Almanak 2016: Emeğin kara yılı

İşçi ve emekçiler için 2016 yılı kapkara bir yıl oldu. İş cinayetlerinde rekor kırıldı, kazanılmış haklara yönelik saldırılar hız kazandı, kiralık işçilik yasası çıkarıldı, OHAL’in ilanının ardından on binlerce kamu emekçisi haksız hukuksuz şekilde işinden, ekmeğinden edildi, işçilerin hak mücadeleleri şiddet ve yasaklarla bastırılmak istendi. Tüm bu saldırılara karşın işçi ve emekçiler insanca yaşama ve çalışma koşulları için direnmeyi sürdürdü. Türkiye’nin dört bir yanında çok sayıda eylem, direniş, grev gerçekleştirildi. 2017 yılı da saldırıların artarak süreceği, işçi ve emekçilerin sokaklarda olacağı bir yıl olacak gibi görünüyor.

*****

İş cinayetlerinde rekor kırıldı!

Patronların kâr hırsı, alınmayan işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri, denetimsizlik, işçilerin örgütsüzlüğü, güvencesizliği artıran emek düşmanı politikalar… Tüm bu etkenler, henüz iki yıl önce tarihinin en büyük işçi katliamını yaşayan Türkiye’ye utanç verici bir rekor daha getirdi. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi verilerine göre, 29 Aralık itibariyle bu yıl en az 1956 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Bu sayı, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana kaydedilen en yüksek sayı olarak tarihe geçti. 301 işçinin ölümüyle sonuçlanan Soma Katliamı’nın yaşandığı 2014 yılında bile 1886 iş cinayeti yaşanmıştı. AKP’nin iktidarda olduğu yıllarda iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçilerin sayısı ise 18 bin 400’e ulaştı.

Olağanüstü Hal (OHAL) ilanı da iş cinayetlerini artıran bir diğer etken oldu. İSİG Meclisi’nin kasım ayında yaptığı açıklamaya göre, OHAL ilanına kadar ayda ortalama 154 iş cinayeti meydana gelirken, OHAL sonrası bu rakam 177’ye yükseldi.

OHAL uygulamaları, işçi sağlığı ve iş güvenliği mücadelesi yürüten işçileri de hedef aldı. İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’ndeki zehirlenme olayının örtbas edilmek istenmesine karşı mücadele eden taşeron işçisi Cemal Bilgin işten atıldı. İSKİ’de ise Enerji Sen yöneticisi Tarık Yüce, iş cinayetleriyle ilgili sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek işten çıkarıldı.

*****

Kadınlara esnek çalışma: Doğum yapan kadın işçilere ve memurlara esnek ve kısmi zamanlı çalışma getiren ve kadınları daha da güvencesizliğe iteceği için eleştirilen tasarı, 29 Ocak’ta Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Kamuoyuna ‘müjde’ olarak lanse edilen tasarıdan bir de ‘kiralık işçilik’ çıktı. Önergeyle tasarıya eklenen bir maddeyle patronların doğum sonrası yarı zamanlı çalışmak isteyen kadın işçinin yerine işçi kiralayabilmesinin önü açıldı.

Kiralık işçilik: 2016’nın işçiler açısından en olumsuz yönlerinden biri kiralık işçiliğin yasalaşması oldu. Özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi veren, sendikaların ‘kölelik yasası’ olarak adlandırdığı kiralık işçilik tasarısı, 5 Mayıs’ta Meclis Genel Kurulu’na getirildi. Türkiye kamuoyu Davutoğlu’nun başbakanlıktan uzaklaştırılmasına odaklanmışken, tasarı tüm itirazlara karşın iki günde yasalaştırıldı. Düzenleme 20 Mayıs’ta Resmi Gazete’de yayımlandı. CHP, iş ilişkisini kökten değiştirecek ve güvencesizliği daha da artıracak yasayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.

-Zorunlu BES: 45 yaş altı tüm çalışanların zorunlu olarak Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) dahil edilmesini ve her ay maaşlarından yüzde 3’lük kesinti yapılmasını öngören düzenleme, 10 Ağustos’ta Meclis’te kabul edildi. Düzenlemenin 1 Ocak’tan itibaren kademeli olarak yürürlüğe gireceği açıklandı. Sendikalar, düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğunu ve sosyal güvenliğin bu yolla piyasaya terk edilmek istendiğini açıklamıştı.

Kıdem tazminatı: AKP, daha önce defalarca denediği kıdem tazminatı hakkını fona devrederek gasp etme planını bu yıl yeniden gündemine aldı. İşçi konfederasyonları, “Kıdem tazminatı kırmızı çizgimizdir. Kıdem tazminatına dokunulması genel grev nedenidir” diyerek hükümeti uyardı. İşçiler ülkenin dört bir yanında eylemler yaptı. Yoğun tepki üzerine AKP geri adım attı, ancak düzenleme için Mart 2017 tarihini verdi

Zorunlu arabuluculuk: Kiralık işçiliğin yasalaşmasının ardından işçi sınıfı yeni bir saldırıyla yüz yüze geldi. İşçi-işveren uyuşmazlıklarında, dava açmadan önce arabulucuya başvurmayı zorunlu hale getiren bir yasa tasarısı taslağı hazırlandı. Tasarının 2017’nin ilk aylarında Meclis’e getirilmesi bekleniyor. Sendikalar, tamamen patronların lehine olan bu düzenlemenin ciddi hak kayıplarına yol açacağı uyarısında bulunuyor.

‘Taşerona kadro’ sözü tutulmadı: AKP hükümeti 2015 seçimleri öncesi dilinden düşürmediği ‘taşeron işçilerine kadro’ sözünü bu yıl da tutmadı. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, 22 Mart’ta kamuda çalışan 740 bin taşeron işçisinin tümünün kadroya alınacağını açıkladı. İşçiler birçok eylem yaparak hükümete sözünü tutma çağrısında bulunduysa da, Çalışma Bakanı Müezzinoğlu birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Bir süre daha sabredecekler” dedi.

*****

İş cinayeti davaları

İş cinayetlerine ilişkin davalar, yine pek çok adaletsizliğe sahne oldu. İşçi yakınlarının ve emek dostlarının kararlı mücadelesiyle bazı kazanımlar elde edilse de, asıl sorumlular korunmaya devam etti.

Soma davası: Soma Katliamı davasına Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edilirken, Soma AŞ patronu Alp Gürkan ve 4 yönetici hakkında da nihayet dava açıldı. Alp Gürkan, katliamdan 2,5 yıl sonra ilk kez 26 Aralık’ta İstanbul’da talimatla ifade verdi.

Ermenek davası: Karaman Ermenek’te 18 işçinin yaşamını yitirdiği maden katliamıyla ilgili 2’si tutuklu 16 sanığın yargılandığı dava temmuzda sona erdi. Has Şekerler şirketinin sahibi Saffet Uyar 13 yıl 9 ay, tutuklu yargılanırken tahliye edilen ruhsat sahibi Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesinin o dönemki müdürü ve hissedarı Abdullah Özbey ise 11 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Torunlar davası: İstanbul Mecidiyeköy’deki Torun Center rezidans inşaatında iki yıl önce yaşanan, 10 işçinin hayatını kaybettiği iş cinayeti davası sürüyor. Davada son olarak sorumluları aklayan ve ‘asli kusurlu’ tespiti dahi yapamayan bilirkişi raporuna yönelik itirazlar reddedildi.

Van Bayram Otel davası: Yargıtay 12. Ceza Dairesi, daha önce otel sahibi sanık Tevfik Bayram’a verilen 11 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasını az bulmuştu. Yeniden görülen davada Bayram’a bu kez 15 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası verilmişti. Yargıtay bu kez de fazla ceza verildiği gerekçesiyle kararı bozdu. Mahkeme ise kararında direndi. Öte yandan Tevfik Bayram, OHAL ‘den sonra çıkarılan KHK’den yararlandırılarak serbest bırakıldı.

*****

Direnişler, grevler, eylemler…

Geride bıraktığımız 2016 yılı, ülkenin dört bir yanında çok sayıda işçi direnişine, greve ve eylemlere sahne oldu. İşçiler gasp edilen haklarını geri almak, kazanılmış haklarına yönelik saldırıları durdurmak amacıyla işyerlerinde ve alanlarda çok sayıda eylem gerçekleştirdi. Bu eylem, grev ve direnişlerden bazıları şöyle:

Renault işçilerine saldırı: 2015 yılına damgasını vuran metal direnişinde başı çeken Oyak Renault işçileri, hükümet-sarı sendika-patron işbirliğiyle organize edilen ciddi saldırılarla karşılaştı. Türk Metal’den Birleşik Metal-İş’e geçen 4 bin işçi, kendi temsilcilerini seçmek isteyince işten atma saldırısıyla yüz yüze geldi. Seçimlerin yapılacağı gün 10 arkadaşlarının işten atılmasını protesto eden işçiler polis saldırısına uğradı, gözaltına alındı. Ardından yaklaşık 400 işçi işten atıldı. İşe iade davası açan işçilerin bugüne kadar 67’si davayı kazandı. Mahkemeler işçilere sendikal tazminat ödenmesine de hükmetti.

Avcılar direnişi: İstanbul Avcılar Belediyesi’nde mayıs ayı başında Belediye-İş Sendikası’na üye olan taşeron temizlik işçileri işten atıldı. İşçiler aylarca belediye önünde direnişlerini sürdürürken, CHP’li belediye yönetimi işçi kıyımını sürdürdü. İşten atılan yüzlerce işçinin mücadelesi sonuç verdi, CHP Genel Merkezi’nin de devreye girmesiyle işçiler parça parça işe geri alındı.

Madenlerde açlık grevleri: Amasya’daki Yeni Çeltek Madeni’nde çalışan işçiler, 4 Nisan’da işletmenin kapatılmak istenmesi üzerine yerin altında açlık grevine başladı. Onlarca işçi hastaneye kaldırılırken, kalan işçiler 10. günün sonunda yetkililerin kendilerine çözüm sözü vermesi üzerine eylemi bitirdi. Zonguldak’taki Balçınlar Maden Ocağı’nda da işçiler, aylardır maaşlarını vermeyen şirket kayyuma devredildiği için önce 18 Mayıs’ta madeni işgal etti, ardından açlık grevine başladı. Eylem 11. günün sonunda işçi alacaklarının ödenmesiyle sona erdi.

Nestle’de yüzleri güldüren grev: Bursa Nestle fabrikasında, Tekgıda-İş Sendikası üyesi 900 işçi 21 Haziran’da greve çıktı. 11 gün boyunca firesiz süren grevin sonunda zafer işçilerin oldu.

MSC/Medlog direnişi: MSC/Medlog Lojistik’te Nakliyat-İş Sendikası’na üye oldukları için eylül ayında işten atılan işçiler; İzmir, Kocaeli, Mersin, İstanbul ve Bursa’da direniş başlattı. Atılan işçilerin sayısı 150’yi buldu. Direniş yapılan illere Samsun da eklendi. Eylemler sürüyor.

Özelleştirmeye karşı eylemler: Batman, Adıyaman, Trakya ve Ankara’da Petrol-İş Sendikası’na üye binlerce işçi, Türkiye Petrolleri’nin (TP) küçültülmek istenmesine karşı 14 Kasım’da 1 günlük iş bırakma eylemi yaptı. İşçilerin 26 Aralık’ta Enerji Bakanlığı önünde yapmak istedikleri eylem ise OHAL gerekçesiyle engellendi. Zonguldak’ta da binlerce maden işçisi, Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) özelleştirilmek istenmesine karşı 14 Temmuz’da yürüyüş yaptı.

İZBAN grevi hükümeti korkuttu: İZBAN AŞ’de Demiryol-İş Sendikası’na üye işçiler, 8 Kasım’da greve çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve TCDD grevi kırmaya çalışsa da grev etkili oldu. Sonunda Ankara devreye girdi ve 8’inci günde anlaşma sağlandı. Hükümet 22 Kasım’da KHK yayımlayarak, grev ertelemelerinin kapsamını şehir içi toplu taşıma ve bankacılık hizmetlerini de içerecek şekilde genişletti.

OHAL ve kamu emekçileri: Darbe Girişimi’nin ardından 21 Temmuz’da OHAL ilan edildi. O günden bugüne 2 bin 77’si KESK üyesi olmak üzere 86 bin 510 kamu emekçisi ihraç edildi. On binlerce emekçi de açığa alındı. KESK ülkenin dört bir yanında çok sayıda eylem gerçekleştirdi. Mücadele sonuç verdi ve sendikal faaliyetleri nedeniyle açığa alınan öğretmenler yeniden işlerine döndü. Öte yandan KESK’in birçok eylemi de OHAL gerekçesiyle engellenmek istendi. Son olarak 21 Aralık’ta İstanbul’dan Ankara’ya düzenlenen ‘Emekçi Yürüyüşü’ne polis müdahale etti.

*****

Asgari ücret sefalet ücreti oldu

Geride bıraktığımız yılın son ayında, gündem yine asgari ücretti. “Asgari ücret sefalet ücreti olmasın” diyen işçiler, çeşitli eylemler gerçekleştirdi. İşçiler adına yalnızca Türk-İş’in içinde yer aldığı Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 6 Aralık, 12 Aralık ve 21 Aralık ve 29 Aralık’ta dört toplantı yaptı. Türk-İş 1600 lira talep ederken, DİSK 2000 lira istedi, patronlar ise ‘sıfır zam’ dayatmasında bulundu. Son toplantıda asgari ücret 1404 TL olarak açıklandı. Türk-İş karara imza vermezken, TİSK 104 lira zammı ‘olabileceğin en iyisi’ olarak niteledi. Sendikalar karara tepki gösterdi.

*****

Şirvan’da katliam: 16 işçi öldü

Siirt’in Şirvan ilçesinde Ciner Holding’e bağlı Park Elektrik tarafından işletilen Madenköy Bakır Madeni’nde 17 Kasım’da şev kayması yaşandı, toprak altında kalan 16 işçi hayatını kaybetti. Arama kurtarma çalışmaları 26 gün sürdü. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, olayın ertesi günü Şirvan’a gitmek yerine Balıkesir’de düzenlenen il değerlendirme toplantısına katılmayı tercih etti. Bakanlığın madende yaklaşık 2,5 yıldır denetim yapmadığı iddia edilirken, katliamla ilgili sorularımız ‘ticari sır’, ‘soruşturma güvenliği’ gibi gerekçelerle yanıtsız bırakıldı. 7 kişi tutuklandı.