Almanya güçlü ekonomisi, son yıllarda verdiği bütçe fazlası ve düşük kredi imkânlarıyla krizle mücadele edebilecek mali araçları elinde bulunduruyor. Hükümet verdiği kararda 122,5 milyar Avronun hazinenin borçlanmasıyla karşılanacağını ve bu sene 33,5 milyar Avroluk da vergi kaybı yaşanacağını duyurdu

Almanya’da eşi görülmemiş ekonomik önlem paketi

EGEHAN ÜNLÜ - BERLİN

Federal Hükümet Pazartesi günkü toplantısında 156 Milyar Avroluk ek bütçe kararlaştırırken son dönemde koalisyon içinde de tartışmalara neden olan “kara sıfır” adlı, devletin ek borçlanmasını sınırlandıran kurala da veda edilmiş oldu. Özellikle koalisyon ortağı SPD’den birçok ses ile ekonomi uzmanları düşük faizlerin hüküm sürdüğü bu dönemde devletin geleceğe yatırım yapması için borçlanmasını savunuyordu. Kararın hafta içinde parlamento ve senatodan geçmesi bekleniyor. Başbakan Merkel pazar günü virüsün yayılmasını engelleyici önlemleri açıklamış, mücadelenin ikinci ayağı olan ekonominin desteklenmesiyle ilgili önlem paketi için ise pazartesi gününe işaret etmişti. Evinde karantinada bulunan Merkel toplantıya telekonferans ile katıldı.

156 MİLYAR AVROLUK EK BÜTÇE

Hükümet verdiği kararda 122,5 milyar Avronun hazinenin borçlanmasıyla karşılanacağını ve bu sene 33,5 milyar Avroluk da vergi kaybı yaşanacağını duyurdu. Böylece ek bütçenin hükumete maliyeti şimdilik 156 milyar Avroyu bulacak. Bu meblağ borçlanma karşıtı “kara sıfır” kuralının normal şartlarda izin verdiğinden oldukça yüksek. Bu sebeple krizden sonra ekonominin nasıl konsolide edileceğiyle ilgili tasarılar sunması gerekiyor. Yardımlara 600 milyar Avroyu bulan kredi ve garantiler de eklenince paketin boyutları 750 milyar Avroyu buluyor. Maliye Bakanı Scholz da paketle ilgili yaptığı açıklamada şunları dile getirdi:

“Yurttaşlarımızın sağlığını, istihdamı, işletmelerimizi ve ülkemizi korumak için sonuna kadar gidiyoruz. Bugüne kadar eşi olmayan bir yardım paketiyle krizle mücadele ediyoruz. Ek bütçe, kararlarımızı hızlı ve amaç odaklı olarak uygulamaya koymamıza, kaynakların gerektiği yerlere aktarılmasına imkân veriyor. Bu krizden iyi bir şekilde çıkmak istiyoruz ve bunu beraber başaracağız.”

PAKET NELERİ KAPSIYOR?

Paket mali destekler, krediler, iflas ile kira ve genel borçlarla ilgili düzenlemeleri içeriyor. Bunun dışında sağlık sektörü de kuvvetle desteklenecek.

Koruyucu tıbbi malzemelerin tedariği ile yeni tedavi yöntemleri ve aşı geliştirilmesi, ordunun sağladığı destek ve halkın bilgilendirilmesi için 3,5 milyar Avro öngörüldü. Bu meblağnın 3 milyar Avrosunun hastanelere aktarılması planlanıyor. Buna göre yoğun bakım yatak kapasitesini artıran hastanelere ünite başına 50.000 Avro ile kabul edilen hasta başına 50 Avro ödenmesi kararlaştırıldı.

Pandeminin ilerlemesine esnek bir şekilde yanıt verebilmek için, kısa vadede kullanılmaya hazır 55 milyar Avro ayrılması planlandı.

Büyük işletmeler için (250 veya fazla çalışan, 50 milyon Avro veya fazla ciro yapan) 600 milyar Avroyu bulan Ekonomik İstikrar Fonu (Wirtschaftsstabilisierungsfonds) oluşturulacak, devlet gerekli durumlarda hissedar olabilecek.

KİRACILAR KORUNACAK, İFLAS İLANI MECBURİYETİ ASKIDA

Kiraların ödenemeyeceği durumda kiralayanın fesih hakkı 3 ay askıya alınacak. Buna elektrik, su gibi diğer borçlanmalarla ilgili, borçluyu koruyan düzenlemeler de eklenecek.

İflas kanunu firmaların faaliyetlerini sürdürebilmeleri üzere hafifletilecek. İflas bildirimi mecburiyeti 30 Eylül’e kadar askıya alınacak. Alacaklının borçlu aleyhine iflas talebi hakkı kısıtlanacak.

Ceza davalarında ana duruşmaya 3 ay 10 güne kadar ara verilebilecek.

Müstakil çalışanların sosyal yardıma başvurusunda varlık kontrolünden (Vermögensprüfung) vazgeçilecek, kira marjlarında fiili harcamalar dikkate alınacak, çocuk parası yardımında kolaylıklar sağlanacak.

ÖNEMLİ İŞ KOLLARI ŞİMDİYE KADAR AKTİF OLMAYAN NÜFUSLA DESTEKLENECEK, FEDERAL HÜKÜMETİN YETKİLERİNDE ARTIŞ

Krizle mücadelede önemli iş kollarından emekli olanları geçici olarak işe dönüşünü kolaylaştırmak için ek gelir limiti yıllık 6.300 Avrodan 44.590 Avroya artırılacak. Sezon işçiliği tarım lehine 5 aya çıkarılacak, kısa iş yardımı alanlar boş zamanlarında gönüllü yardım etmeleri özendirilecek, federal iş kanununda esnekliğe gidilecek. Bakım evleri desteklenecek.

Yapılan federalizm tartışmaları da kabine kararında yer buldu. Bulaşıcı hastalıklarla mücadele kanununda (Infektionsschutzgesetz) yapılacak değişiklikle andemilerde merkezi hükümete daha fazla yetki verilmesi öngörülüyor.

KÜÇÜK İŞLETME VE SERBEST ÇALIŞANLARA YÖNELİK DESTEKLER KOLAYLAŞTIRILIYOR

Küçük işletme ve müstakil çalışanların (Solo-selbstständige) korunması için 50 milyar Avro ile Sosyal yardım fonuna eklenecek 7,7 milyar Avro: Bu kapsamda, 5 tam zamanlı çalışana (veya dengi) kadar olan işletmelere bir seferlik, 3 ay için 9000 Avroya kadar; 10 çalışana kadar işletmelere 15.000 Avroya kadar destek verilecek.

Kısaltılmış iş parası için şimdiye kadar şart koşulan, işletmede sipariş eksikliği yüzünden çalışamayan personel oranının %30’dan %10’a çekilmesi, taşeron isçilerin de kısaltmış iş parasından faydalanabilmesinin önünün açılması, işverenin sosyal sigortaya ödediği primlerin tazmini, işçilerin iş saati hesaplarında eksiye düşme (Minusstunden) zorunluluğunun (kısmen) kaldırılması kararlaştırıldı.

GÜÇLÜ EKONOMİLERİN HAREKET ALANI

Almanya güçlü ekonomisi, son yıllarda verdiği bütçe fazlası ve düşük kredi imkânlarıyla krizle mücadele edebilecek mali araçları elinde bulunduruyor. Ancak koronavirüs salgınının ağır vurduğu İtalya ve İspanya gibi ülkelerin borçları halen oldukça yüksek ve krizin etkisiyle de artış gösterecek. Ayrıca bu ülkelerin borçlanmaları da daha maliyetli. Yüksek gelir grubunda bulunmayan ülkelerin de mali çerçeveleri Almanya’nın aldığı önlemleri alabilecek imkânları sunmuyor. Örneğin Türkiye’nin 2020 yıllık merkezi bütçesi 150 milyar Avro olarak öngörülmüştü. Bu meblağ Almanya’nın sadece koronavirüs kriziyle mücadeleye ayırdığı mali yardımlara eşit. Ek olarak borsalardaki düşüş de başta düşük gelirli ülkelerdeki hisselerin, likiditesi yüksek global sermayedarlara geçişini hızlandırarak küresel gelir dağılımındaki adaletsizlikleri artırabilir. Bunun dışında kriz esnasında gevşetilen iş kanunları ile zayıf ekonominin yarattığı belirsizliklerin de prekerleşmeyi artırmayacağını söylemek zor. Bu bağlamda virüsün kısa vadeli tıbbi etkilerinin dışındaki uzun vadeli sosyal ve ekonomik etkilerinin, toplumları uzun süre meşgul edeceği söylenebilir. Devletin ekonomideki rolü ve mali araçlar da bu tartışmalarda önemli yer tutacağa benziyor.