Daha önce de başıma gelmişti ama unutmuşum. Telefonun sesiyle irkildim. Ahizeyi kulağıma götürdüm, karşı taraf “Aloo, ben telefon!” dedi. Anlayamadım ve “Kiminle konuşuyorum?” diye sordum. “Telefonla konuşuyorsun ya salak! Ben telefon” dedi tekrar. Yine biri eşek şakası yapıyor diye içimden geçirdim ama ses hiç de tanıdık değildi, üstelik mekanik bir şekilde konuşmayı sürdürüyordu, “Alooo ben […]

Daha önce de başıma gelmişti ama unutmuşum.

Telefonun sesiyle irkildim. Ahizeyi kulağıma götürdüm, karşı taraf “Aloo, ben telefon!” dedi. Anlayamadım ve “Kiminle konuşuyorum?” diye sordum. “Telefonla konuşuyorsun ya salak! Ben telefon” dedi tekrar.

Yine biri eşek şakası yapıyor diye içimden geçirdim ama ses hiç de tanıdık değildi, üstelik mekanik bir şekilde konuşmayı sürdürüyordu, “Alooo ben telefon yahu, telefooon!…”

İnanmadım, ekrana baktım. Valla billa “Telefon” yazıyor!

Telefonumu dinliyorlardır. Ama bu kez telefonum beni dinliyor ve üstelik benimle konuşuyor.

Şaşkınlığıma aldırmadan, “Sana bu haftaki yazın için bir tiyo vereceğim” diye devam etti.

Ve ‘Telefon’umun telefondaki sesi uzun uzun anlatmaya başladı: “Artık telefonda yolculuk yapmak mümkün. Ama öyle uçak otobüs yolculuğu değil zamanda yolculuk! Yeni bir mobil uygulama var onu indireceksin.”

Salaklığım üzerimdeydi, hiçbir şey anlayamamıştım: “Nedir şimdi bu mobil uygulama, whatsapp gibi bir şey mi?” diye tekrar sordum.

“Dinle,” dedi Telefon; “uygulamayı indirip önce benim, şey yani telefonunun tarih ve saat ayarlarını değiştireceksin. Hangi yıl, gün ve saatteysen sana o vakitte telefon etmiş olacaklar. Veya sen o yıl gün ve saatte aramış gibi olacaksın ve karşındaki de o zaman diliminde olacak.”

Sonra tane tane izah etmeye koyuldu: “Hani konum atıyorsun ya, o özellik geliştirildi bir nevi… Artık böylece telefonunla konuşurken zamanda konum değiştiriyor, yani zamanda yolculuk yapıyorsun.”

Kafam allak bullak olmuştu ama hemen de ikna oldum. Çünkü cep telefonuyla zaten şimdi nadiren konuşma yapılıyor. Esas amaç müzik dinlemek, fotoğraf çekmek, internete girmek, whatsapp, twitter, navigasyon. Tabii ya, zamanda navigasyon niye olmasın ki?

“Ben” dedim, “nostaljiyi pek severim, mesela devrimci hareketin güçlü olduğu 1980 öncesi yıllardan bir arama yapmak isterdim.”

“Saçmalama” dedi telefon, “o tarihlerde cep telefonu mu vardı?” Sonra tekrar tane tane izah etti: “Ne yazık ki şimdilik teknoloji ancak bu kadar gelişti. Sadece cep telefonunu arayabiliyorsun ve cep telefonundan aranabiliyorsun.”

“İyi de” diye itiraz ettim, “Hani Yavuz Örnek adında İslamcı bir profesörü TRT’ye çıkarmışlar, adam da ‘Nuh tufanı sırasında Hazreti Nuh oğlunu cep telefonuyla aramıştır’ demişti, onda daha gelişkin bir teknoloji mi vardı sanki!”

“Onlar hurafe, biz şimdi bilimsel bilgi veriyoruz burada!” diye kızdı Telefon ve ekledi: “Biliyorum, seçim sonuçlarını merak ediyorsundur, dene istersen, seçim sonrası 1 Nisan gününü ara.”

“Aramam” dedim, “kimi arasam 1 Nisan şakası yapar, seçim sonucunu öğrendiğimden emin olamam ki.”

Bu arada ben de hemen hangi tarihte kimleri arayacağımı, neler soracağımı not etmeye başladım: Ne olacak bu memleketin hali? Faşizm altında oy kullanmak demokrasiyi bozar mı? Niyetlerinin bozuk olduğu belliyse, her şey bir yana, canımızı nasıl kurtaracağız? Bile bile lades ne demek? Korkunun ecele faydası olur mu?

“Peki” diye sordum, “bu telefon da dinlemeye takılmaz mı?” “Hayır” dedi, “tarih ayarlarını değiştirdin ya, bunu sadece Tarih dinler ve kaydeder!”

“İyi de hangi uygulamayı indirecektim, onu söylemedin ki!” “Söyleyeyim” dedi: “‘Devrimciler Ne İçin Savaşıyorlar?’ denilen bir uygulama. ‘Uygulama’ nedir onu da bir kez daha hatırlatayım: Pratik!”

Mobil (hareketli!) uygulamayı indirmek için telefonun verdiği numarayı çevirdim. Beklemeye başladım. Ahizede, telefonda bekletilirken çalan müziklerden biri vardı; bildik bir müzik:

“Uyan artık uykudan uyan sen ey esirler dünyası…”