Partisinin “Yükseköğretim Eylem Planı’nı” açıklayan DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, "YÖK’ü kapatacağız. Altı partinin ortak anayasa değişikliği metninde de bir mutabakat hususu olarak yer aldı" ifadelerini kullandı.

Ali Babacan: YÖK'ü kapatacağız

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan "YÖK’ü kapatacağız. Altı partinin ortak anayasa değişikliği metninde de bir mutabakat hususu olarak yer aldı" dedi.

Babacan, partisinin yedinci eylem planı olan “Yükseköğretim Eylem Planı’nı” açıkladı. Rektör seçimlerini, mütevelli heyetlerine bırakacaklarını kaydeden Babacan, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanı’nın üniversitelere, kafasına estiği gibi rektör atamasını da engelleyeceğiz. Üniversiteleri özgürleştireceğiz… Üniversiteye giriş sınav sistemini de değiştireceğiz. Tasarlayacağımız yeni sistemde; çoklu sınav, açık uçlu sorular, öğretmen notu, yetenek ve öğrenci başarısı gibi ilave bazı belirleyici hususları ekleyeceğiz. Üniversite sınavlarını yılda birkaç defa yaparak, sınav stresini azaltacağız."

Babacan, açıklamaları özetle şöyle:

"Öncelikle, yükseköğretimde bu aşırı merkeziyetçiliğe son vereceğiz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile beraber zaten ülke yönetimi çok ciddi anlamda tek elden yönetilir hale getirildi. Bu merkeziyetçi zihniyetin bu ülkeye ne kadar büyük zarar verdiğini her alanda görüyoruz. Ekonomide daha çok görüyoruz. Eğitimdeki sonuçlarını bir süre sonra görüyoruz. Biz nasıl ‘Güçlenmiş Parlamenter Sistem’ diyerek ‘merkezi zihniyeti yok edeceğiz’ dediysek aynı kavramı, yaklaşımı da yükseköğretim sistemine getireceğiz. Bunun da ilk adımı olarak YÖK’ü kapatacağız. YÖK’ün kapatılması meselesi sadece partimizin kuruluş programında yer alan bir husus olarak kalmadı. Altı partinin ortak anayasa değişikliği metninde de bir mutabakat hususu olarak yer aldı. Yani bu sadece DEVA Partisi’nin iddiası değil, altılı masada hep beraber kabul edip imza altına aldığımız, parlamenter sistem anayasa değişikliği maddelerinin içinde de yer alan bir husustur bu. Bu da çok önemli. YÖK’ün kapatılması şu açıdan önemli. Bu arkadaşınız 13 yıl hükümet yönetiminde görev aldı. Şunu gördüm ki; kurumsal kültür denen bir kavram var. Kurumsal kültürün değişmesi kolay bir şey değil. Kurumsal kültür oluşuyorsa, hele hele o kurum hükmetmeye, merkezden her şeyi idare etmeye alışmışsa o kuruma ‘ya sen yetkilerinin bir kısmını ver. Bu kadar merkezi bir anlayışla bu işi yapma’ dediğinde bu iş olmuyor, mümkün değil. Onun için onu kapatıp, küçük bazı konularda koordinasyon gerekebilir, ama öncelikle merkezi zihniyeti kapatıp bir kenara koymak gerekiyor.

REKTÖR ATAMALARI

Cumhurbaşkanı’nın üniversitelere, kafasına estiği gibi rektör atamasını da engelleyeceğiz. Bu sorunu kökünden çözeceğiz. ‘Bunun siyasi görüşü nedir’, ‘Bu bize yakın mıdır?’ böyle bir şey yok. Rektör seçimlerini, mütevelli heyetlerine bırakacağız. Ayrıca rektörleri de performans denetimine tabi tutacağız. Herkesin performansı ölçülecek. Başka türlü mümkün değil. Ve rekabet… Rekabetin olmadığı yerde rehavet oluyor. Tatlı bir yarış… Daha iyinin yarışı, bunu gerçekleştirmek zorundayız. Üniversiteleri özgürleştireceğiz. Her üniversite, kendi özgür alanında daha iyinin mücadelesini verecek. Bir bakıma üniversiteler birbiri ile rahat yarışır hale gelecek. Üniversiteleri özgürleştiren, akademik özgürlükleri sonuna kadar genişleten ve eleştirel düşüncenin önünü açan bir yaklaşımla hareket edeceğiz. Üniversitelerin idari, mali ve bilimsel özerkliğini tesis edeceğiz. Her daim eleştirel düşünceyi destekleyeceğiz. Bilimin üzerindeki baskıyı kıracağız. Eleştirel düşünce meselesi, sadece üniversitelerle sınırlı değil.

'ÜNİVERSİTEYE GİRİŞ SINAV SİSTEMİNİ DE DEĞİŞTİRECEĞİZ'

Meselenin tam da odağına öğrenci arkadaşlarımızı koyduk. Bildiğiniz gibi, son yıllarda eğitimde fırsat eşitliğini tamamen yitirdik. O nedenle, öncelikle fırsat eşitliğini sağlayacağız. Sistem, emek verenin arkasında duracak. Hiçbir öğrencinin emeği heba edilmeyecek. Üniversite denince ilk akla gelen konulardan birisi sınav. Üniversiteye giriş sınav sistemini de değiştireceğiz. Yeni sistemde üniversiteye girişi esnek ve stresini daha azaltmış hale getireceğiz. Bir ay sonra sınavlar var. Gençler, aileler, öğretmenler stresli. Yılların emeğini iki güne odaklarsanız… Tasarlayacağımız yeni sistemde; çoklu sınav, açık uçlu sorular, öğretmen notu, yetenek ve öğrenci başarısı gibi ilave bazı belirleyici hususları ekleyeceğiz. Üniversite sınavlarını yılda birkaç defa yaparak, sınav stresini azaltacağız."

ANKA