Almanak | Kriz, kaos ve çöküş: Ekonomide bir yıl nasıl geçti?

Hazırlayan: Havva GÜMÜŞKAYA

Ekonomide olup biteni anlamakta zorlandığımız bir dönemden geçiyoruz. Pandeminin ağır etkilerinin yaşandığı 2020’nin artçı sarsıntılarının devam ettiği 2021’e ekonomi yönetiminin beceriksizliği damga vurdu. Türk Lirası’nın paraşütsüz düşüşe bırakıldığı ülke ekonomisi daha önce hiç yaşamadığı bir krize sürüklendi. İktidarın bizzat kendi eliyle sürüklediği bu kriz giderek derinleşiyor. İktidarın yüzde 50 zamla 4 bin 250 lira olarak açıkladığı asgari ücretin kriz şartlarında kaç ay nefes aldıracağı emekçilerin endişeyle 2022’yi beklemesine neden oluyor. 2021’de döviz kurunun yükselmesiyle birlikte raflardaki ürünlerin fiyatı hızla yükseldi. Halk kesimleri yüksek enflasyonla sınanıyor, üstelik kurdaki artış henüz fiyatlara tam anlamıyla yansımadı. Yüksek enflasyon ortamı 2022’nin ilk 3 ayında da devam edecek gibi görünüyor. Zamlar karşısında savunmasız kalan halk daha da zor duruma düşüyor. Çin modeli, Türkiye ekonomi modeli, kur korumalı TL vadeli mevduat… Her gün yeni bir deneyle ülke ekonomisi bilinmeze sürükleniyor. Bugün geldiğimiz noktada 7’den 77’ye herkesin dilinde ‘Merkez Bankası faizleri düşürür mü?’, ‘Dolar daha ne kadar artar?’, ‘Gram altın kaç para oldu?’, ‘Ekmek fiyatları nereye gidiyor?’ soruları var.

Normal şartlarda 2023 yılının haziran ayında yapılması beklenen seçimlerin erkene alınması tartışılırken iktidarın seçim savaşı ekonomideki yangına benzin döküyor.

Ekonomide bir yıl nasıl geçti, dönüp bakalım.

RAKAM BAŞKA, HİSSEDİLEN BAŞKA

Son yıllarda güvenin giderek azaldığı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) açıkladığı enflasyon verileri ile daha önce hiç olmadığı kadar tartışılıyor. Kurumun her ayın 3’ünde açıkladığı enflasyon verileri ile alternatif enflasyon oranı yayımlayan kurumlar arasında büyük fark var. Halkın hissettiği enflasyon da TÜİK rakamlarından çok daha yüksek. Bu tartışmalar bir kenarda dursun, TÜİK’in yıllık enflasyonu yüzde 21,3 olarak açıkladığı kasım ayında, Türk Lirası dolar karşısında yüzde 40 değer kaybetti. Tüketiciler ve ekonomistler, zamların enflasyona yansımadığını savunuyor. Uzmanlar aralık ayında fiyat artışlarının yüzde 10’u bulacağını ve yılsonu enflasyonunun yüzde 30’lara ulaşacağı görüşünde. Sosyal medyada düzenli olarak satın aldıkları ürünlerdeki fiyat artışlarını kendi alışveriş etiketleri üzerinden göstermeye çalışanlar ‘gerçek enflasyon’ tartışmasını alevlendirdi. Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makas giderek açıldı. Üretici enflasyonundaki artış kasımda bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 54,62 arttı. Enflasyon ile üretici fiyatları arasındaki fark 33 puandan fazla.

almanak-kriz-kaos-ve-cokus-ekonomide-bir-yil-nasil-gecti-962157-1.

TL’NİN İPLERİ KOPTU

“Allah sonumuzu hayretsin” diye imalı bir veda ile 2020 yılının kasım ayında istifa eden Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ardından dolar kuru kısmen bir toparlanmaya girmişti. Albayrak’ın istifası öncesi 8,50 seviyesindeki kur yeni yıla 7,41 seviyesinde başladı. Martta Naci Ağbal’ın yerine Şahap Kavcıoğlu’nun TCMB’ye atanmasıyla TL’de geri dönülmez hızda değer kaybı yaşanmaya başladı. Ekonomi yönetiminin aldığı kararlar Türk Lirası’nın günbegün erimesine neden oldu. TL tarihin en büyük değer kaybını yaşadı. Dolar kurunun tarihi zirvesi aralıkta 18 lirayı aştı. Faiz indirimleri ile alevlenen dolar/TL kuru yıl sonuna doğru Merkez Bankası’nın müdahaleleriyle dizginlenmeye çalışıldı. TL’nin bir yılda dolar karşısındaki değer kaybı yüzde 84’e ulaştı.

almanak-kriz-kaos-ve-cokus-ekonomide-bir-yil-nasil-gecti-962158-1.

KARPUZ KABUĞU DENİZE DÜŞMEDİ

Ülkenin en önemli döviz geliri kaynaklarından biri olan turizmde sezon neredeyse başlamadan kapandı. Sektör, kayıp yıl olarak anılan 2020 yılının etkilerinden kurtulamadı. Aşılamanın hızlanmasıyla sektörde umutlar 2021’e ertelenmişti. Ekonomilerini büyük ölçüde turizm üzerinden kalkındıran ülkeler, turist çekebilmek için daha sezon başında adımlar atmaya başladı. Ancak Türkiye ucuz bir seçenek olmasına rağmen aşılamanın yavaşlığı ve salgına dair önlemlerin yetersizliği nedeniyle yarışın gerisinde kaldı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bu yıl turizmin “V” şeklinde toparlanacağını iddia etse de sezon başında 31 milyon olarak açıklanan turist hedefi daha sonra 25 milyona düşürüldü.
Son 11 ayda ülkeye gelen yabancı turist sayısı 22 milyonda kaldı. Bu sayı 2019 yılının aynı dönemine göre yüzde 47 daha az. Pandemi öncesi aynı dönemde yaklaşık 43 milyon turist ülkeye gelmişti. Bir türlü canlanmayan sezonda turizm bölgelerinde yaşanan orman yangınları da bu yıl sezonunun erken kapanmasına neden oldu.

Toparlanamayan turizm sektörü yeni yıla büyük borç batağı içerisinde giriyor. BDDK’nin verilerine göre turizm sektörünün bankalara olan borcunun büyüklüğü 155,5 milyar lira. Bu borcun 8 milyarlık kısmını ise takibe düşen alacaklar oluşturuyor.

BANKALAR TAKİPTE

İktidar, salgın boyunca ortaya çıkacak maddi zorlukları borç vererek aşacağını düşündü. 2020 yılında milyonlarca yurttaşa 6 ay geri ödemesiz düşük faizli kredi dağıttı. Salgın önlemleri kapsamında ödenemeyen kredilerin takibe düşme süresi uzatılarak sorun halı altına süpürüldü. Eylül ayından bu yana takibe düşen kredilerde patlama yaşandı. Erdoğan’ın “yastık altındaki döviz ve altınlarını” çıkarmaya çağırdığı, geliri artmadığı için enflasyon altında ezilen vatandaşların bankalara ve finansman kuruluşlarına olan borçları krizle birlikte hızla büyüyor. Halkın borçlarında yılbaşından bu yana ise 95,2 milyar lirası tüketici kredilerinden, 54 milyar lirası da kredi kartlarından olmak üzere toplam 150 milyar liralık artış yaşandı. Vadesinde ödenemediği için bankalar tarafından icraya verilen takipteki borçların da 18,2 milyar lirası tüketici kredilerinden, 6 milyar lirası da kredi kartlarından olmak üzere toplam 24,2 milyar lira düzeyinde bulunuyor.

TCMB BAŞKANLIĞI KOLTUĞUNDA 132 GÜN

7 Kasım 2020’de TCMB Başkanlığı’na atanan Naci Ağbal, 20 Mart’ta görevden alındı. Faiz artışı yoluyla sıcak parayı çekerek döviz kurlarını düşürme ve enflasyonu kontrol altına alma misyonuyla göreve gelen Ağbal başkanlığında yapılan 5 PPK toplantısının 3’ünde faiz artışına gidildi. 18 Mart’ta ise beklentilerin üzerinde 200 baz puan artırılan faizler yüzde 19’a çıkartıldı. Faiz artışının ertesi günü iktidara yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak, “Merkez Bankası’nın Türkiye’nin büyümesini frenleyecek bu operasyonun kim veya kimler adına ve hangi amaçla çektiği merak ediliyor” diyerek bankanın dış güçlerin maşası olduğunu ima etti. Bu operasyonel manşeti takip eden saatlerde Ağbal sürpriz biçimde görevden alındı ve yerine Yeni Şafak yazarı Şahap Kavcıoğlu atandı.

SEBZELER ÇÖPE GİTTİ

Semt pazarları tam kapanma tedbirleri nedeniyle kurulamayınca, üretici tarladan sofralara ürününü yollayamadı. Hallerde fiyatlar neredeyse yarı yarıya düşmesine rağmen alıcı çıkmadı. Hallerden Türkiye’nin dört bir yanına yollanan sevkıyatlar durdu. Kamyonlarla hallere ürün yollayan çiftçiler uzun kuyruklar oluşturdu. Geri dönüş için nakliye masrafını karşılayamayan çiftçinin ürünleri çöpe döküldü. Plansız kapanmalarda olan çiftçinin emeğine oldu.

KONUT KİRALARI UÇUŞA GEÇTİ

‘Yaşanabilir’ kiralık bir daire bulmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Zorunlu giderlerin başında gelen ev kirası geniş kesimlerin en önemli sorunlarından biri haline geldi. Artan konut fiyatları ve kredi faizleri nedeniyle ücretlilerin ev alması hayal oldu. Şehir merkezlerinde artan kiralık ev talebi ve bir yıl aranın ardından örgün eğitime başlayan üniversitelerin açılmaya başlamasıyla kiralık ev fiyatlarında aşırı bir artış yaşandı. Gelinen noktada konut harcamaları gelirle yarışır hale geldi. Ülke genelinde bir yıl içerisinde kiralık konut metrekare fiyatlarındaki artış oranı yıllık yüzde 63,7’ye ulaştı. Konut stokunu eritemeyen müteahhitler artan maliyetlerle sınandı. Fiyat artışları demir-çelikte yüzde 140, çimentoda yüzde 100’leri aştı. Faiz indirimlerini dört gözle bekleyen müteahhitler maliyet artışlarının sorumlusu olarak çimentocuları gösterdi. Ülke tarihinde ilk kez müteahhitler iş bıraktı. 40 ilde inşaatları durduran 120 bin müteahhit 15 gün çivi çakmadı.

DÜNYA GIDA KRİZİNİ KONUŞTU

Dünyanın gündemi gıda fiyatlarındaki artış oldu. Küresel gıda fiyatları da son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaşmış durumda. Tarımsal emtia fiyatları bu yıl yüzde 20 yükseldi. Birçok ülke tarım politikalarını yeniden gözden geçirerek ‘yerli üretim’i artırmak için radikal adımlar atmaya başladı. Ancak Türkiye’de ise durum tam tersi işledi. İktidarın tarım politikaları üretimi durma noktasına getirirken, gıda konusunda dışa bağımlılığı artırdı. Buğdaydan ayçiçeğine birçok ürünün ithalatında gümrük vergisi sıfırlandı. Girdi maliyetlerindeki artış ise rekor düzeylere ulaştı. Bunun yanı sıra ekonomik krizle beraber borç batağına saplanan ve hacizlerle mücadele eden çiftçi de üretim yapamayacak hale geldi. Başta gübre olmak üzere enerji fiyatlarındaki artış çiftçinin belini büktü. Tarımsal girdi fiyatlarındaki artış rekor seviyelere ulaştı.

almanak-kriz-kaos-ve-cokus-ekonomide-bir-yil-nasil-gecti-962159-1.

İŞSİZLİKTE YAMAN ÇELİŞKİ

İstihdam yaratma yeteneğini kaybeden ekonomide çalışanlar işsiz kalmaktan korkar hale gelirken milyonlar her ay iş başvurusu yapıyor ve bulamıyor. Salgın döneminde getirilen işten çıkarma yasakları temmuz ayında sona erdiğinde adeta işçi kıyımı yaşandı. İşten çıkarma yasaklarının sona erdiği temmuz ayında 506 bin kişi işsiz kaldı.
Yaz aylarının gelmesiyle hizmetler sektöründe kısmi açılma olsa da ekonomik bir veri olmaktan çıkan işsizlik ülkede sosyal bir boyut kazandı. İŞKUR verilerine göre işsizlik ödeneğine son bir yılda başvuranların sayısı 1 milyon 408 bin, işsizlik ödeneği başvurusu kabul edilenlerin sayısı ise 567 bin kişi olarak gerçekleşti. TÜİK’e göre ise son bir yılda dar tanımlı işsiz sayısı 341 bin azaldı. TÜİK verilerine göre işsizlerin yüzde 32’si 1 yıldan daha uzun süredir işsiz. Buna göre 1 milyon 240 bin kişi uzun süreli işsiz.

Ülke genelinde 15 ve üzeri yaştaki geniş tanımlı işsiz sayısı ise 7 milyon 870 bin kişi olarak gerçekleşti. Geniş tanımlı işsizlik pandemi öncesine göre yüzde 23,4 oranında artmış durumda.

EKMEK KUYRUKLARI

Ekmek ve şeker zammı gündemin en önemli konusu oldu. İstanbul, Ankara gibi büyük kentlerde belediyelerin satışa sunduğu halk ekmek büfeleri önündeki kuyruklar hem ekonomik olarak hem de siyasi olarak gündemin ana konularından birisi oldu. Yumurtadaki fiyat artışları dikkat çekti. Marketler yağ, şeker, un gibi maddelerin satışına sınırlama getirdi. Ayçiçek yağı başta olmak üzere bitkisel yağlarda yüzde 100’ü aşan zamlar 2021’e damgasını vuran gelişmelerden birisiydi. Erdoğan zincir marketleri fahiş fiyat artışı ve stokçulukla suçladı. Rekabet Kurumu zincir marketlere toplamda 2,7 milyar lira ceza kesti.

almanak-kriz-kaos-ve-cokus-ekonomide-bir-yil-nasil-gecti-962163-1.

KÜÇÜK YATIRIMCI ‘ÇARPILDI’

Elvan’ın istifasının ardından 2 Aralık 2021 günü Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanan Nureddin Nebati, Albayrak döneminden beri bakan yardımcılığı görevini sürdüren tek isim. Albayrak’a yakınlığıyla bilinen Nebati, AKP’nin arka bahçesi konumundaki İlim Yayma Cemiyeti, Ensar Vakfı ve TÜGVA gibi yapıların da üyesi. Bakan olduktan sonra son dönemde verdiği röportajlar ise dikkat çekici. Dövizde düşüşü ve Türk Lirası’nda değer artışını getiren sürece dair yaptığı açıklamalar gündeme oturdu. TL’nin yabancı para birimleri karşısında yüzde 30 değer kazandığı gece yüksek seviyeden döviz alanlar büyük zarar etti. Bakan Nebati’nin, "Çarpılan kim oldu? Küçük yatırımcılar. Her zaman olduğu gibi" sözleri tepki çekti.

NELER YAŞANDI?

►MART

•TÜİK Başkanı değişti.
•TCMB’den 200 baz puanlık faiz artışı.
•Merkez Bankası’na Şahap Kavcıoğlu atandı.

►NİSAN

•Ticaret Bakanlığı’na Mehmet Muş geldi.

EYLÜL

•Merkez Bankası faiz indirimlerine başladı.

EKİM

•Merkez Bankası faizi %16’ya indirdi.
•Beş zincir markete ceza.

►KASIM

•Merkez Bankası faizi 100 baz puan indirdi.

►ARALIK

•Merkez Bankası’ndan 7 yıl sonra ilk döviz müdahalesi.
•Hazine ve Maliye Bakanlığı’na Nureddin Nebati atandı.
•Erdoğan’dan Çin modeli açıklaması.
•Asgari ücret 4 bin 250 lira.
•TCMB, politika faizini yüzde 14’e çekti.
•Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat açıklaması.