Tabip odalarında seçimler başladı ya…

TTB’ye yönelik saldırılar da tavan yaptı.

İlk salvo 19 Aralık’ta siyasal İslamcıların koçbaşı Akit’ten gelmiş…

HDP, HDK, DBP, DTK Eşbaşkanlarının 17 Aralık günü yaptıkları basın toplantısını haberleştirirken…

Araya, alâkasız ama, TTB’yi de katmış…

Beşli Çete İyice Kudurdu, diye manşet atmıştı.

İkinci salvo 12 Şubat’ta Aydınlık’tan geldi.

TTB Başkanı Dr. Bayazıt İlhan’ın Dünya Tabipler Birliği’nin Moskova’da yapılan Genel Kurulu’nda sunduğu Cizre Raporu’nu aldı…

Hekimlerle hiçbir bağı kalmamış birkaç TTB düşmanından aldığı mütalaayla, Skandal Rapora Hekim İsyanı, diye manşete taşıdı.

•••

Aydınlık’ın 2 Nisan tarihli haberinin başlığı, bu sefer, Hekimlerden TTB’ye İhtar’dı.

Milliyetçi, mukaddesatçı, halkçı ve sosyalist hekimlerden mürekkep İstanbul Hekim Dayanışması, TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Fatih Sürenkök’ün görevden alınmasını kınayan İstanbul Tabip Odası’nı kınamışlar…

AKP’nin görevden alma kararının yerinde olduğunu açıklamışlardı.

Sırada Akit yazarı Ali İhsan Karahasanoğlu’nun 5 Nisan tarihli yazısı vardı.

O raporları imzalayanlar içeri tıkılmazsa, bu devlet de devlet değildir!..

İçeri tıkılmasını istedikleri İHD, TİHV, TTB yöneticileriydi.

•••

Son salvo gene Akit’ten geldi…

Cumartesi günü başladıkları yazı dizisinin başlığı…

Darbe Ürünü İhanet Odaları!..

Her ne kadar memlekette bir dizi meslek odası mevcutsa da…

Akit’in hedefinde iki oda vardı.

TMMOB ve TTB!..

Dün BirGün’de Burcu Cansu’nun haberinde TTB Başkanı Bayazıt İlhan değinmişti…

TTB Kanunu 1953, TMMOB Kanunu 1954 tarihliydi, 27 Mayıs ise 1960’ta olmuştu…

Ama Akit için ne gam!..

İkisi de 27 Mayıs ürünüydü.

Bu arada dikkatimi çekti.

Birinci sayfada, başörtülü avukatları baroya kaydetmeyerek duruşmalara girmelerini engellediler, yazmışlar ama…

On ikinci sayfadaki haberde nedense Türkiye Barolar Birliği’nden tek satır bahsetmemişler.

Neyse, onu geçeyim de, Akit’çilerin şu darbecilik iddiasına bir çift lâf edeyim.

•••

Bak, şeriatçı tosuncuk…

Şu senin kanatlarının altında serpilip büyüdüğün 12 Eylül askeri darbesi var ya…

İlk icraatlarından biri TTB’yi kapatmak…

TTB Merkez Konseyi üyelerini yıllarca sıkıyönetim mahkemelerinde yargılamak olmuştu.

Dönemin TTB Başkanı Dr. Erdal Atabek’i de Barış Derneği yöneticiliğini bahane ederek senelerce hapishanede yatırmışlardı.

Bilmiş ol ki; TTB’yi darbecilerle ilişkili göstermek kimsenin haddi değildir!..

Bir de, şu yıllardır rantını yediğiniz 28 Şubat var ya…

TTB ve TMMOB, o günlerde, bütün baskılara karşın o saflarda yer almadı.

Baskı yapanlar kimler miydi?..

En başta, bugün omuz omuza yürüdüğünüz sözde “ulusalcılar”!..

Tabip odalarının, TTB’nin Genel Kurullarında avaz avaz bağırırlardı…

TTB niye 28 Şubat’ı desteklemiyor, diyerekten.

Hayır, yazdığından hicap duymanı filan beklemiyorum da, insaniyet nâmına uyarayım, diye yazdım.

Hani, yarın bir gün hava dönerse, biz gene darbeye karşı çıkarız da, bugünkü siper arkadaşların seni anında satar, çok pis dalarlar.

•••

Artık iyiden iyiye ruh ikizleri haline gelmiş Akit ve Aydınlık’ın sürekli olarak TTB’yi hedef almalarının nedenine gelince…

Hedefleri TTB ve tabip odalarını Saray’ın odasına çevirmek.

Her soydan, her boydan gerici onun için bin türlü omurgasız ittifaka giriyor…

Bin bir yalan, iftira, tezviratla saldırıyorlar.

Saldırsınlar, bakalım.

Boylarının ölçüsünü vermek boynumuzun borcudur.

Alayına hodri meydan!..

Not: Geçen haftaki yazımın daha fazla hekime ulaşması konusundaki hassasiyetleri için İzmir Tabip Odası yöneticilerine teşekkür ediyorum. Bu yazımı da web sitelerinde paylaşırlarsa fevkalade mütehassis olurum.