Ver.di ve EVG sendikalarının kentlerdeki toplu taşıma ile ülke genelinde kamu hizmeti, hava, deniz ve demiryolu ulaşımını işlevsiz hale getirecek uyarı grevi, 24 saat sürecek. Yaklaşık 2,5 milyon çalışan için yüzde 12 zam veya 650 Euro’ya kadar ücret artışı talep ediliyor.

Almanya'da son yılların en büyük grevi başladı

BirGün HAMBURG

Almanya'da son yılların en büyük grevi başladı. 26 Mart Pazar gece yarısı başlaması kararlaştıran grev, Hamburg’da demiryolu işçileri tarafından iki saat önce başlatıldı.

Yaklaşık 2,5 milyon işçinin üye olduğu Ver.di sendikası ve EVG'nin (Die Eisenbahn - und Verkehrsgewerkschaft - Demiryolu ve Taşımacılık Sendikası) üçüncü toplu iş görüşmeleri öncesinde ülke genelinde grev kararı aldı. Havaalanları, kamu kuruluşları, yerel toplu taşıma ve nakliye hizmetlerini işlevsiz hale getirecek ve işverene büyük baskı anlamına gelen uyarı grevi 24 saat sürecek.

EVG, yıllık %12 ya da en az 650 Euro ücret artışı talep ediyor. EVG greviyle şu anda müzakere halinde olduğu tüm şirketleri hedefledi. Demiryolu şirketlerinin çalışanlarına henüz bir teklif yapmadığı öğrenildi.

Ver.di ise federal ve yerel düzeyde kamu hizmeti, şehirlerin belediye idarelerinin ofislerinde, kreşler, kara ve su nakliye idarelerinde, bankalar, yerel toplu taşıma idarelerindeki yaklaşık 2,5 milyon çalışan için yüzde 10,5 zam veya en az 500 Avro daha fazla para talep ediyor. İşveren ise son görüşmelerde iki kademede ücretlere yüzde beş zam ile bir sefere mahsus 2 bin 500 Avro para teklifi yapmıştı.

"DİRENİŞİN ÖN SAFLARINDAYIZ"

Hamburg'da BirGün’e açıklama yapan işçi Mustafa, "Pandemi süresi boyunca hak arama yollarımız engellendi. Şimdi de Rusya-Ukrayna savaşı öne sürülerek hak arama girişimlerimiz engellenmeye çalışılıyor. Gerek pandemi, gerek savaş bahane edilerek her şeye aşırı derecede zam yapılıyor. Fiyat artışlarının önüne geçilmiyor. Kazançlarımız hayat pahalılığı karşısında hızla eriyor. Hissedilir bir yoksullaşma yaşıyoruz. Buna tahammülümüz kalmadı. Bizler göçmen kökenli işçiler olarak direnişin ön saflarındayız. Bu mücadele ücret artışlarıyla sınırlı bir mücadele değil. Siyasal ve sosyal yönleri aksatılmadan sürdürülmesi gerekiyor. Aksi halde istediğimiz sonuçları almak mümkün değil. İşverenler sendikası, bizi ve sendikamızı ‘sakin olmaya’ davet ediyor. Oysa işçi sınıfının sakin olmaya değil, coşkun bir sel olmaya ihtiyacı var!" diye konuştu.