Bekir Özgür Aybar, bu haftaki Albüm Kritik köşesinde Metronomy'nin Summer 08 albümünü değerlendirdi.

Albüm Kritik: Kendi yolunda

Birleşik Krallık’tan indietronica topluluğu Metronomy’nin beşinci stüdyo albümü Summer 08 bu ayın ilk günü Because Music aracılığıyla servis edildi. Bu yeni çalışmayla ilgili olarak son cümlede söyleyeceğimi en baştan belirteyim: Metronomy sevenleri üzmeyecek bir albüm bu. Summer 08 beklentileri karşılıyor. Joseph Mount liderliğindeki ekip bu son albümünde 2014 yılında gelen bir önceki uzunçaları Love Letters’ın izlerini tekrar hatırlatmış ve buna ek olarak kariyerinin ilk günlerine kadar gidip funk etkileşimlerine dokunmayı da ihmal etmemiş.

İlk şarkılarını bundan tam on yıl önce yayımlamıştı Metronomy. O günden şimdiye kadar geçen zaman zarfı bir müzik grubu için çok uzun bir süre. Zirveye çıkmaya da, kendini tekrar etmeye de, yok olmadan evvel tarihe adını altın harflerle yazdırmaya da yeter. Unutulmasın Beatles ne yaptıysa sadece on yıl içinde yaptı. Liverpool efsanesi kadar değil elbette, ama Metronomy’nin de kendi zamanını iyi kullandığını düşünmek için elimizde çok sayıda kanıt var. İki numaralı albüm Nights Out’un temelleri güçlü indie pop kanalları ve bence grubun en dinamik çalışması olan The English Riviera’nın folk rüyasında gezinen ezgileri Metronomy’yi kendi jenerasyonunun içinde mümkün olduğu kadar yukarıya taşıyan materyallerdi.

Evet, Summer 08 yukarıda adını andığım kayıtların çok ilerisinde değil. Gerisine de düşmüyor ama. Zaten Metronomy hiçbir zaman büyük düşüşleri ve çıkışları yaşayan ekiplerden olmadı. Gitmek istedikleri bir yer muhakkak vardır, ancak bunun için büyük dönüşümleri göze almıyorlar. Hal böyle olunca da Summer 08’e başladığınız ilk saniyeden son şarkıya kadar bulunduğunuz konum size yabancı gelmiyor. Hang Me Out to Dry, My House ve Old Skool gibi parçaların öncülüğünde Summer 08 iyi sesler ihtiva eden bir kayıt olmayı başarıyor.

Özellikle milenyum sonrasından başlayarak her albümün, hatta her şarkının birbirine yaklaştığı indie cenahında Metronomy salt kendini takip ediyor. Bu kötü bir şey mi? Sanmıyorum.