Salgın toz pembe hayaller kuranları değil, akılcı analiz yapanları haklı çıkardı. Hükümet salgının 6 aya çözüleceği üzerinden hayaller kurdu. 300 doların altında asgari ücret, işinden olan en az 3 milyon insan, 8 TL’nin kapısını çalan dolar kuru. Ancak hiçbiri Albayrak’ın yeni hayaller kurmasına mani değil.

Albayrak’ın 'yeni' adlı mini öyküsü

Ozan Gündoğdu

“Ana motivasyon kaynağı yeni bir başarı hikâyesi yazma hedefi, bu yüzden adına Yeni Ekonomi Programı dedik.”

20 Eylül 2018’de henüz 72 günlük Hazine ve Maliye Bakanı olan Berat Albayrak bütçeleme sürecinin ilk adımı olan orta vadeli programın (OVP) sunumuna bu sözlerle başladı. 5018 Sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 2005’ten o tarihe dek tam 13 kez OVP sunumu yapılmıştı ancak 2018’deki sunumun mahiyeti daha farklıydı. Öncelikle başkanlık sisteminin ilk OVP’siydi ki, onun adı rejimin de değişmesine paralel biçimde Yeni Ekonomi Programı (YEP) olarak değiştirilmişti. Albayrak’ın belirttiği gibi “yeni” bir başarı hikâyesi yazma hedefi başkanlık sistemine OVP gibi heyecansız bir isimden çok daha uygundu. Ne de olsa artık 2071’in hayallerini kurduran başkanlık rejiminin “orta vadeli” bir programı tuhaf kaçardı. Ayrıca bu sunum yapılmadan önceki dolar kuru 4,60 TL’yi de 7,20 TL’yi de 2 ay gibi kısa bir süre içinde görmüştü. Bu da yapılacak sunuma öncekilerden farklı olarak çok daha fazla reyting sağlamış, geniş kesimler Bakan Albayrak’ın sunumuna kitlenmişti.

Albayrak’ın, siyaseten önceki maliye bakanlarından çok daha iddialı bir tarza sahip olması Eylül 2018’deki sunumu, sadece ekonomi çevrelerinin değil siyaset çevrelerinin de mercek altına almasına neden oldu. AKP hükümetleri artık 16’ncı yılını doldurmuş ve Erdoğan’dan sonrasında partinin başına kimin geçeceği parti içinde de konuşulur olmuş, bu nedenle Erdoğan’a en yakın isim olarak Damat Albayrak’ın adı, bu bağlamda da önem kazanmıştı. Tüm bunlar Damat Bakan'ın izleyeceği yol haritasını da belirledi; asla hatayı kabul edip geri adım atmayacak, her zaman hayal kurmaya (ve kurdurmaya) devam edecek ve fırsat buldukça bir boş gösteren bulup ona meydan okuyacaktı… Kendisinin ekonomi bakanlığını bir siyasi kariyer basamağı olarak gördüğü açıktı.

“Program üç ana temel üzerine oturuyor; dengelenme, disiplin ve değişim” diyordu Albayrak. Sunum boyunca bu 3D’nin ne anlama geldiği anlaşılmasa da bakanın arkasındaki dev ekranda bu ifadeler iddialı bir bütün oluşturuyordu. Çok sık biçimde “bakın burası çok önemli” ifadesi kullanması Albayrak’ın “çokomelli bakan” olarak anılmasına neden olacak bir ‘one man show’a dönüşmüştü sunum. Power Point görsellerin her biri diğerini takip ediyor, Albayrak da bir yandan hedeflerini sıralıyordu; 2019’da işsizlik oranı yüzde 12,1’e düşecek, kamuda 60 milyar liralık tasarruf sağlanacak, kişi başına gelir 9 bin 647 dolara yükselecek, istihdam edilen kişi sayısı 400 bin artacak, büyüme oranı yüzde 2,3 olacaktı. İş çevreleri Albayrak’a bayılmıştı. Daha sonra gerçekleşen veriler gösterdi ki, keramet Albayrak’ta ya da onun programında değil, iş çevrelerinin Albayrak’a olan “duygusal” yakınlığındaydı. “O’nu başarılı enerji bakanlığı döneminden tanırız” diyordu EnerjiSa’nın patronu Güler Sabancı. Ne de olsa Albayrak’ın enerji bakanı olduğu dönemde İstanbul Anadolu Yakası ve Ankara dahil 14 ilin elektrik dağıtım ihalesini almıştı…
2019’a girilirken AKP’nin önünde atlatılması gereken yerel seçimler vardı ve Albayrak diğer Maliye Bakanlarının aksine sadece teknokrat değil, aynı zamanda politik bir figürdü. Politik hedefleri olan biri olduğu pek belli Maliye Bakanı bu sefer seçim mitinglerinde dolar kuru tahminleri yapıyor, ekonominin nasıl şahlanacağından bahsediyordu. “Dolar 7 lira olacak ya, 8 lira olacak ya, çok beklersiniz, hele şu seçimler bitsin daha çok beklersiniz” diyordu Şubat 2019’da. Seçimler yaklaştıkça çıtayı yükselten bakan, 2019 yılında 2,5 milyon kişinin istihdam edileceğini müjdeliyordu. Zaman ve TÜİK, 2018’de istihdamda olan en az 658 bin kişinin 2019’da işinden olduğunu gösterdi. Albayrak’ın 2,5 milyon istihdam sözü verdiği şubat 2019’un işsizlik verileri mayısta açıklandı. Bu sözler söylenirken, işsizler ordusunun 4 milyon 730 bin ile Cumhuriyet tarihinde ölçümlenmiş en yüksek sayıya ulaştığı da böylece anlaşıldı.

Yerel seçimler AKP için bir hezimete döndü, İstanbul ve Ankara artık iktidar partisinde değildi. Ancak dolar kurunun görece istikrarlı bir seyir izlemesi iktidar medyasının elini güçlendiriyor, Sabah Gazetesi’nin ekonomi yazarları birbiri ardına “Hani batıyorduk” yazıları yayımlıyordu. Böylece Albayrak özgüvenini tazeliyor çıktığı programlarda “Muhalefetin dediklerini hiç okumuyorum” diye övünüyordu.

Eylül 2018’in ardından 1 yıl zaman geçmişti ki, yeni OVP’yi açıklamanın zamanı geldi. 1 yıl önceki YEP’te işsizlik oranı hedefi yüzde 12,1’di ama gerçekleşen 13,7 oldu, 2018’de 9 bin 632 dolar olan kişi başına gelir 2019’da 9 bin 127 dolara düştü. Kamuda tasarruf hedefi de yalan oldu, bütçe açığı 2018’e göre yüzde 70 artışla rekor kırarak 123 milyar lira olarak gerçekleşti. İstihdam edilen kişi sayısı ise artmak bir yana azalmış, 2019’da 658 bin kişi işinden olmuştu.

Albayrak 30 Eylül 2019’da ekranların başına 2’nci YEP’i açıklamak için çıktı. Öncekine benzer içerikte bir sunum yapan Albayrak bu sefer eleştirileri ciddiye almış ve 2’nci YEP’e hazırlıklı çıkmıştı; bu sefer “Bakın burası çok önemli” dememeye gayret etti. Ancak sunumun başında kullandığı cümle hafızası biraz kuvvetli olanlar için trajikomikti. "Programda bu yılın temasına 'Değişim başlıyor' dedik. Bu yılı pozitif bir büyümeyle kapatmaya hazırlanıyoruz” diye başladı konuşmasına Albayrak. İş çevreleri buna da bayıldı…

2018’in ardından yine büyük hayaller kurduruyordu Albayrak. Değişim bu sefer başlıyordu; 2020 sonunda kişi başına gelir 9 bin 738 dolara yükselecekti, istihdam edilen kişi sayısı 1 milyon artacak, büyüme oranı yüzde 5 olacaktı, işsizlik ve enflasyon da elbette düşecek, dolarizasyon frenlenecekti. Albayrak’ın Power Point sunumlarında yazanlar bunlardı. Maliye Bakanı artık hükümetin içindeki konumunu daha da güçlendirmiş, kabine üyelerine ayar verdiği iddiaları basına sızmaya başlamıştı. Sunumdan 2 ay önce Merkez Bankası başkanı Murat Çetinkaya görevden alınmış, yerine Murat Uysal atanmış, yeni başkanın ilk işi faizleri düşürmek ve ince bir bıyık bırakmak olmuştu. Albayrak ekonominin patronu olduğunu vurgularcasına sunumda faizleri düşürmekle övünüyordu. Düşük faizler halkın dolara akınını hızlandırmış, Merkez Bankası ise buna karşılık olarak döviz rezervlerini piyasaya satarak kuru baskılamaya başlamıştı. 2020’ye girilirken ekonomi çevrelerinin önemli gündemlerinden biri dolara olan ilgi ve Merkez’in rezervleriydi.

Ocak, şubat aylarında Covid-19 salgını artık tüm dünyaya yayılacak bir pandemi olduğunu kanıtladı. AKP’nin ise büyüme motorunu yavaşlatmaya dahi tahammülü yoktu. Ancak ithalat ortağı Çin’deki ve komşu İran’daki vaka sayıları ürkütüyor, hükümetin ise bu konuyla halkın moralini bozmak işine gelmiyordu. 29 Şubat 2020’de tüm dünya salgınla boğuşurken Erdoğan “İnşallah bu yıl toplam 58 milyon milyon turist, 41 milyar dolar turizm geliri bekliyoruz” diyebildi. Cumhurbaşkanı'nın bahsettiği 2020’de turizm rekoru kırılacağıydı. Sektörün içindeki büyük ölçekli patronlar kapılar kapandıktan sonra bu iddiaya güldü geçti, küçük esnaf ise umutlanıp yaza hazırlık için kredi çekti.

Ancak salgın toz pembe hayaller kuranları değil, akılcı analiz yapanları haklı çıkardı. Hükümet salgının 6 aya çözüleceği üzerinden hayaller kurdu. Tüm vergilerin ve prim ödemelerinin 3 ila 6 ay ertelenmesi, kamu bankalarının 6 ay geri ödemesiz kredi dağıtmaları bunun kanıtı. Ancak 6 ay geçmesine rağmen salgının kontrol altına alınmaması barutu tüketmiş görünüyor. 300 doların altında asgari ücret, işinden olan en az 3 milyon insan, 8 TL’nin kapısını çalan dolar kuru. Ancak hiçbiri Albayrak’ın yeni hayaller kurmasına mani değil. Nitekim, 30 Eylül 2020’de, Albayrak, 3’üncü YEP’in adını “Yeni dengelenme, yeni ekonomi, yeni normal” olarak açıkladı. Artık reytingi düşmüş, yine hayal kurdurtmaya çalışan, değerlendirme dahi yapmaya gerek duyulmayan bu YEP’e iş çevreleri yine bayıldığını açıkladı…