Bundesliga’nın zirvesine baktığımızda son 4 yılın şampiyonu Bayern Münih’in arkasında bu sezon lige yükselen RasenBallsport Leipzig’i görüyoruz. Peki bu büyük çıkışı yapan takım nasıl oldu da Almanya’nın en çok nefret edilen kulübü haline geldi.

Lokomotive Leipzig 1980’lerde Doğu Almanya’nın adı gibi lokomotif takımlarından birisiydi. Bu dönemde tam 8 kez Avrupa kupalarında mücadele eden kulüp 1986-87 Avrupa Kupa Galipleri Kupası’nda Ajax’a karşı final oynamış ama o sıralarda Johan Cruyff’un çalıştırdığı takıma Marco van Basten’in golüyle 1-0 mağlup olmuştu. Birleşmeden sonra bir çok Doğu Almanya takımına olduğu gibi Lokomotive de batıyla rekabet edemedi ve bugün Almanya futbolunun 4. kademesi olan Regionalliga’da mücadele ediyor. Artık Leipzig’in Alman futbolunun zirvesini zorlayan bir başka takımı var. RasenBallsportt Leipzig. Ancak takımın bırakın Almanya’nın geri kalanını kendi şehrinde bile birçok sevmeyeni var.

Bugün 5,3 milyar dolarlık bir servete sahip ve 1982’de Tayland’a yaptığı bir seyahat sırasında eş zamanlama bozukluğundan ( jet-lag) muzdarip olan Avusturyalı iş adamı Dietrich Mateschitz içinde, kafein, su, şeker ve B vitamını ihtiva eden Krating Daeng isimli içeceği denemeye karar verdi. Sorunu ortadan kalktığında kafasında bir şimşek çakmıştı. Hemen üretici firmanın sahibi ile bağlantı kurdu ve benzer bir içeceği, içine Avrupa tatlarını da ilave ederek kendi kıtasına götürme fikrini öne sürdü. 1987 yılında Red Bull şirketi kurulmuştu. Futbol sahalarına girişleri 2005 yılında merkezlerinin bulunduğu köye en yakın şehir olan Salzburg’u satın almalarıyla gerçekleşti. 2006’da da New York/New Jersey Metrostars takımını satın alıp New York Red Bulls’un temellerini attılar. Firma 2007 yılında Sao Paulo’da Red Bull Brasil, 2008 yılında da Red Bull Ghana takımlarını kurarak 4 ayrı kıtada futbol sahalarına adım atmış oldu. 2009 yılında, 5 büyük Avrupa liginde de kendini göstermek isteyen patron Mateschitz, Almanya’da da girişimlerini hızlandırdı ve Oberliga’da mücadele eden SSV Markranstädt takımını satın aldı. Ancak bu sefer önlerinde Alman kanunları vardı, zira Almanya’da sponsorlar kulübün isminde yer alamıyordu. Bunun üzerine ufak bir kelime oyunuyla isim olarak RasenBallsport Leipzig adı benimsendi. Yani “Leipzig Çim Sporları”. Tabii bu ismin kısaltılması RB Leipzig’di ve bir bakıma Red Bull yine isteğine ulaşmış oluyordu. Aşmak zorunda oldukları bir kural daha vardı. Almanya’da 1. ve 2. Bundesliga’da mücadele eden kulüplerin en az yüzde 50 + 1’i kulüplerin kendisine ait olması gerekiyor. Örneğin 62 euroluk üyelik bedelini ödeyen 139 bin Dortmund taraftarı kulübün büyük hissedarı durumunda. Bayern Münih’te hisselerin yüzde 75’i kulüpte. RB Salzburg bu işten de kurnaz manevralarla sıyrıldı ve üyelik ücretini 1000 Euroya çıkardı. Şu anda kulübün benzer statüde 17 üyesi var, bu üyelerin oy hakkı yok ve çoğu Red Bull firmasında çalışıyorlar.

Ancak hem şehrin diğer takımı Saschen Leipzig’i hem de doğu Almanya’nın bir başka takımı Dynamo Dresden’i satın alma planları yapmaları bölgede RB Leipzig’e karşı bir önyargı oluşturdu. 7 sezonda 4 lig atlayarak Bundesliga’ya ulaşmaları, kendileri hakkında düşünülen “kapitalizm takımı” düşüncesini daha da pekiştirdi. Bu sırada Sportif Direktör Ralf Rangnick Red Bull Salzburg’un başarılı futbolcularını Almanya’ya getirmeye, Almanya’da dikiş tutturamayanları da Salzburg’a kiralamayı sürdürdü. Bu sezon Borussia Dortmund’lu taraftarlar sezonun ilk deplasmanında Leipzig’e gitmediler çünkü rakiplerini protesto ediyorlardı. Bu protestoyu organize eden tribün liderlerinden birisi “evet Borussia da para kazanıyor ama biz bunu futbol oynamak için yapıyoruz, onlar ise ürünlerini satmak için” demişti. 2. Bundesliga’da bulunan sol cenahın kulüpleri Union Berlin ve St. Pauli, RB Leipzig’in yükselişinin tamamen kasalarındaki paraya dayandığı yönünde görüşlerini bildirdiler. Erzgebirge Aue taraftarları rakipleriyle oynadıkları maçta “Bir Avusturyalı’nın peşine gözünüz hiçbir şey görmeden düştünüz, bu hikayenin nasıl bittiğini çocuklar bile biliyor” pankartını açarak Mateschitz’i Adolf Hitler, Leipzig taraftarlarını da Nazilere benzetti. Taraftarların bir kısmı stadyum yasakları alırken kulübede 35 bin euro para cezası geldi. Dynamo Dresden taraftarları iki takımın arasındaki maçta sahaya boğa kafaları fırlattılar. Union Berlin kulübü, onları konuk ettiğinde maç günü dergisinde rakibe ayrılan kısımda boğa yetiştiriciliği hakkında bir makale yayınladı. Hoffenheim taraftarları “Bundesliga’nın en nefret edilen kulübü unvanını geri istiyoruz” yazılı pankartlar açtılar. Ingolstadt’ı kulüp tarihinde ilk kez Bundesliga’ya çıkaran teknik direktör Ralph Hasenhüttl, RB Leipzig’in başına geçeceğini açıkladığında Ingolstadt taraftarları ona ateş püskürdüler.

Dietrich Mateschitz “80’ime gelmeden Bundesliga şampiyonu olmak istiyorum” diyor ve bu, 7 yıl dolmadan takımını şampiyon görmek istediği anlamına geliyor. Almanya’nın en çok nefret edilen kulübü şampiyonluğa ulaşması halinde muhtemelen düşmanlarını daha da artıracak