Aleviler “eşit yurttaşlık ve eşit haklar” istiyor. AKP iktidarı ise yeni asimilasyon diyaneti olacak “Cemevlerine Hukuki Statü” dayatıyor. Alevilerin yüzde 99’u bu dayatmaya karşıdır.

AKP’nin yeni asimilasyon dayatmasına geçmeden, yeni asimilasyon araçları ile neyi kastettiğimi aktarayım.

AKP, Aleviliğin meşru varlığı kabul etmiyor ve kendine özgü bir inanç olarak tanımıyor. Çünkü devlet için Alevilik yok edilmeli ve Aleviler İslamlaştırmalıdır. AKP için kırmızı çizgi bellidir; Aleviler asimile edilmeli, kontrol altında camiye sokulmalıdır.

Neden yeni asimilasyon araçları

AKP’nin zihniyet devamlığını sürdürdüğü ecdadı Osmanlı kılıç zoruyla Alevileri tek din dairesinin içine sokmayı başaramadı. Kızılbaşların “katli vacip” diye yazılan fetvalar ve kıyımlar sonuç alamadı.

Cumhuriyetin asimilasyon kurumları olan Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB), İmam hatipler ve İlahiyat gibi mezhep okulları ve mezhep dersleri de işe yaramadı. Dersim, Koçgiri, Maraş, Çorum, Sivas ve Gazi gibi Alevi katliamları ile de istenen sonuç alınamadı.

12 Eylül darbesinin faşizan ve mezhepçi zorunlu din dersleri ve Alevi köylerine zorla cami yapma projesi de tutmadı! Aleviler zorunlu din derslerini ve cemevlerine yönelik baskı ve ayrımcılığı AİHM’e kadar taşıyıp, Türkiye’nin asimilasyonunu ve hukuk dışılığı Avrupa ölçeğinde hükmettirdi.

AKP’nin “Yeni Türkiye’sinde” 2007 yılından itibaren Alevi asimilasyonu için yeni şeyler deneniyor.

Yeni asimilasyon araçları ise şöyledir;

Sihirli ve uyuşturucu etkisi “Alevi Açılımı” kavramı türedi!

“Alevi iftar şovu” geleneği başlatıldı. Oysa Alevilikte gösterişten uzak oruç açma vardır.

AKP eliyle çakma Alevi dernekleri kurdu ve “yeni çakma muhataplar” yarattı.

2007 yılından itibaren DİB ve Cem Vakfı ile iç asimilasyon aracı için Alevi dedelerine gri pasaport uygulaması başladı.

DİB, Turizm Bakanlığı, Cem Vakfı ve TÜRSAB işbirliği ile Alevi dedeleri, İslamın beş şartından birini yerine getirmeleri için Hac’a götürüldü.

Dedelere maaş tartışılmaya başladı.

Dedelere eğitim için İlahiyat Fakülteleri ve Diyanet devreye girdi.

Bazı Üniversitelerin “Alevi-Bektaşi Araştırma birimleri” Aleviliğin İslamlaştırmak için bilimsel değil, teolojik çalışmalar yapıyor.

Diyanet, İl ve İlçe müftülükleri aracılığı ile Cemevlerine Kuran kursu açılması başladı.

Türkiye’de AKP hükümet üyeleri, yurtdışında ise TC Büyükelçilikleri ve Konsoloslukları Cemevlerine resmi asimilasyon ziyaretlere başladı.

Cemevlerine hukuki statü neleri hedefliyor?

AKP’nin “Cemevlerini Hukuki Statü” ilişkin TBMM’ne getireceği, üç ayaklı düzenleme ile Aleviliğin tahribatı ve Alevilerin örgütsel birliği çözülmek isteniyor.

1- Milli Eğitim Bakanlığı düzenlemesidir. Dinsel içerik, telkin ve yönlendirmeyi hedefleyen tüm din eğitimlerinin kaldırılmasını isteyen Alevilere, yeni bir asimilasyon müfredatı “Ehlibeyt Yolu Dersi” dayatılıyor. Bu düzenlemenin hedefinde:

* “Ehlibeyt Yolu Dersi”, Aleviliğin kendine özgü kimliğini, Şiilik ve Sünnilik üzerinden İslamlaştırmayı hedefliyor. Bu bir asimilasyon müfredatıdır.

* AİHM’ne taşınan davaların önüne geçmek.

* Laiklik karşıtı, gerici eğitime yeni bir İslam dersinin daha eklenmesidir.

* Tevhid-i Tedrisat kanunu ile ortadan kaldırılan denetim dışındaki cemaatlerin tekke, zaviye ve medrese eğitimlerini, tekrar kamu eğitimi kapsamında da öğrenmesine “emsal” olacaktır!

2- Düzenleme ise İmar Kanunu, Belediye Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanunu’nda olacaktır. Hedeflenen ise:

* Cemevleri “güvenlik” için kayıt ve denetim altına alınacak. (Cami kayıtları Diyanette tutulurken, Cemevi kayıtları İç İşleri Bakanlığı-Emniyet Genel Müdürlüğünde tutulur)

* Cemevlerine camilerin yararlandığı avantajlardan bazılarından faydalanması hedeflenirken, asıl hedef İslamcı cemaatlerin, “İrfan Merkezleri” ile meşrulaşması sağlanacaktır. Tekke ve zaviyeler kanunu boşa düşecektir.

* Sağlanacak bu “maddi avantaj” ile teolojik müdahale ve etkileme şansı artacaktır. Parayı veren düdüğü çalacak!

Cemevlerine ibadet statüsü için AİHM’ne yapılan başvuruların önü kesilecek.

3- Sertifikasyon Kurulu düzenlemesi ile Alevi inancının ve kimliğin tahribatı için düşünülüyor. Hedefinde ise:

*Aleviliğin yol ve sürekleri “görüş ayrılıkları” diye, devlet tanımı ile tek tipleştirilecektir.

* Cemevlerinin ibadethane olamayacağına bu kurula onaylatılacak.

* Alevi dedeleri maaş ile devlet teolojisinin misyonerine dönüştürülecek.

* Nerenin Cemevi, Ocak ya da Dergah olup olmayacağına,

* Kimin dede olup olmayacağını bu kurul belirleyecek.

* Alevilik hakkında “standart tanım” yapacak.

* Alevilik, Alevi kurumlarında, derneklerinde, cemevlerinde ve federasyonların elinden alınıp bu kurula bırakılacak.

* Diyanet, İlahiyat fakülteleri, İçişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı gibi Bakanlık temsilcileri, uzmanlar ve “Alevi temsilcilerinden” oluşacak “üst kurul” niteliğinde çalışacak.

* Bu kurul Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde olan DİYK gibi fetva kurumu gibi çalışacak.

* Alevi sivil örgütlenmesini ve Alevilerin sosyolojik olarak çözülmesi hedefliyor.

* Sertifikasyon Kurulu, diğer İslamcı cemaat ve tarikatların tekke ve zaviye gibi Osmanlı döneminde ait irfan ocaklarının canlandırılması için “emsal statü” olarak zemin kullanılacaktır. 5 Bin civarında İslamcı “İrfan Ocağının” ilk iki yılda açılması gündeme gelebilir.

* AKP’nin “Yeni Türkiye yürüyüşünü” engelleyen en önemli prangalarından biri olan “Alevi Sorunundan” kurtulmuş olacaktır.