Avrupalı Aleviler Türkiye’nin içinde bulunduğu tehlikelerin farkındalar. Bu tedirginliklerini ve endişelerini dile getirmek için, 25 Haziran’da 10 bine yakın Alevi, “Türkiye’de laiklik, demokrasi ve eşit yurttaşlık için” Avrupa’nın başkenti Strasburg’dan Türkiye’ye ve dünyaya seslendiler.

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) çağrısı ve Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu’nun (FUAF) ev sahipliğinde gerçekleşen mitinge, AABK’ye bağlı Almanya, Fransa, Avusturya, İngiltere, İsviçre, Danimarka, İsveç, Hollanda Alevi Birlikleri Federasyonuna bağlı 260 Alevi Kültür Merkezinden katılımlar oldu.

“Ayrımcılığa, Asimilasyona ve Savaşa Hayır!” dediler. Her yaştan insanların dilinde sadece güzelliğin türküleri ve sözleri vardır. Kucaklarında altı dilde yazılmış “kutuplaşma değil, birlikte yaşam”, “laiklik, demokrasi ve barış” dövizler taşıyorlardı.

Türkiye’de ve Avrupa’da olağanüstü koşulların yaşandığı ortamda gerçekleşen bu mitingde konuşan FUAF Genel Başkanı Erdal Kılıçkaya, “Türkiye’de ve Avrupa’da yaşanan şiddet ve hak gaspları ile olağanüstü koşulların gölgesinde gerçekleşen mitingimiz, Türkiye’de yükselen dinci-mezhepçi gericiliğe dayalı AKP hükümetine Avrupa’nın başkenti Strasburg’da mesaj gönderiyoruz: Alevilere ve tüm toplumsal kesimlere yönelik baskı, şiddet ve yasakçı politikalarınıza teslim olmayacağız. Avrupa Alevileri olarak ülkemizde hukukun hiçe sayıldığı, fiili başkanlık sisteminin dayatıldığı, her gün ölümlerin haber verildiği, Sarayın isteği üzerine milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırıldığı, TBMM fiilen işlevsiz kılındığı, parlamento fiilen yok sayıldığı, anayasanın çiğnendiğini biliyoruz ve itiraz ediyoruz.Gericilik temelinde kurduğunuz rejime karşı, gerçek laiklik, eşit yurttaşlık ve eşit haklar mücadelesinin yükselteceğiz. Laikliği kazanacağız” dedi.

AABK Genel Başkanı Hüseyin Mat’ın ise Avrupa Alevileri adına yaptığı genel değerlendirmede dile getirdiği “AKP iktidarı tarafından her alanda yaygınlaştırılarak kurumsallaştırılan mezhepçi gerici kuşatma karşında, laiklik mücadelesinin önemlidir. Bu mücadele diğer toplumsal kesimlerle buluşturulmadan, AKP’nin kurduğu mezhepçi rejime karşı kalıcı, sürekli ve etkili mücadele verilmeden, Türkiye’nin laiklik, hukuksal eşit hak-eşit yurttaşlık ve barış ekseninde demokratikleşmesi mümkün olmadığı biliyoruz. Aleviler gibi Kürt halkı da baskı, zulüm ve asimilasyona maruz kalıyor. Ermeniler, Süryaniler, Rumlar, emekçiler, kadınlar, gençler herkes bu antidemokratik uygulamalardan nasibini alıyor. Biz Aleviler olarak ezilen tüm hakların uğradığı asimilasyon, baskı ve tecrit politikasına karşı mazlumun yanında yer alıyoruz” tespitleri önemlidir.

Strasburg’da verilen mesajlarda, Türkiye’nin temel sorunları arasında yer alan Kürt sorunun çözümünde demokratik ve barışçıl çözüm için, şiddet politikalarında vazgeçilmesinin önemine ve akan kanın durdurulması için silahların derhal susturulması çağrısı yapıldı.

AKP’nin iç ve dış politikadaki mezhepçi tutumunun sonucu ortaya çıkan, bölgesel gerilim ve savaş ortamında, Suriye’nin iç işlerine yönelik işgalci politikalar mahkûm edildi. Milyonlarca Suriyeli mültecinin yaşam hakları üzerinden, AB ile AKP’nin yaptığı iki yüzlü istismarcı ve insan haklarına aykırı pazarlıkların, yarattığı tahribatların yarattığı sonuçlar kamuoyu ile paylaşıldı.

Strasburg’da Avrupa Parlamentosu önünde toplanan binlerce Alevi, AKP eliyle Türkiye’de inşa edilen gericiliğin, otoriterliğin, tek adamlığın, yasakların, Avrupa’da “kültür elçileri” olmayacaklarını, Alevilerin ancak laikliğin, demokrasinin, insan haklarının, eşit yurttaşlık ve eşit hakların “kültür elçileri” olacaklarını dile getirdiler.

AABK adına yapılan diğer konuşmalarda, “Türkiye ve Dünya Alevileri olarak, gericiliğe karşı geleceğimizi laik yaşam ve laik düzende birlikte inşa etmek için, eşit haklar ve eşit yurttaşlık için gerçek laiklik mücadelesini sahiplenmeye ve birlikte mücadeleye çağırıyoruz” denildi.

Son dönemlerde başta Maraş Terolar olmak üzere, Sivas Divriği ve benzeri Alevi yerleşim birimlerine yönelik “AFAD KAMPI” kuşatmasına karşı tepkilerin, uluslararası ölçekte dışa vurulduğuna tanık oluyoruz. Özellikle Avrupa’da yaşayan Aleviler, AKP’nin bu çok yönlü asimilasyon ve iç savaş hazırlığı andıran kuşatmasının arkasında tehlikeli bir stratejinin olduğunu düşünüyorlar. Endişeliler ve tedirginler. Buna karşı itirazları miting alanında taşınan dövizler ve konuşmalarda dile getirildi.

Alevilerin, Kürtlerin ve laik kesimlerin yoğun yaşadığı bölgelere kurulan AFAD kampları ile buralardaki kültürel, düşünsel ve inançsal dokunun bozulmasının hedeflendiği biliniyor. Alevilerin Strasburg buluşması, Sarayın mezhepçi politikalar eşliğindeki tek tipleştirme dayatmalarına karşı, Türkiye’nin ve AB’nin iki yüzlü samimiyetten uzak politikalarını teşhir edildiği bir miting oldu.

Avrupa Alevi hareketi önümüzdeki dönemde eşit yurttaşlık ve eşit haklar mücadelesi için, öncelikle gericiliğe karşı laiklik mücadelesi birleşik bir mücadele ihtiyacını ortaya koymaktadır. Çünkü gericiliği besleyen zeminlere itiraz edilmeden, laiklik için mücadele edilmeden toplumsallaşmanın zorlaşacağını düşünüyorlar.

AKP gericiliğine karşı Avrupa’dan yükselen ses, Türkiye’de gericiliğe karşı laiklik talebiyle yükselen seslerle buluşmalıdır. Baskıya, sömürüye, şiddete, ayrımcılığa ve dışlanmaya maruz kalmış tüm toplumsal kesimlerinin özgürleşmesi için barış ve çoğulculuğun garantisi laik ve demokratik Türkiye’yi kurma iradesinde buluşmak için hepimize sorumluluk düşüyor.

Gün dayanışma, demokrasi, laiklik ve barış temelli mücadelede buluşma günüdür. Gün bunu birleşik mücadele zeminlerinde ortaklaştırma günüdür.

Yarını ancak birlikte ve birleşik mücadele iradesiyle kurabileceğimizi unutmadan Strasburgdaki sesi Ankara’da duymalıyız.