Asrın değil, asırların boksörü Muhammed Ali, geçtiğimiz günlerde arkasında hoş seda bırakarak yaşama veda etti.

Geleneksel törenlerde yapılan duygusal konuşmalardan öte, mezarlığa gidişi sırasında, doğduğu ve yaşadığı Louisville kentinden hemşerilerinin sokağa dökülmelerini ve “Ali, Ali” diye içtenlikle bağırışlarını müthiş bir duygusallıkla izledik.

Ezilenlerin yanında samimi olarak durmanın, mücadele etmenin, gerektiğinde bedel ödemenin, insanları sevmenin, kim olurlarsa olsunlar, onlar adına emek vermenin, bir karşılığı olduğunu bir kez daha gördük…

Sevgi böyle oluşuyor!..

İnsanlar, değişim yaratanlara, ruhlarından çok akıllarına hitap edenlere sahip çıkıyor!..

Yaşamları boyunca arkalarında iz bırakanlar, insanlık tarafından, gerçekten unutulmuyor!..

• • •

Ölüm haberini aldığımız ilk andan, toprağa verilişine kadar geçen sürede dünya, yakın zamanda görmediğimiz bir şekilde, farklı ve de O’nun büyüklüğüne yakışır bir saygı gösterisinde bulundu.

Muhammed Ali, tüm zamanların en iyi boksörüydü.

Ali şiddeti akladığı, spekülatörlere büyük paralar kazandırdığı, mafyanın yönlendirdiği, dolayısıyla spor olmaktan uzak görülen boksu, dünyaya sevdiren insan oldu...

• • •

Ama o’nu asıl ölümsüzleştiren olay,1964’te Kuzey Vietnam’la ABD’nin başlattığı savaşa karşı duruşuydu…

Savaşın en kanlı dönemlerinde, ABD bölgeye asker yığıyordu. Ali’yi de askere çağırdılar.

Askeri yemin etmeyi ve Kuzey Vietnam’a gitmeyi ret etti.

Dünyayı sarsan ve hala kulaklarımızda çınlayan meşhur açıklamasını yaptı.

“Vietkonglar bana hiçbir kötülük yapmadı ki ben onlarla savaşıyım!”

Bu anlayış hala; savaş karşıtlarının en değer verdikleri felsefedir!..

• • •

O gün büyük bir cesaretle söylenen “benim o’nlarla sorunum yok!” sözü Ali’ye çok pahalı ödettirildi!..

Hapis cezası verdiler. Dünya şampiyonluğunu elinden aldılar. Boks lisansını iptal ettiler. Yıllarca boks yaptırmadılar!.. Aç ve korumasız bıraktılar…

Ders vererek hayatını kazandı. Ama biat etmedi!..

Toplumsal başkaldırışın simgesi oldu.

Ve “Nedeni olmayan savaşta” ABD, Kuzey Vietnam’da yenildi.

• • •

Bu direniş, Ali’nin ilk duruşu değildi.

Olimpiyat şampiyonu olarak geldiği kulüpte beyazların, “ABD’ye madalya kazandırsan bile zencisin ve bu mekâna giremezsin!.. “ sözlerine karşı, boynundaki madalyayı nehire atarak cevap verişi, kişiliğine sahip çıkışın en önemli örneklerinden biriydi!..

Yıllar sonra, Atlanta Olimpiyatı açılışında Bill Clinton, o madalyayı tekrar Ali’nin boynuna asarak ABD adına özür dileyecekti…

• • •

Üst düzey siyaset, olgunluk ister!..

Yapılan hataları düzeltmenin toplumsal gereklilik olduğu bilinciyle hareket edebilen siyaset başarıya ulaşabiliyor!..

• • •

Nerede olursanız olun; düzeni değiştirmek, zalimlerin zulmüne karşı durmak sözle olmuyor!.. Siyasetle oluyor!..

Siyaset yapabilmeniz için öncelikle ilkeleriz olmalı.

Duruşunuz, cesaretiniz ve kararlılığınız olmalı!..

Savunduğunuz ilkelerle özdeşleşmelisiniz!..

Samimi olmanız ve inandığınız düşüncelerinizden taviz vermemeniz gerekir…

Önceliğiniz kendiniz değil, toplum olmalı!..

“Bize ne derler?” diye korkmamalısınız!.

Biz o’nlara “ne deriz!” diyebilmelisiniz!..

• • •

Siyaset zor iştir!..

Bilgi, beceri ve görgü ister.

Bir de nezaket bekler!..

Karşısındakine saygı duymayanlar, saygın olmazlar!..

Ne yapsalar da, hangi değeri kullansalar da küçülür giderler!..

• • •

Siyaset örgütlü olmayı, ortak aklı kullanmayı gerektirir.

Ben diyerek bir yere varılmaz!..

“Bana” yapıldığı zaman vur, örgütüne dokunduğu zaman “düşün, dur!” denilemez!..

• • •

Konjonktürel siyaset hiç yapılamaz!..

Projeniz, planlarınız ve stratejiniz olmalı!..

Tek başına alınan kararların yanlışlığı hep görülmüştür. Kurulların aldığı karar, örgütlü yaşamı güçlendirmiş, hedefe ulaşmayı sağlamıştır!..

Gündemin peşinden koştukça, yorulursunuz!..

Gündemi belirlemedikçe, savunmada kalırsınız!..

Bedel; lafla değil, sabırla, terle, akılla ve ilkelerle yapılan mücadele sonrasında ödenir!..

Aksi, kolaycılık olur!..

• • •

Kahraman olmak isteseniz de kolay değildir!.

Kolayı değil, zoru seçmelisiniz!...

Örneğin;

Hukukun üstünlüğüne inanıyor muyuz?..

Hukuk devletinin varlığını istiyor muyuz?..

Anayasaya aykırı olduğunu biliyor muyuz?..

Ne derlerse desinler, ödün vermeden gereğini yapmalıyız!..

Çünkü “Bizi böyle görürüler” demek korkmaktan öte, inancınızın olmadığını gösterir!..

• • •

Muhammed Ali boşuna kahraman olmadı!..

ABD milliyetçiliğini elinin tersiyle itti.

Anlayana çok büyük ders verdi!..