Albüm kritik: Çok uzakta ve yakın

“Sanatçı güzel şeylerin yaratıcısıdır. Sanatı açığa çıkarıp sanatçıyı gizlemek, sanatın amacıdır.” Yıllar evvel, myspace’in dimdik ayakta durduğu günlerde bir araya gelen, şehrin alternatif sahnelerindeki konserlerle var olmaya çalışan ve kaybolmamak için akıntıya karşı direnen Ars Longa müziğini açıklarken bu kelimeleri kullanıyor. Grubun ilk stüdyo albümü ‘Günler’in bu iki cümlenin izinden gittiği çok açık. Burada roller dağıtılmamış. İsimlere ve zaman kavramına ihtiyaç yok. En önemlisi maske yok. Hayallere dokunmak var. Hayatta her şeyi yaşamak, gidilmemiş her yere gitmek isteği var. Acıtan hatıralara sırt dönüp şehirden kaçmanın arzusu var. Baştan sona yalın ve olabildiğince naif tonda işlenen bir çalışma bu. Özellikle folk’tan güç alan müzisyen/grupların ilk albümlerini dinlediğinizde direkt hayatın içinden birtakım sesler duyarsınız. Sözlerin kalp atışlarını, nefes alışını hissedersiniz. O şarkılar dönerken başka başka dünyalar çıkagelir karşınıza. Sahte olan ne varsa kapı dışında bırakılmıştır çünkü. O kulvarda Portishead, Beirut, Belle and Sebastian, Conor Oberst gibi isimler ilk aklıma gelenler. İşte Ars Longa da bu sirayet gücüne uzak durmuyor. Kibir zehrine bulaşmayıp heyecanını belli etmekten de çekinmiyor. Bu heyecan içerikteki parçaların hemen her anında mevcut. Doğumunun üzerinden uzun zaman geçmiş olan şarkıları yeniden düzenleyerek bugüne ulaştırmak, üstelik o ilk enerjiyi ve duygusal yoğunluğu sözlerin derinliğinde hâlâ yaşatmak hiç de kolay değil. Bunu başarıyorlar. Tam burada vokal Sinan Çulhaoğlu’na değinelim. Şarkılarda da imzası bulunan Çulhaoğlu, indie ve alternatif elektronik kanallarda kayda alınan enstrümanları bütünlüyor ve prodüktör Umut Gökçen’in dokunuşlarıyla ortaya çıkan sound’a yön veriyor. İki numara “Dünya Zor”, hemen arkasındaki “Gözyaşı Şişesi” ve son perde “O Rüya” Ars Longa’nın hikâyesini, anlattıklarının öznesini bir adım öne çıkaran parçalar. Açılışta ses veren “Apoyevmaniti” ise diğerlerinden bağımsız olarak tek başına en vurucu rüyaya dokunuyor: “Denemelisin ve dememelisin hayır, çünkü sana bakıyor elim. İste değişebilirim, başka biri olabilirim. Hepsi senin için ebedim. Geri dön.”