 1967 - 10 Haziran 1967 tarihleri arasındaki 6 Gün Savaşı'nda karşı karşıya gelen İsrail ile Suriye arasında halen bir barış anlaşması imzalanmış değil. İsrail, 1967'de işgal ettiği stratejik önemdeki Golan Tepeleri'ni Suriye'deki kaosu fırsat bilerek 2019'da ilhak ettiğini ilan etti.