Ali Babacan: yargı alanındaki bu zayıf tablo devam ederse...
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, geleneksel Bab-ı Ali Toplantısı'nda konuşma yaptı. 'Yargı alanındaki bu zayıf tablo devam ederse demokrasi ve ekonomideki bu tabloyu mumla ararız' ifadesini kullandı. 
 
Ali Babacan, Gayrettepe'deki Point Hotel'de düzenlenen geleneksel “Bab-ı Ali Toplantısı'na katıldı. Babacan, toplantıda yaptığı konuşmada, "Yargı alanında ne kadar başarılı olursak demokrasimiz o kadar güçlenecek. Yargı alanında ne kadar başarılı olursak demokrasimiz, ekonomimiz o kadar başarılı olacak. Eğer bu zayıf tablo devam ederse de, hem demokraside hem de ekonomide görmüş olduğumuz bu tabloyu bile mumla arar duruma geliriz. Su ve ekmek nasıl ihtiyaç ise hukuk da aynen öyle bir ihtiyaç" dedi.
 
Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: 
 
“Biz ekonomi alanında ne yaparsak yapalım, Türkiye için güzel şeyler yaptığımızı iddia edersek edelim, eğer Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olmasıyla ilgili ciddi soru işaretleri oluştuysa, bu başlı başına bir problem. Bu ekonomimiz açısından da problem, demokrasimizin işleyişi açısından da problem. Demokrasi kuşkusuz yönetim şekillerinin en güzeli. Halkın kanaatlerinin, eğilimlerinin bir ülkenin nasıl yönetileceğine yansıdığı güzel bir yönetim modeli. Demokrasi hemen yanı başında sağlam bir hukuk ile ancak ayakta durabilir. Eğer bir ülkede 'Demokrasi var, ancak hukuk konusunda sorunlar var' diyorsanız, işte o ülkede demokrasinin sıhhatli işlemesi bir süre sonra mümkün olmaz. Eğer kurallar açık değilse, kurallar şeffaf değilse, kurallara uymayanlar ile alakalı yaptırımlar yeterince güçlü değilse, eğer ülkenin yargısı iyi işlemiyorsa, burada demokrasi zaafa uğrayabilir." 
 
'DAVALARDAKİ KARARLAR TUTARLI DEĞİLSE'
"Ekonomi üzerindeki etkilerini zaten iş dünyamız, günlük işlerde gayet güzel bunu hissediyor. Eğer davalar çok uzun sürüyorsa, bilirkişilik müessesesi ile ilgili ciddi sıkıntılar oluştuysa, kararlar tutarlı değilse, alt mahkeme ile üst mahkeme birbirinden tamamen farklı sonuçlara varabiliyorsa, bu iş dünyası açısından ve tabii ki ekonomi açısından son derece sıkıntılı bir tablo oluşturur. Yargının, mutlaka ve mutlaka evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde, Anayasa, yasalar ve belki de daha önemlisi vicdan ile hareket etmesi gerekiyor. Yasaların bir dili var, bir de ruhu var. Onun için vicdan faktörü çok çok önemli. Biz evrensel hukuk normlarını baz alan bir sistem arzu ediyoruz. Anayasamızın kolay, anlaşılır, sade bir anayasa olmasını arzu ediyoruz. Yasalarımızın kısa, öz ve anlaşılır olmasını arzu ediyoruz. Bunun yanında, yargı sisteminin hem bağımsız hem tarafsız işlemesi gerektiğini söylüyoruz. Tabii kolay bir alan değil. Yargı alanında ne kadar başarılı olursak demokrasimiz o kadar güçlenecek. Yargı alanında ne kadar başarılı olursak ekonomimiz de o kadar başarılı olacak. Eğer bu zayıf tablo devam ederse de, hem demokraside hem de ekonomide görmüş olduğumuz bu tabloyu bile mumla arar duruma geliriz. Bu kadar önemli. Su ve ekmek nasıl ihtiyaç ise, eğer refah diyorsak, demokrasi diyorsak, hukuk da aynen öyle bir ihtiyaç. Ekmek, su gibi ihtiyaç."