Kiralık işçilik uygulamasının işçilerin başına nasıl belalar açacağını bu deneyimi uzun yıllardır yaşayan Almanya örneğinden öğrenme fırsatı bulduk. DİSK üyesi Birleşik Metal-İş Sendikası Salı günü İstanbul’da önemli bir toplantı düzenledi. Toplantıda Almanya’nın en büyük sendikası IG Metall Genel Merkez uzmanı ve Leibniz Üniversitesi öğretim üyesi Avukat Jürgen Ulber Almanya’da kiralık işçilik uygulamasını ve sonuçlarını ayrıntılı olarak anlattı.

Almanya’da 1970’lerden beri rastlanan kiralık işçilik 2003 yılında bugünkü vahim halini almış. Ulber kiralık işçiliğin Almanya’da (tıpkı bizde olduğu gibi) flexicurity (esnek güvence) tartışmaları ile gündeme geldiğini anlattı. Esnek güvence politikasının şirketlerin esneklik ihtiyacı ile çalışanların güvencesini dengeleme iddiasını taşıdığını ancak uygulamada sadece şirketlerin ihtiyacı karşılandığını vurguladı. Ulber Almanya’nın iş güvencesini en çok ihlal eden ülkelerden biri olduğunu söyledi.

AB’nin kiralık işçi yönergesi gereği kiralık işçilerin asıl işverenin işçileriyle ücret dahil aynı koşullara sahip olmasının (eşit işlem) yasal zorunluluk olduğunu belirten Ulber, ancak uygulamada bunun tersinin yaşandığını anlattı. Almanya’da kiralık işçi ücretleri aynı işi yapan asıl işveren işçilerden ortalama olarak yüzde 35 ile yüzde 70 daha düşük. Sendikaların daha güçlü olduğu metal sektöründe kiralık işçi ücretleri yüzde 41-46 daha düşük seyrediyor. Kiralık işçiler sürekli işçilerin aldığı ikramiyeleri de alamıyor. Böylece ücretleri daha da düşüyor.

50 bine yakın özel istihdam bürosunun bulunduğu Almanya’da bu bürolarının sık sık mevzuatın etrafında dolandıklarını anlatan Ulber, bazı özel istihdam bürolarının sırf yasaları boşa çıkartmak için özel avukat ekipleri kurduklarını anlattı.

Alman içtihadına göre kiralık işçilik ancak geçici bir istihdam ihtiyacı durumunda söz konusu olabilir. Ancak uygulamada bu kurala uyulmuyor. Şirketler çekirdek işgücü dışındaki çalışanları geçici ve kiralık işçi olarak temin ediyor.

Kiralık işçilik işsizlik ödeneği konusunda da önemli bir hak kaybı yaratıyor. İşsiz kalanlar kiralık işçilik bürolarına yönlendiriliyor. Meslekleri ne olursa olsun kiralık işçilik bürosu tarafından önerilen işi kabul etmeyenlerin işsizlik ödeneği kesiliyor.

Almanya’da 2003 yılında kabul edilen düzenlemeyle kiralık işçi olarak çalıştırılmanın bir sınırı bulunmuyor. Ömür boyu kiralık işçi olarak çalışmanın önünde bir engel yok. Kiralık işçiler daimi geçici işçi haline geliyor.

Almanya’da kiralık işçilerin yüzde 49’u üç aydan az sürelerle kiralanıyor. Kısa periyotlarla uzun dönem kiralık işçilik yapıyorlar. Bu durum işsizlik ödeneği ve iş güvencesinden yararlanmalarının önüne geçiyor ve emeklilik hakları açısından ciddi sıkıntılar yaratıyor.

Alman sendikaları kiralık işçiler için toplu iş sözleşmeleri yapmaya çalışıyor ancak bunda başarılı oldukları söylenemez. Kiralık işçilerin sadece yüzde 2,5’u sendika üyesi olabilmiş.

DİSK Birleşik Metal-İş toplantısında Jürgen Ulber’i dinledikten sonra sendikaların güçlü olduğu, uzun yıllara dayalı bir işçi hareketinin olduğu AB üyesi Almanya’da bile bunlar oluyorsa Türkiye’de kiralık işçilikle ilgili kim bilir neler yaşanacak diye düşünmeden edemedim.

***

Emek Tarihi İçin İki Güzel Kitap

Türkiye’nin duayen emek tarihçilerinden M. Şehmus Güzel’in iki çalışması yayınlandı.

Bunlardan biri Türkiye’de İşçi Hareketi 1908-1984. Daha önce başka yayınevleri tarafından yayımlanan bu çalışmayı İmge Kitabevi yeniden bastı. Kitap, Türkiye'deki işçi hareketi tarihinin 20. yüzyılını genel çizgileriyle özetliyor ve yüz yılı aşan bir geçmişe sahip Türkiye işçi hareketindeki sürekliliğin peşine düşüyor.

Güzel’in ikinci kitabı Türkiye Sosyal Tarih Vakfı (TÜSTAV) Sosyal Tarih Yayınları tarafından basılan İşçiler Örgütleniyor (1939-1950). Güzel’in 1980’lerde kaleme aldığı daha önce yayımlanmamış bu kapsamlı çalışması güncellenerek basılmış. Kitap zor bir dönemde Türkiye işçi sınıfının örgütlenme çabalarını zengin bir gazete arşiv taramasına dayalı olarak anlatıyor.

***

BirGün ve Çalışma Yaşamı Sayfası

BirGün çalışma yaşamı ve emek sayfası olan nadir bir iki gazeteden biri. Bu sayfa BirGün’ün ayırt edici ve kıymetli yanlarından biri. Ana akımda görülmeyen, dışlanan emek haberleri ve yorumları bu sayfalarda yer bulabiliyor. Yıllardır gazetenin önlerinde yer alan sayfamız bir süredir gazetenin arkalarına hatta bulmaca ve tv sayfasının bile gerisine gitmiş. Gazetelerin arka sayfalarında okuyucu yorumları, çeviri yazıları, bulmaca, sanat haberleri gibi daha durağan konular yer alır. Sayfanın müdavim okuru ve yazarı olarak sayfamızın gazetenin arkalarına yollanmasının isabetli bir tercih olmadığını düşünüyorum.