AYM’nin Ali İsmail Korkmaz kararında ‘eziyet yasağı’nın ihlaline karar verilirken sanık polis Hüseyin Ergin tekrar yargılanacak. Gezi Direnişi’nin ‘hükümete karşı kalkışma’ olarak tanımlandığı karar, AİHM’ye taşınacak.

Ali İsmail davası burada bitemez

Haber Merkezi

Anayasa Mahkemesi (AYM), Gezi Direnişi sırasında Eskişehir’de girdiği bir ara sokakta polis ve sivil giyimli kişilerin saldırısı sonucu yaşamını yitiren 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz hakkında yapılan başvurulara ilişkin kararını açıkladı. AYM’nin dün Resmi Gazete’de yayımlanan kararına göre ‘eziyet yasağının ölen yakınları Ali İsmail Korkmaz bakımından ihlal edildiğine’ karar verilirken Yüksek Mahkeme’nin yaptığı değişiklik dikkat çekti. AYM, daha önceki kararlarında Gezi Direnişi’nden ‘gösteri yürüyüşü’ şeklinde bahsederken 25 Nisan’daki Gezi davası kararından sonra içtihadını değiştirerek ‘hükümete karşı bir kalkışma’ olarak adlandırdı.

4 BAŞVURU 1 İHLAL

AYM, Korkmaz ailesinin başvurusuna ilişkin ‘eziyet yasağının ihlal edildiğine hükmetti. Kararın bir örneğinin polis memuru Hüseyin Ergin’in yeniden yargılama yapılmak üzere Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar veren AYM, Korkmaz ailesine 67 bin 500 TL tazminat ödenmesini kararlaştırdı.

Ancak AYM, ‘yaşam hakkının ihlal edildiği’, ‘toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiği’ ve ‘başvurucuların kötü muamele yasağının kendileri bakımından ihlal edildiğine’ başvurularını ise ‘kişi bakımından yetkisizlik’ gerekçesiyle kabul edilemez buldu. Kabul edilmemesinin sebebi ise 10 Temmuz 2013’te hayatını kaybeden Ali İsmail’in başvuramamış olması.

CEZASIZLIK VURGUSU

AYM kararında, polis Hüseyin Ergin’in cop kullanmasına gerek olmadığına değinilirken polisin görevini kötüye kullandığına dikkat çekildi. Kararda, “Polis memurunun sabit görülen suçundan dolayı disiplin yönünden bir soruşturmaya tabi kılınmaması da ceza muhakemesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilmiş olması nedeniyle oluşan cezasızlığın etkisini daha da ağırlaştırmaktadır. Ayrıca HAGB kararı verilmesiyle failin kasten işlediği kötü muamele teşkil eden suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetinin bir kanuni sonucu olarak memuriyet gibi belli haklardan yoksun kılınması da söz konusu olmamıştır” denildi. Kararda, polis Ergin’in cezasız kaldığının altı çizildi.

GÖRÜŞ DEĞİŞTİRDİ

Yüksek Mahkeme’nin kararında dikkat çeken bir ifade de yer aldı. DW’den Alican Uludağ’ın haberine göre daha önceki Gezi kararlarında eylemlere ‘gösteri yürüyüşü’ diyen AYM, Ali İsmail Korkmaz kararında ise Gezi’yi ‘hükümete karşı bir kalkışma’ olarak gören Adalet Bakanlığı görüşünden alıntı yaparak anlattı. Bu görüş değişikliğinin arkasında, kararı veren heyette eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan'ın yer alması ve Osman Kavala'nın da sanığı olduğu Gezi davasında verilen mahkûmiyet kararı çıkmasının etkili olduğu belirtiliyor. AYM'nin bu görüşündeki değişikliğin, Gezi parkı davasına yönelik yapılacak bireysel başvuruyu etkilemesi bekleniyor.

‘ZARARI GİDERDİK’ MESAJI

AYM’nin kararını BirGün’e değerlendiren Ali İsmail’in ağabeyi Gürkan Korkmaz, kararın sevindirici olmadığını söylerken “Burada yeniden yargılama sadece polis Hüseyin Ergin açısından verilmiş. Diğer sanıklar yönünden hiç topa girmeden kamuoyuna ‘ailenin zararını giderdik’ mesajı verilmeye çalışılmış. Bu karar da tazminat da tatmin edici değil” dedi.

Ali İsmail’e son darbeyi vuran Mevlüt Saldoğan’ın ‘kasten öldürme’den ceza almasını isteyen ve bu yönde başvuru yaptıklarını hatırlatan Korkmaz, şunları söyledi: “Yeniden yargılama, tüm sanıklar yönünden değil. Bu da yeterli değil. Öte yandan yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialarımıza yetkisizlik kararı verilmiş. Kötü muamele başvurusuna kişi bakımından yetkisizlik kararı verilmiş. Sadece eziyet yasağının ihlali kararı alınmış. 3 maddeye ‘kabul edilemez’ demiş, sadece biri kabul edilebilir bulunmuş. Saçma bir karar açıkçası. Dosya içeriğine aykırı bir karar verildiğine yönelik karar verilip tüm sanıkların yeniden yargılanması istenseydi, adil yargılamaya yönelik olduğunu söyleyebilirdik. Müşterek bir eylem varken sadece bir sanığın yargılanması da bir muamma.”

AİHM’YE TAŞINACAK

“Yaşam hakkı ihlal edilen, öldürülen kişi mezarından kalkıp zaten başvuru yapamaz” diyen Korkmaz, “Başvuru yapacak kişi ailedir. Ailesi olduğumuz için yetkisiz denmesi ayrı bir saçmalık. Hukuk usulüne sığdıramadık.” Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracaklarını ifade eden Korkmaz, bu kararla yetinmeyeceklerinin de altını çizdi.

DAVADA BUGÜNE KADAR NE YAŞANDI?

2 Haziran 2013: Gezi Direnişi sırasında Eskişehir’de Ali İsmail, çok sayıda polis ve sivil giyimli kişilerce darbedildi.

11 Haziran 2013: Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında hazırlanan otopsi raporunda Ali İsmail’in ölümünün darbedilmesi nedeniyle gerçekleştiği belirtildi.

10 Temmuz 2013: Ali İsmail, 38 gün komada kaldıktan sonra henüz 19 yaşındayken yaşamını yitirdi.

9 Eylül 2013: Savcılık, polis Mevlüt Saldoğan hakkında ‘kasten öldürme’, diğer şüpheliler hakkında ise ‘kasten öldürmeye yardım’ suçlarından iddianame düzenledi.

3 Şubat 2014: Dava, Eskişehir Ağır ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı ancak ‘kamu güvenliği’ bahanesiyle Kayseri’ye nakledildi.

21 Ocak 2015: 7 celse süren 8 sanıklı davada, Kayseri 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, polis Mevlüt Saldoğan’a 10 yıl 10 ay ceza verdi. Tutuksuz sanık polis Yalçın Akbulut 10 yıl; fırıncılar İsmail ve Ramazan Koyuncu ile Muhammet Vatansever 3 yıl 4 ay ceza aldı. Diğer polis memurları Şaban Gökpınar ve Hüseyin Ergin, delil yetersizliğinden beraat etti.

27 Ocak 2016: Yargıtay 1. Ceza Dairesi, ‘sanığa ek savunma hakkı tanınmadığı’ gerekçesiyle kararı bozdu.

18 Nisan 2016: Bozma kararı üzerine Ağır Ceza Mahkemesi, Mevlüt Saldoğan ve Yasin Akbulut dışındaki sanıkların tahliyesine karar verdi.

20 Aralık 2016: Yargıtay, tekrar yapılan temyiz başvurusu üzerine sanık Akdoğan’ın Ali İsmail’e copla vurmadığını belirterek yeniden yargılama istedi. Ayrıca Yargıtay, 4 sanık hakkındaki ceza kararını onarken birinin ise beraat kararını onayladı.

28 Haziran 2019: Ali İsmail’i öldürenlerden Mevlüt Saldoğan, Gezi davasına mağdur olarak katılma talebinde bulundu.

24 Aralık 2019: İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi davasına yönelik yapılan ikinci yargılamada, Mevlüt Saldoğan’ın ‘zarar gördüğü’ iddiasıyla yaptığı katılma başvurusunu kabul etti.

AYM’NİN BU KARARI CAYDIRICI DEĞİL

Ali İsmail Korkmaz Dava Komitesi tarafından AYM kararına ilişkin yapılan açıklamada, “Kararın kabul edilemez olduğuna ilişkin kısımları, kararın gerekçesi ve Gezi Olayları ile ilgili yapılan tespitler kabul edilebilir nitelikte değildir” denildi.

GERÇEKLİK YOK

Ali İsmail’in yaşamını yitirdiği olaya dair maddi gerçekliğin kararda ifade edilmediğine vurgu yapılan açıklamada, şunlara dikkat çekildi: “Her ne kadar eziyet hakkının maddi ve usul boyutlarının ihlali ile sanıklardan Hüseyin Ergin’in yeniden yargılanması yönünde karar verilmiş olsa da Mahkemenin kararı bir bütün olarak kamuoyunun vicdanını tatmin etmekten uzaktır. Her şeyden önce yerel mahkeme tarafından verilen kararda suçun nitelendirilmesinde, cezanın belirlenmesinde ve sonucunda takdiri indirim uygulanmasında isabetsizlik bulunmaktadır. Karar caydırıcı olmaktan uzaktır. Kolluk görevlileri bizzat saldırıyı gerçekleştirdiği gibi, kamu görevlisi olmayan kişilerin saldırısını engellememiş, teşvik etmişlerdir. Devletin söz konusu olayı açığa çıkarma ve failleri cezalandırma görevi olduğu halde birtakım kamu görevlileri suçu örtbas etmeye çalışan açıklamalarda bulunmuş, akabinde kamera kayıtları silinmiştir. AYM kararından anlaşıldığı üzere müvekkillerimizin ve kendileri adına bizlerin tüm duruşmalara katılabilmiş olmamız ile mevcut gerçekliğin ortaya çıkarılmasına yönelik bizlerin gösterdiği çabalar adil bir yargılama yapıldığına dair yeterli bir durum olarak görülmüştür. Oysa Kamu Kurumlarının ve yetkililerin gerek pozitif gerekse negatif yükümlüklerini yerine getirmediği açıktır. 9 yıldır sürdürmüş olduğumuz hukuk mücadelemizi Hüseyin Ergin için Kayseri’de, diğer taleplerimiz yönünden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde devam ettireceğimizi kamuoyuyla paylaşmak isteriz. Biz bitti demeden bu dava bitmez!”