Türkiye’de üretilen yeni rakı, Kıbrıs’ı ziyaret edip dönünce bir hayli ucuza geliyor. Hepimizin duyduğu, bildiği fakat görmediği alkol kaçakçılığının içeriğini bizzat deneyimleyen kaçakçılar deneyimlerini paylaştı

Alkol kaçakçılığı;  en riskli harçlık çıkarma yöntemi

> UMUT YİĞİT umutyigit@gmail.com

Günümüzün demokrat kılıflı, her sendelediğinde türlü sebepler üretip faturasını halka yıkan egemen devleti, bütçeyi zarara soktuğu an, alkole sigaraya vergi zammı yükler. Bu durum da kaçak piyasasına sebep olur. Görünen o ki KKTC üretim yoksunu ekonomisini kalkındırmak adına kapılarını kaçak olana ardına kadar açıyor. Türkiye’de üretilen yeni rakı, Kıbrıs’ı ziyaret edip dönünce bir hayli ucuza geliyor. Hepimizin duyduğu, bildiği fakat görmediği alkol kaçakçılığının içeriğini bizzat deneyimleyen kaçakçılar deneyimlerini paylaştı:

Öğrencilik dönemimizde harçlık çıkarmak için başladık alkol işine. Bunun içeni çok, ama cepteki para da belli, alımı zor. Haliyle alkol satan mekanlar işine devam etmek, müşterinin talebini karşılamak için alım yapıyor. Bu işi yapanlar genelde ya emekli ya da öğrenci. Riski fazla olsa da getirisi iyi oluyor, okurken iş bulmak da kolay değil. Ya okulu sallamayacaksın çalışacaksın ya da sefilleri oynayacaksın. Başka şans çıkmadı bizim karşımıza o dönem girdik bu işe.
“Kıbrıs gece uçuşlarındaki yolcuların %80’i alkol getiren adamlardan oluşur. Havalimanındaki herkes bilir bunu”
Buraya havayoluyla gelen içkilerin hepsi Kıbrıs’tan geliyor. Oradan litrelik rakı 32 liraya alınır, burada 50-70 lira arası bir paraya satılır. Akşam saati uçağa binersin aynı gece geri dönersin. Kıbrıs gece uçuşlarındaki yolcuların %80’i alkol getiren adamlardan oluşur. Havalimanındaki herkes bilir bunu. Giderken boş valizle gidilir. İçkileri havalimanındaki free shop’tan alırdık biz. Oradan alınca sınır da, pasaport okutma işi de yok. Aklımız ermedi şaşırıyorduk ilk başta; Kıbrıs yavru vatan, buranın havalimanı da oradan haberdardır sonuçta. Kıbrıs’tan Türkiye’ye uçuşta istediğin kadar alabiliyorsun. Oradan alırken polisi, güvenliği herkes görüyor. Çekirdek alır gibi alabiliyorsun. Buraya getirmek yasaksa orada neden satarlar bilinmez. Buraya inince de Kıbrıs uçaklarının tamamı aramaya tabi tutuluyor. Yani hem göz yumuyorlar hem de tuzak kuruyorlar.

Nerden baksan 100’den fazla insan yapıyor. Bu 100 kişiden en fazla 20’si yakalanıyordur.

Kıbrıs Havaalanında free shop’un alt katında banklarla dolu boş bir koridor vardır. Herkes gece vakti oraya toplanıp içkilerini sarar. Oranın polisleri de biliyor bunu, gayet normal yani. Biz valize doldurmadan önce içkileri streçlerdik orada. Bu işi orada nereden baksan 100’den fazla insan yapıyor. Bu 100 kişiden en fazla 20’si yakalanıyordur.
Bir geri bir ileri sarar, aç derse valizi yakalandığının resmidir.

Alkol olunca valizde o makineye sıvı daha fazla yansır. O sıvı makinede görünmesin diye biz çevresini alüminyum folyo ile sararız. Folyodan sonra streç filmi çekeriz üzerine. Çünkü makine başındaki görevliler ileri geri sararlar şüphelendikleri zaman. Alkolleri sardıktan sonra üzerine bir tane tişört atarız altındaki hiç bir şey gözükmez o zaman. Streçi folyo şişenin üzerinden kaymasın diye sabitlemek için sararsın. Çok ufak da olsa kayınca makinede hemen sıvı görünür. Diyelim görevli tişörtün altında kırmızı bir şey gördü, bir geri bir ileri sarar makineyi, aç derse valizi yakalandığının resmidir. Folyo da açılmaz diye bir şey yok. O valizle yürüyorsun ister istemez içindeki her şey sallanıyor. Makineyi ileri geri sardığında içindeki eşyaları o silindirlerle birlikte oynatıyorlar. Sıvılar mavi ve kırmızı çıkıyor makinede. Kırmızı göründüyse sıkıntı olur. En güzeli kalabalığa denk gelmek. Göz ucuyla bakıp geçiriyorlar makineden. Valize ortalama 40 şişe sığar. Valizler el bagajı yapılır. Kontuara valizsiz gidilir. Sırt çantasına el bagajı etiketi alırsın. Sonra o etiketi çantadan söküp valize takarsın. Valizi de uçakta ayağının dibine koyarsın. İşin zor yanı Türkiye’ye gelince başlar.

Valizi sağlam tutacaksın, sağlam çekeceksin.

Türkiye’ye inişte kapıda 5 güvenlik karşılar. Kıbrıs uçaklar aranır genelde. Seçmece gibi sen gel, sen gel diye seçerler yolcuları. Güvenlik görevlisinin kaçakçıyı anlaması için tek ihtimal valizin ağırlığını fark etmesidir. Valizi sağlam tutacaksın, sağlam çekeceksin. Kolay yakalananlar valizi ağırlığından ötürü zar zor çekiştirenler oluyor. Yakalanma durumu daha çok sıkı kontroller yapıldığında mümkün oluyor. Bu 17-18 Aralıktan sonra sıklığı artmıştı aramaların. Arama sonucu 10 kişi yakalandıysa, o sırada yakalanmayanlar da o 10 kişinin yakalandığını görenler olur. Hemen önlem alınır onları görünce. Önlem de şu; yurtdışından gelen başka bir uçak beklenir. Gerekirse 2 saat oturursun havaalanında. Tabeladan seferlere bakarsın. Fransa’dan, İsviçre’den gelen uçakları aramazlar. İnmelerini bekleyip yolcularının arasına karışıp öyle geçersin. Havalimanını da atlatınca gerisi kolay. Zaten siparişleri gitmeden almış oluyorsun. Mekanları gezip içkileri veriyorsun. Sattığımız yerler genel olarak restoranlar ve gece kulüpleri olurdu. Onlar tek veya duble siparişlerini bizim rakılardan, şişe siparişini bandrollüden verirlerdi. Zamanla riski kaldıramayacak gibi olunca, iş de bulunca bıraktık biz bu işi. Ama memleket bu halde olduğu sürece bu iş devam eder.