Google Play Store
App Store

İç ve dış aktörlerin hesaplarının iç içe geçtiği Suriye’de yönetimi elinde bulunduran cihatçı HTŞ, SDG ile devlet kurumlarına entegrasyon konusunda anlaştı. Rojava yönetimi, Alevilere yönelik saldırıların sürdüğü sırada imzalanan anlaşmanın “Suriye’nin güvenliğinde birlik” sağlayacağını açıkladı.

Alevi katliamına tepki sürerken SDG, cihatçı yönetime katılıyor: ABD eliyle anlaştılar
Abdi (solda) ve Colani (sağda), SDG’nin HTŞ’ye katılımı için anlaşmayı imzaladı. (Fotoğraf: AA)

Politika Servisi

Bölgesel ve küresel aktörlerin hesaplarının iç içe geçtiği Suriye’de cihatçı Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) idaresindeki yeni yönetim, Kürt liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) devlet kurumlarına katılımı konusunda anlaştı. Rojava yönetimi, tüm petrol sahalarının HTŞ’ye devredildiği anlaşmanın “ABD arabuluculuğunda” gerçekleştiğini açıkladı.

Suriye’nin batısındaki kentlerde Alevi nüfusa yönelik HTŞ yönetimine bağlı cihatçı grupların saldırıları sürerken SDG, yapılan anlaşmayla “Suriye'nin güvenliği ve birliğine yönelik her türlü tehditle mücadelede” hükümeti desteklemeyi kabul etti.

Omurgasını, Halk Savunma Birlikleri'nin (YPG) oluşturduğu SDG, ABD’nin önemli kara müttefiki konumundaydı. Suriye'nin kuzey ve kuzeydoğusundaki petrol zengini bölgede IŞİD'den boşalan bölgelere yerleşen SDG, burada yarı özerk bir yönetim kurmuş, 8 Aralık'ta Beşar Esad rejiminin devrilmesi sonrasında HTŞ yönetiminin silah bırakma çağrısına yanaşmamıştı.

SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi ile geçici yönetimin Cumhurbaşkanı ilan edilen HTŞ lideri Muhammed el Colani, SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonunu öngören anlaşmayı imzaladı.

ÖNCE ABD İLE GÖRÜŞTÜ

SDG basınında yer alan bilgilere göre Abdi anlaşmayı imzalamak için, Humus kırsalından havalanan ABD’ye ait askeri bir Apache helikopteri ile Şam’a gitti. Abdi'nin başkanlığındaki heyet, burada Suriye hükümeti yetkilileri ile görüşmeler gerçekleştirdi. SDG’den üst düzey bir yetkili, Colani ile görüşmede Suriye’nin kıyı kentlerinde Alevilere yönelik saldırıların gerçekleştiği olayları da ele aldı.

Anlaşma, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael Erik Kurilla’nın SDG Komutanı Abdi ile görüşmesinden hemen sonra gelmesi dikkat çekti. İkili, Colani ile anlaşmayı imzalamadan önce Şam’da bir araya gelerek bölgedeki gelişmeleri ve işbirliğini görüştü.

TÜM KURUMLAR DAHİL

İmzalanan anlaşma, “Sınır kontrol noktaları, havaalanları, petrol ve doğal gaz sahaları dâhil, Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların Suriye devletine entegrasyonunu” öngörüyor.

Suriye resmi haber ajansı SANA'da yayımlanan metne göre sekiz maddeden oluşan anlaşmada, “Tüm Suriyelilerin dini ya da etnik arka planlarından bağımsız olarak liyakate dayalı bir şekilde temsil ve siyasi katılım hakkına” vurgu yapılıyor.

SDG Komutanı Abdi, X’teki açıklamasında anlaşmanın “yeni Suriye’nin inşası için gerçek bir fırsat sunduğunu” söyledi.

“Bu hassas dönemde” geçiş sürecinin adalet ve istikrar konusunda halkın iradesini yansıtması için çalıştıklarına dikkat çeken Abdi, “Tüm Suriyelilerin haklarını garanti altına alan, barış özlemlerini gerçekleştiren daha iyi bir gelecek inşa etmeye kararlıyız” dedi.

HTŞ ile SDG arasında imzalanan anlaşmaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Demokratik Birlik Partisi (PYD) yöneticisi Salih Müslim, “Bundan sonra hem içerde hem dışarda, tüm yönleriyle biz resmen bu devletin bir ortağıyız” dedi. ANF’nin sorularını yanıtlayan Müslim, anlaşmanın PKK lideri Abdullah Öcalan’ın SDG’ye gönderdiği mektupla uyumlu olduğunu söyledi.

Rojava'daki özerk yönetimin üst düzey isimlerinden Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Özerk Yönetim Dış İlişkiler Dairesi Eş Başkanı İlham Ahmed ise anlaşmanın, “kıyı bölgesindeki olayların ve Suriye toprakları üzerindeki tüm askeri operasyonların durdurulması” amacını taşıdığını söyledi.

‘ABD ARABULUCU OLDU’

Anlaşma için “uluslararası bir arabuluculuk çabası olduğunu” belirten MSD Eş Başkanı Besam İshak ise “Bunların başında ABD geliyor” dedi. Anlaşmanın uygulanmasının her iki tarafın da çıkarına olduğunu vurgulayan İshak, “Bölgedeki son gelişmeler, özellikle de Suriye’nin kıyı şeridindeki olaylar, farklı bileşenlere yeni bir yaklaşımı gerektiriyor. Böylece, önceki rejimin müttefiklerine de tekrar eskiye dönme fırsatı verilmez” şeklinde konuştu.

İshak, Lazkiye ve Tartus’ta yaşanan olayların, “her iki taraf için de hem fırsat hem de risk taşıdığını” söyledi. İsak, adım adım hayata geçirileceğini belirttiği anlaşmanın “gerçek garantisinin, sahada nasıl uygulanacağı olduğunu” vurguladı.

∗∗∗

DÜRZİLERLE DE UZLAŞMA SAĞLANDIĞI İDDİA EDİLDİ

Suriye’de geçiş hükümetinin cumhurbaşkanı olarak atanan HTŞ lideri Colani’nin, SDG’nin ardından Dürzilerle de anlaşma sağladığı iddia edildi. Colani, Süveyda Bölge Valisi Mustafa El Bakur ve önde gelen Dürzi liderlerle Şam’da bir araya geldi. ANKA’nın aktardığına göre görüşmelerde, tüm kurumları Şam hükümetine entegre eden bir anlaşma imzalandığı iddia edildi. Konuya ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Fotoğraf: SANA

∗∗∗

‘KRİTİK SÜREÇ BU NOKTAYA GETİRDİ’

Rojava Özerk Yönetiminin yasama organı Demokratik Suriye Meclisin’den (MSD) yapılan açıklamada anlaşmanın “tüm halkların haklarına saygı duyan, halkın iradesini yansıtan bir anayasa temelinde şekillenecek demokratik ve çoğulcu bir devletin oluşmasına katkı sağlayacağı” belirtildi. “Suriye’nin tarihsel açıdan kritik bir süreçten geçtiği” kaydedilen açıklamada “Bu anlaşma, ulusal ortaklık, karşılıklı tanıma ve siyasi adalet temelinde ilerleyen bir sürecin gerekliliğini ortaya koymaktadır” denildi.

∗∗∗

8 MADDELİ ANLAŞMA

Rudaw’ın aktardığına göre 8 maddelik anlaşmanın detayları şöyle:

Tüm Suriyelilerin siyasi süreçte temsil edilme ve devlet kurumlarına katılım hakkı, dini ve etnik kökenlerinden bağımsız olarak liyakat esasına göre güvence altına alınacaktır.

Kürt toplumu, Suriye devletinin asli bir unsuru olarak kabul edilecek ve vatandaşlık hakları ile anayasal hakları güvence altına alınacaktır.

Suriye topraklarının tamamında ateşkes sağlanacaktır.

Kuzeydoğu Suriye’deki (Rojava) tüm sivil ve askeri kurumlar, Suriye devleti yönetimi çerçevesinde entegre edilecek; sınır kapıları, havaalanları ve petrol ile gaz sahaları devlet kontrolüne alınacaktır.

Tüm Suriyeli mültecilerin kendi şehir ve köylerine geri dönüşü güvence altına alınacak ve korunmaları Suriye devleti tarafından sağlanacaktır.

Suriye devleti, Esad rejiminin kalıntılarıyla ve ülkenin güvenliği ile birliğini tehdit eden unsurlarla mücadelede desteklenecektir.

Bölünmeye yönelik çağrılar, nefret söylemi ve toplumdaki ayrışmayı körükleyen girişimler reddedilecektir.

Uygulama komisyonları, anlaşmanın yıl sonuna kadar tamamen hayata geçirilmesi için çalışmalar yürütecektir.

∗∗∗

GERİCİLİĞE KARŞI BİRLEŞELİM

Hozat Emek ve Demokrasi Platformu, Suriye’de yaşanan Alevi katliamını protesto etti. Belediye otogarı önünde toplanan kitle Atatürk Parkı’na kadar yürüdü. Atatürk parkı önündeki basın açıklamasını SOL Parti Hozat İlçe Sözcüsü Hıdır Dilekçi okudu. Dilekçi, “Ortadoğu’da yaşanan kaos gün geçtikçe büyüyor. Emperyalizmin bölge politikaları sonucu halkların, inançların birbirine kırdırıldığı ve tarihsel düşmanlığın tohumlandığı günlerden geçiyoruz. Suriye’de yaşanan gelişmelerle cihatçı faşist HTŞ terör örgütü Suriye’de söz sahibi yapılarak kaos büyütülüyor. Esat rejiminin baskıladığı insanların özgür, eşit birlikteliği yerine Suriye’nin zenginliğinin tekleştirilip cihatçı teröristlere teslim edilmesi anlayışı kabul edilemez” dedi.

Dilekçi’nin okuduğu açıklamada şu ifadeler yer aldı: “8 Mart’tan bu yana Suriye’de yaşananlar kaygımızın ne kadar haklı olduğunu gösteriyor.  Zulüm, katliam ve haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır diyor, bu katliamcı yezit zihniyetini kabul etmiyoruz. Lazkiye’den Hatay’a acilen bir yaşam koridoru açılmasını ve katliama uğrayan insanların güvenli bölgelere gönderilmesini talep ediyoruz.