Almanya’da örgütsüzlükten kaynaklı seçime katılımdan uzak duran kitle seçmenin yarısını oluşturuyor ve büyük önem arz ediyor.

Almanya’nın oy pusulası: Katılım oranı belirleyici olacak
Fotoğraf: DepoPhotos

Ezgi GÜNEYTEPE

Türkiye 14 Mayıs’ta gerçekleşecek tarihi bir seçime hazırlanırken, Almanya’da yaşayan Türkiyeli göçmenlerin nasıl bir tercih yapacağı ise merak konusu oluyor.

2018 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP %64,8 ile Almanya’da birinci parti çıkmıştı. 2018’deki cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan yüzde 64,8 oy alırken, Muharrem İnce yüzde 21,9, Selahattin Demirtaş ise yüzde 10 oranına ulaşabilmişti.

Bu sonuçlardan sonra Almanya’da yaşayan Türkiyeli göçmenlere karşı her iki ülkede de tepkiler olmuştu. Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının, Türkiye’nin geleceğine dair karar verebilmesine eleştiriler artmış, özellikle sokak röportajlarında Türkiye güzellemesi yapan kimi göçmenlerin, Almanya’da Yeşiller ve sol merkez partilere oy verirken, Türkiye içinse bir otokrat rejim tercihinde bulunmaları paradoksuna dikkat çekilmişti.

Bilindiği gibi özellikle Türkiye Araştırmaları Merkezi (CATS) ve Türk Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) gibi kurumların yaptıkları araştırmalar, Almanya’da yaşayan Türkiyeli göçmenlerin çoğunluğunun, Almanya seçimlerinde ağırlıklı olarak sosyal demokrat ve sol partileri tercih ettiklerini ortaya koyuyor.

ALMANYA’DAN 7 MİLLETVEKİLİ ADAYI VAR

14 Mayıs seçimlerinde Almanya orijinli 7 aday listelerde yer buldu. AKP, İstanbul Milletvekili ve Yurtdışı Türkler Alt Komisyonu Başkanı olan Zafer Sırakaya, yeniden İstanbul 2. Bölge 7. sıradan aday gösterdi. Sırakaya milletvekili seçilmeden önce AKP yakınlığıyla bilinen Uluslararası Demokratlar Birliği’nin (UİD) başkanlığını yapmıştı. AKP Almanya temsilcisi Meryem Göka, AKP Konya 4. sıra adayı; Milli Görüş Almanya (IGMG) Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü ise İstanbul 3. Bölge 7. sıra adayı gösterildi. Uzun yıllar IGMG Genel Başkanlığı’nı yürüten Ali Yüksel, Yeniden Refah Partisi’nden Konya’da liste başı adayı oldu. Mustafa Yeneroğlu, Almanya’da Milli Görüş çizgisinde yer almış ve ardından AKP milletvekili olmuştu. DEVA Partisi Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, partisinin kontenjanından İstanbul 3. Bölge 6. Sıra adayı gösterildi. Almanya Aleviler Birliği Federasyonu’nun (AABF) Onursal Başkanı Turgut Öker, Yeşil Sol Parti İstanbul 1. Bölge 4. Sıra adayı oldu. MHP’de, Cemal Çetin, İstanbul 2. Bölge’de 2. sıradan adayı olarak göze çarptı. CHP Berlin Birliği Kenan Kolat’ın partisinden milletvekili adayı olması bekleniyordu. Ancak CHP’nin listelerine Almanya’dan aday almaması dikkatlerden kaçmadı.

AKP DESTEĞİ BİR ALGI

Son seçim sonuçlarında AKP’nin birinci parti çıkması ile Türkiyeli göçmenlerin çoğunun AKP’yi desteklediği gibi bir sonuç çıkarılıyor. Ancak seçim sonuçlarını yakından incelediğimizde farklı bir tablo karşı karşıyayız. Yaklaşık 1,5 milyon Türk vatandaşının oy hakkı bulunduğu Almanya’da son seçimlere katılım oranı %45,7 olarak kayıtlara geçti. Türkiye’de katılım oranının çokça altında kalmasının birden fazla nedeni mevcut. Öncelikle, seçime katılmayan kitlenin Türkiye siyaseti gündelik hayatının bir parçası değil ve buna bağlı olarak önemseme seviyesi düşük. Diğer nedenlerden biri ise kurulan sandıkların mekânsal uzaklığı. Seçime katılmak için yüzlerce kilometre uzaklıktaki konsolosluklara gitmek zorunda olan seçmen, tercihini bu yönde kullanmıyor. Buna benzer sorunlar, dağınık ve örgütlü olmayan kitleyi seçime katılmaktan alıkoyuyor. AKP’li seçmen ise daha organize bir yapıya sahip. Özellikle cami dernekleri DiTiB (Diyanet İşleri Türk İslam Birliği), IGMG (İslam Toplumu Millî Görüş) ve ATİB (Avrupa Türk İslam Birligi) aracılığı ile mobilize ediliyor. Almanya’nın seçim sandığından AKP’nin birinci parti çıkmasının en büyük nedeni bu olabilir. Çekimser kitlenin AKP’li olmadığı ya da AKP’nin gerici yaşam tarzının bir parçası olmadığını varsayabiliriz. Örgütsüzlükten kaynaklı seçime katılımdan uzak duran bu çekimser kitle büyük önem arz ediyor.

SEÇMEN SANDIĞA GÖTÜRÜLMELİ

Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri Almanya’da yaşayan Türkiyeli göçmenleri iki yönlü ilgilendirebiliyor. 2018 yılında gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP’nin birinci parti çıkması, Alman kamuoyunda çok tartışılmıştı. Alman toplumu Türkiye kökenli vatandaşları gericilik ile suçlamıştı. Avrupa’da mevcut İslam karşıtlığı ve sandıktan çıkan sonuçlar, Türkiyelilerin hayatını daha da zorlaştıran etkenlerden biri olmuştu.

1,5 milyon seçmenin oy tercihi her iki ülkenin toplumu için belirleyici bir önem taşıyor. Neredeyse bir büyükşehrin seçmen kitlesine eş değer Almanya seçmeni, kritik bir seçimde büyük bir sorumluluğa sahip. Türkiyeli göçmenler kendilerinin ve Türkiye’nin geleceğini belirleyecek bir potansiyele sahipken, tüm muhalif kuruluşların harekete geçmesi artık bir zorunluluk. Muhalifler, Millet İttifakı, Sosyalist Güç Birliği ve Emek ve Özgürlük İttifakı her bir seçmene ulaşmalı ve onları sandığa ulaştıracak mekanizmalar oluşturmalı. YSK yurt dışında, HDP’nin parti olarak seçimlere katılmaması nedeniyle CHP ve AKP’nin yanısıra sandık kurullarında müşahit bulundurma hakkını MHP’ye verdi. Bu durumda muhalif ittifakların sandığın güvenliği konusunda daha dikkatli davranmaları gerekiyor.