Almanya’da salgına ilişkin önemli bilgilendirmeler yapan Dr. Cihan Çelik, koronavirüse yakalandı

GÜRSEL KÖKSAL

Almanya’da Covid-19 salgıyla ilgili olarak aylardır kamuoyunu düzenli olarak bilgilendiren uzmanlar arasında yer alan Dr. Cihan Çelik de maalesef artık mücadele ettiği virüse yakalanan hekimler arasında.

Frankfurt yakınlarındaki Darmstadt kenti hastanesinde İzolasyon Bölümü’nün şefi olarak çalışan göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Çelik, kendi sosyal medya hesabı üzerinden önceki gün yayınladığı son mesajında, durumu şöyle duyurdu:

“Aslında Covid-19’la mücadelenin daha farklı olacağını sanıyordum. Şimdi durum kişiselleşti. Bugün pozitif test sonucunu aldım. Şu anda hastalığın bazı belirtileri var ama oldukça iyi durumdayım. Bu hastalığı ciddiye alın. Birbirinize karşı dikkatli olun ve yaşlıları koruyun. Sağlam kalın!.”

GÖÇMENLER VE YOKSULLAR KONUSUNDA UYARILARDA BULUNUYORDU

Dr. Çelik, salgının başlangıç döneminden itibaren hem kendi sosyal medya paylaşımlarında ve hem de çeşitli yayın organlarındaki söyleşilerinde Covid-19 hastalığı ve tedavisiyle ilgili açıklamalarıyla kısa sürede tüm ülkenin tanıdığı uzmanlar arasına girmişti. Özellikle Almanya’nın en büyük gazetesi Frankfurter Allgemeine Zeitung’da iki haftada bir yayınlanan düzenli söyleşilerle salgının gidişatıyla, tedavi süreçlerindeki gelişmelerle ve hastalıkla ilgili güncel bilgileri, kendi bölümündeki deneyim ve gözlemlerini aktarırken, herkesin anlayabileceği sade bir dil kullanmaya özen göstermesi dikkat çekmişti.

Bu konuyla ilgili açıklamalarını yaparken sağlık sistemine yönelik eleştirel tutumunu da yansıtan Dr. Çelik, salgının sosyo-ekonomik boyutlarını vurguluyor, koronavirüsün yayılma riskinin ve ölüm tehlikesinin en yüksek olduğu kesimlerin başında göçmenler ve yoksulların geldiği uyarısını açıkça dile getiriyordu.

Yoksulluğun zaten birçok hastalıkta en önemli faktör olduğunu hatırlatan, ancak pandemi nedeniyle Covid-19’a dikkat çeken Dr. Çelik, bu durumu şöyle açıklıyordu:

“Kişinin bu hastalığa yakalanması ve hastalığı ne kadar ağır yaşadığı konusunda birçok sosyo-ekonomik faktör etkili olabiliyor. Fazla kilolu olmak -ki bu özellikle sosyal olarak zayıf kesimlerde büyük bir problem- hastalığın ağır bir biçimde sürmesine neden olabilir. Sağlıklı beslenme ve sporun gerekliliği konularındaki bilgi yetersizliği de öyle. Ayrıca hastalıkla ilgili belirtilerin çok geç fark edilmesi ya da ciddiye alınmaması da bu kesimlerde daha büyük bir sorun. Öte yandan yoksul insanların doktorlara erişimi daha zor, göçmenlerin bir bölümü sıkıntılarını dile getirebilecek düzeyde Almanca da bilmiyor. Daracık konutlarda çok kişi bir arada yaşıyorlar ve yoğun fiziksel temas gerektiren işlerde çalışıyorlar.”

Covid-19’un önümüzdeki dönemde yoksullar ve göçmenler için tehlikeli bir hastalığa dönüşeceği endişesini dile getiren Dr. Çelik, sağlık hizmetlerinin topluma sunulmasında Almanca’ya hakim olmayan insanların durumunun dikkate alınması ve onların bu hizmetlerden daha kolay yararlanması için gerekli adımların atılması çağrısında bulunuyordu.

IRKÇI MESAJLARA TEPKİ

Dr. Çelik’in sosyal medyada kendi durumuyla ilgili yaptığı açıklama, çok sayıda “geçmiş olsun” dileğiyle karşılansa da bir aşırı sağcı da bu durumu fırsat bilip, “Kanaklar (Almanya’da yabancılara, özellikle de Türklere hakaret amacıyla kullanıyor) da mı hastalığa yakalanabiliyor? Umarım bir üfürükçüye gider, bir Alman hastanesine değil” diye nefret ve ırkçılık içeren bir mesaj yayınladı. Tabii Çelik’in takipçilerinden cevabını da aldı. Kimi “Kapa çeneni” demekle yetinmiş, kimisi de “Virüs insanlar arasında fark gözetmiyor. Nazilere de bulaşabilir” hatırlatmasında bulunmuş.

Bir diğerinin tepkisi şöyle:

“Günün birinde koronadan hastaneye yatarsan, onun şifa saçan eline muhtaç olursun umarım.”

Bu öngörü haksız değil. Daha önce kendisiyle yapılan bir söyleşide ırkçı eğilimli hastalara ilişkin bir soruya yanıtlayan Dr. Çelik, şunları söylemişti:

“Irkçıların bir süre bir hastanede yatmaları, içlerindeki kızgınlığı da tedavi edebilir. Zira hastanelerdeki ekipler uluslararası ve çok kültürlü insanlardan oluşuyor.”

Alman medyasındaki yayınlarda Dr. Çelik’in göçmen kökenli olduğuna işaret edilmiyor. Bu, Almanya açısından bir normalleşme göstergesi.

Türkçe medya ise bu durumu vurgulamayı önemsiyor.

Çünkü bu, Almanya’daki göçmen toplumu, özellikle de Türkiye kökenli gençler için olumlu ve önemli. O da rahatsız değil bu vurgudan. “Benim de örnek aldığım insanlar oldu” diyor. Böylece babası ve annesinin Almanya’ya 70’li yıllarda geldiklerini, bu ülkede tanışıp, evlendiklerini, babasının Gümüşhane, annesinin Vartolu olduğunu öğreniyoruz.

Almanya’nın Covid-19’la mücadelesine hem yüzlerce ağır hastayı tedavi eden bir hekim, hem de kamuoyunu bu konuda bilgilendiren bir uzman olarak şimdiden büyük katkıları olan Dr. Cihan Çelik’e acil şifalar dileğiyle.