Geçen sezon Premier Lig’den düşen, bu sezon yeniden dönme hedefindeki Fulham’da işler iyi gitmiyor. Ekim ayının ortalarına kadar oynadıkları 13 maçın ancak dördünü kazanabildiler, son Stoke City deplasmanı dahil üç maçı kaybettiler, evlerinde oynadıkları son beş maçın sadece birinden üç puanla ayrıldılar. Şampiyonluğun favorisi olarak başladıkları sezonda 10. sıradalar. Hafta içinde oynadıkları, geçen sezon Championship’e yükselen Luton Town maçı vesilesiyle takıma ve golcülerine naçizane bir bakış...

İki takım nicedir farklı liglerde mücadele verdiklerinden 20 senedir karşılaşmamışlar, en son maçları 1999 senesinde Federasyon Kupasında. Fulham 3. tur maçını 3-0 kazanarak elemiş rakibini. Luton Town en son 1998 senesinin ekim ayında oynanan lig maçında ziyaret etmiş enfes stadı ve maçı 3-1 kazanmış. “Geldikleri gibi giderler” diyenlere inat direnç gösteriyorlar Championsip’te, 15 puanla 17. sıradalar. Championship diye geçmeyin, dünya futbolunun en fazla izlenen 6. Ligi, gerek parasal gerek izlenme oranı açısından bizim adının başına eğreti “Süper” sıfatı eklenmiş lige fark atıyor…

4-3-3 dizilişinde Fulham, gol krallığı sıralamasının zirvesinde Aleksandar Mitrovic, bu maça kadar 8 golü var 25 yaşındaki Sırp golcünün, son vuruşlarda isabet oranı yüzde 48. Eylül 1994 doğumlu, geçtiğimiz günlerde 25. yaşını kutladı, nice senelere. 2013’te düzenlenen Avrupa U19 turnuvasının en iyisi seçilmişti Partizan Belgrade’ın alt yapısından yetişmiş golcü. Yaşı geçmiş topçulara servet yatıran kulüplerimiz geçmiş zamanlarda farkına varsalardı 1.90’lık forvetin, muhtemel ülke futbolunu sallamakla kalmaz, değerli bir yatırım olurdu gelecek adına. Ama onlar son kullanım tarihini geçmiş topçularla uğraşırken 2019 senesinde Fulham ile beş senelik sözleşme imzaladı Mitrovic…

Ev sahibi iştahlı başlıyor maça, henüz 5. dakikada Cavaleiro ile gole yaklaşıyorlar. Sonra Fulham’ın golcüsü çıkıyor sahneye, dakika 16, ceza sahası içinde dönerek vurduğu füze alt yapılarda ders diye gösterilir. Hava toplarındaki üstünlüğünün yanında, sezgisel futbol zekâsı, gaddar şutları takdire şayan. İnşa halindeki kullanılmayan tribünü hariç o enfes stadı dolduran 18 bin taraftar golden sonra arka arkaya gelen Fulham ataklarını izliyor. 23’te şansını bir kez daha deniyor golcü ama bu kez vuruşu isabetsiz. Topa yüzde 71 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi 12 kez yokladığı devreyi tek golle önde kapatıyor o güzel mahallenin siyah beyazı.

2. devreye ofansif başlıyor misafir takım, kadro değeri olarak ligin en mütevazı 3. takımı. Fulham’ın sıkıntısı öne geçtikleri maçlarda skoru koruyamamaları ama 53’te farkı ikiye çıkarıyor siyah beyazlılar, Reed’in sağdan ortaladığı topa son dokunan Mitrovic. Golden sonra farkı azaltmak için yükleniyor misafir takım ve aradığı golü 59’da duran toptan buluyor, savunma oyuncuları Potts yakın mesafeden kafa vuruşunu kaçırmıyor. Ama uzun sürmüyor sevinçleri, 67’de duran top organizasyonunda kafayla 3. golünü buluyor golcü, ligdeki 11. golü, ligin gol canavarı 9 numara. Naçizane görüşüm, yaz döneminde Fulham’dan iki futbolcu alan Galatasaray’ın asıl alması gerekeni kaçırdığı yönünde. Topa daha çok sahip olan, daha etkili ayaklara sahip Fulham oyuna genişlik kazandırdığı anlarda hücumcusu Onormah, Reed, Caveliero, önlerinde Mitrovic ile pozisyonlar buluyor. Dört dakika uzatılan maçta Luton Town’da oyuna sonradan giren Lualua takımının 2. golünü kaydediyor ama yetmiyor. Velhasıl 90 dakikada rakip kaleyi 20 kez yokladığı, farkı kaçırdığı maçı 3-2 kazanarak ligde 6. sıraya yükseliyor Fulham. Golcüsüne gelince, maçtan sonra gollerinin sırrını soruyoruz, cevabı kayda değer: “Yaşamımın her gününde, yaptığım her işte kendimi geliştirmek için çaba harcarım. Antrenmanları severim, bitiminde farklı açılardan şut çalışmaları yapar, topun gelişine göre farklı vuruş tekniklerini defalarca tekrarlarım. Futbola ilk başladığım zamanlardan beri kendime örnek aldığım iki futbolcu oldu: Alan Shearer ve Didier Drogba. İkisi de futbolun efsaneleri ve benim kahramanlarım…”