Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Geçen haftaki yazımda yabancı kökenli kimi sözcüklerin halk ağzında uğradığı dönüşüme değinirken, “cimnastik” ve “cıgara” örneklerini vermiştim.

Bu konuyu biraz daha açmak ve örnekleri çeşitlendirmek istiyorum.

İsterseniz “j” harfiyle başlayan sözcükler konusunu sürdürelim. Daha önce de belirtmiştim, Türkçede bu harfle başlayan sözcük yoktur. “J” ile başlayan sözcüklerin tümü yabancı kökenlidir. Halkımız bu sözcüklerin bazılarını söylerken doğal biçimde sesbilgisel (fonetik) değişime uğratmakta ve adeta Türkçeleştirmektedir. Ben halkın bu yaratıcı yeteneğinin alıntı sözcüklerin dönüşümünde belirleyici olduğunu düşünüyorum. Ne var ki ülkemizde her alanda yaşanan kamplaşma dil kurumlarının çalışmalarına da yansıdığından, Türk Dil Kurumu ile Dil Derneği kılavuzlarında yazım birliği sağlanabilmiş değil. O yüzden birinde yer alan sözcüğü ötekinde bulamıyor ya da iki kaynakta değişik yazım biçimleriyle karşılaşıyoruz.

Örnek vermek gerekirse, “jandarma” sözcüğü İtalyanca kökenlidir. Halkımız daha çok “candarma” demeyi yeğlemiştir. Ama TDK Sözlüğü’nde “candarma”ya yer verilmemiştir. Dil Derneği’nin Yazım Kılavuzu’nda da ise hem “candarma” hem “jandarma” yazımları yer almıştır.

“Arazide kullanılabilen motorlu taşıt” anlamındaki “jip” sözcüğü dilimize İngilizce “jeep”ten girmiştir ve halkın ağzında “cip”e dönüşmüştür. Nitekim hem TDK Sözlüğü’nde hem Dil Derneği kılavuzunda böyle yazılmıştır.

“Ciklet” sözcüğü de “jiklet”in halk ağzına uyarlanmış biçimidir. TDK’nin Güncel Türkçe Sözlüğü’nde “ciklet” var. Dil Derneği’nin Yazım Kılavuzu’nda ise küçük bir ses değişimiyle “çiklet” biçiminde yer almıştır.

Fransızca “jurnal” sözcüğü dilimizde “curnal” diye de kullanılıyor. Dil Derneği de böyle almış kılavuzuna. Ama nedense TDK Sözlüğü’nde yok!

“CEMSE”Yİ YOK SAYABİLİR MİYİZ?

En ilginç örneklerden biri de halk ağzında kullanılan “cemse” sözcüğü… Boşuna aramayın, iki kurumun sözlüklerinde de bulamazsınız bu sözcüğü! Oysa yazınsal metinlere bile girmiştir “cemse”. 12 Mart ve 12 Eylül vahşetini, bu askeri kamyonları anmadan nasıl anlatabilirsiniz?

“Cemse” sözcüğü, Amerikan General Motors Corporation firmasının ürettiği ve daha çok askeri hizmetlerde kullanılan bir kamyon çeşidi için kullanılmıştır. Üretici firmanın kısaltılmış adı GMC’nin İngilizce telaffuzu olan “ci-em-si”, bizim askerlerin ağzında zamanla değişime uğrayarak “cemse” biçimini almıştır. TDK ve Dil Derneği, bu sözcüğü neden almamış sözlüklerine, anlayabilmiş değilim.

Ben bu yaşa geldim, yaya kaldırımına “trotuar” diyen bir kimseyle karşılaşmadım! Ama Dil Derneği’nin Yazım Kılavuzu’nda (10. Baskı, 2018) böyle yazıyor. Bana göre TDK daha doğru bir seçim yapmış ve Fransızcadan dilimize giren “trottoir” sözcüğünü halkın söylediği biçimiyle, yani “tretuvar” diye almış sözlüğüne.

DEDEKTİF, VİRTİÖZ, ZATÜRRE…

Başka dillerden alınan sözcükler, o dillerdeki söylenişiyle değil, kimi değişimlere uğrayarak Türkçenin sözvarlığına katılırlar. Bu işlemler değişik yöntemlerle birkaç aşamada gerçekleşir.

İnsanlar yabancı bir sözcüğü kendi dilinin söyleyiş biçimine uyarlamışsa, ille de kaynak dilin yazım biçiminde direnmenin anlamı yoktur. Nitekim orijinalinden farklı söylenen başka yabancı sözcükler de var Türkçede. Sözgelimi “virtüöz” ve “dedektif” sözcüklerinin seslendirilişi böyledir. Bizim “virtüöz” diye seslendirdiğimiz sözcüğün Fransızcası “virtuose”dur; “dedektif” sözcüğü ise “détective” diye yazılır.

Bir akciğer yangısı olan Arapça “zatürre” sözcüğünü de önceleri “zatürree” diye yazıyorduk. Türkçede iki ünlü yan yana gelmediğinden, halkımız bu sözcüğü söylerken sondaki “e”lerden birini atmış. İyi de etmiş!

Bütün bu örneklerden de açıkça anlaşılıyor ki dil konusunda son sözü, onun gerçek yaratıcısı olan halk söylüyor! O nedenle Türkçenin yapısına uymayan yabancı sözcüklerin dönüşümü konusunda halkın sesbilgisel sezgisi, dilciler için yol gösterici olmalıdır diye düşünüyorum.