Alaçatı’da ot kokusu var

Sinem Gülçiçek
Instagram: @singulcicek

Geçen hafta Alaçatı esnafı hoş bir telaş içindeydi. Dükkânlar boyandı, masalar, sandalyeler kapı önüne çıkarıldı. Yabani otlar kullanılarak en güzel mezeler yapıldı. Bütün bu hazırlıklar 9. Alaçatı ot festivali içindi.

Alaçatı; dar sokakları, Arnavut kaldırımları, taş evleri ve korunmuş mimarisiyle yılın her dönemi turist çeken bir belde. Genelde yazlık kasabalar kışın derin bir sessizliğe bürünür, deniz sezonu bitince adeta uykuya dalar. Alaçatı ise yılın her dönemi müdavimlerini ağırlıyor. Ama asıl sezon açılışı ot festivali ile başlıyor. Bir milyon civarında turist farklı şehirlerden gelip festivalle birlikte Alaçatı sezonunu açıyor. Yüzlerce tezgâh, bahçelerden toplanmış ya da dağlardan koparılmış radika, cibez, sarmaşık, arapsaçı, turp otu gibi bin bir çeşit ot, enginarlı dolmalar, otlu börekler gibi ev yapımı lezzetler, el emeği takılar Alaçatı sokaklarını süslüyor.

Kadınlar tezgâh açıyor
Yalnızca esnaf değil, Çeşmeli kadınlar da bahçelerinde yetiştirdikleri otlarla Ege’nin meşhur zeytinyağlı otlu yemeklerini yapıp kapılarının önüne tezgâh açıyor. Festival hem esnafın hem de yerel halkın ekonomisine katkıda bulunuyor. “Amacımız anneanne yemeklerini yeni nesillere aktarabilmek, Ege’nin çeşitli otlarını ülke geneline tanıtabilmek” diyor Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç. Belediye, festivalin amatör ruhla başladığını hatta yıllar evvel bir sohbet esnasında bu fikrin ortaya çıktığını söylüyor.

Türk toplumunun yeme kültürünün yıllar içinde değişmesi ve farklı mutfaklara olan ilginin artması da bu tip festivallere olan talebin artmasında etken. Organik, doğal, ev yapımı ürünlerin günümüzde en çok satan ürünler olduğu düşünülünce festivale olan ilgiyi anlamak daha kolay oluyor.

Bu festivalin bu kadar ses getirmesinin bir diğer nedeni de Çeşme’nin kozmopolit yapısından ötürü. Çeşme’de birçok göçmen yaşıyor ve değişik mutfakları var. Bölgedeki yabani otları yemeklerde kullanarak farklı yemek çeşitleri geliştirmişler. Örneğin şevket-i bostan otu Ege’ye Girit’ten göç eden Türklerle girmiş. Bugün muhtemelen İstanbul gibi Büyükşehir pazarlarında kilosunun 20 liradan satıldığını görünce ne özelliği varmış bu otun? “Niye bu kadar pahalı?”, diye soracaksınız. Egeli olmayan bu otu pek bilmez, başka bölgelere nadir ulaşır, az olduğu için de oldukça pahalıdır. Etlisi, zeytinyağlısı hatta bazı meşhur Çeşme restoranlarında portakallı mezesi bile yapılır.
Yunanistan’da neredeyse her yabani ot yenir. Hatta pazarda mevsim otu (horta) diye satılır adı bile olmaz. Bu kültür, Ege’de benzerlik göstermiş. Yabani otlar toplanıp ya kavrulup yumurtaya karıştırılmış ya hafif haşlanıp zeytinyağı ile servis edilmiş.

Kuşkonmaz ve sarmaşık başrolde
Bu yıl büyükşehirlere ulaşmayan, adını bile çoğumuzun duymadığı otlar festivalin gözdeleri. Kuşkonmaz ve sarmaşık ise festivalin ana teması.

Ülkemizde 12 çeşit kuşkonmaz bulunuyor. Mitolojide kutsal kabul edilip tıpta da kullanılan bu bitkiye yaprakları tüy gibi olduğu için kuşkonmaz deniyor. İlkbaharda koyu yeşil ve bordo renklerinde olan bitki gençken toplanıyor. Bazı Avrupa ülkelerinde ise, olgunlaşması beklenip suda pişiriliyor ve konserve olarak tüketiliyor.
alacati-da-ot-kokusu-var-450625-1.
Yenilebilen yabani kuşkonmaz türlerinden en bilinenleri tatlı ve acı sarmaşık. Yerel pazarlarda tatlı sarmaşığa tilkişen de deniyor. Bu iki türü birbirinden ayırmak pek kolay olmadığı için genellikle pazarlarda bir arada satılıyor. Enginar da ilkbaharın ve festivalin en gözde sebzelerinden. Bayrampaşa enginarı diye bildiğimiz tür, yapraklarından ayırıp etli kısmının yenildiği büyük enginarlar. Bir diğer tür de sakız enginar. Sakız enginar özellikle Ege bölgesinde İzmir ve Çeşme civarında yetiştirilir daha küçük olduğu için beybi enginar diye de satılır ve yaprakları ile yenir.

Festival boyunca, yeme ve içme dışında, söyleşiler, konserler, sergiler, ot toplama ve pişirme yarışmaları da yapıldı. Alaçatı meydanında Egeli kadınlar bir yandan yöresel kıyafetlerini giyip otlardan saçlarına taçlar yaptı, bir yandan da kendi yaptıkları otlu yemekleri sattı. Alaçatının meşhur rüzgârı, bir kez daha tezgâhlardaki taze ot kokularını dar sokaklara yaydı.