Alper Taş: Ön seçimlerle belirlenmiş ortak adaylarla seçimlere gireceğiz

ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş, yerel seçim ve ortak adaylara ilişkin açıklamalarda bulundu

Artı Gerçek'ten Rıfat Doğan'ın yaptığı röportajda Taş,"yerel seçim platformunu kendimizle sınırlamadan belediye başkanlığı adaylıklarında geniş bir yerel halk meclisi yaratmak ve bu meclisler üzerinden ortak bir program oluşturarak" yerel seçimlere hazırlık yaptıklarından ve ön seçimlerle belirlenmiş ortak adaylarla seçimlere gireceklerini açıkladı.

Alper Taş ÖDP'nin yerel seçimlere hazırlanması üzerine, "Geçtiğimiz ay içerisinde PM’nin yaptığı toplantıda yerel yönetim çalışmalarına ilişkin politik bir hat çizildi. Bu hattı özetlemem gerekirse şöyle; biliyorsunuz biz uzun süredir seçimlere dahil olmadık. Dönemin özelliğinden kaynaklı seçimlere girme konusunda özel bir çabamız olmadı.24 Haziran’da girecektik ancak o seçimler de baskın seçim olduğu için yeterli hazırlıklarımızı yapamadık ve seçimlere giremedik. Bu önümüzdeki yerel seçimlere girmek için gerekli hazırlıklarımızı yaptık" şeklinde cevapladı.

EKSİKLERİMİZİ TAMAMLADIK, BAŞVURULARIMIZI YAPTIK

- ÖDP seçimlerde nasıl bir yol izleyecek?

Yerel seçim siyasetine ilişkin yerel seçim grubumuz var, onlar üzerinden yerel seçim hazırlıklarımıza dair çalışmalarımız devam ediyor. Çalışmalarımızı Parti Meclisi’nin aldığı kararlar doğrultusunda yürütüyoruz. Geçtiğimiz ay içerisinde PM’nin yaptığı toplantıda yerel yönetim çalışmalarına ilişkin politik bir hat çizildi. Bu hattı özetlemem gerekirse şöyle; biliyorsunuz biz uzun süredir seçimlere dahil olmadık. Dönemin özelliğinden kaynaklı seçimlere girme konusunda özel bir çabamız olmadı. 24 Haziran’da girecektik ancak o seçimler de baskın seçim olduğu için yeterli hazırlıklarımızı yapamadık ve seçimlere giremedik. Bu önümüzdeki yerel seçimlere girmek için gerekli hazırlıklarımızı yaptık.

- Bu konuda hazırlıklarınız tamam yani.

Eksikliklerimizi tamamlayarak gerekli yerlere başvurularımızı yaptık. Bu konuda herhangi bir eksiklik veya sıkıntı yok. Sonuç olarak biz bu kez yerel seçimlere katılacağız. Ama biliyorsunuz bu yerel seçimlerin değişik formları ve biçimleri var. Belediye başkanlığı, meclis üyeliği, büyükşehir olmayan yerlerde il genel meclis üyeliği gibi farklı kategorileri var. Biz ÖDP olarak bu noktada şöyle bir karar aldık: Büyükşehirlere bağlı yerlerde meclis üyeliği, büyükşehir olmayan yerlerde il genel meclis üyeliği noktasında seçimlere katılacağız. Kendimizi bu zemin üzerinden anlatmaya, seçim çalışmasını da bir örgütlenme çalışması olarak değerlendireceğiz.

KENDİMİZİ BU SEÇİMLERDE ÖLÇMÜŞ DE OLACAĞIZ

Bu iki kategoride kendi adaylarımızla gireceğiz. Çünkü bu iki oyun toplamı Türkiye ölçeğinde kendimizi de görme olanağı veriyor. Uzun zamandır kendimizi ölçen, değerlendiren seçim pratiği içinde olmadık. Bu kez bu kategoride Türkiye çapında kendimizi tartmak, kendimize bir bakmak ve dediğim gibi ölçmek istiyoruz. Ama bunun ötesinde bizim için anlamlı olan yerel seçimlerde mücadelenin hattı ne? Esas önemli olan nokta burası.

HALK MECLİSLERİNİN BELİRLEYECEĞİ ORTAK ADAYLARLA SEÇİME GİRECEĞİZ

- Belediye başkanlığı konusunda nasıl bir yöntem izleyeceksiniz?

Yerel seçim platformu, yapısı gereği sol ve sosyalistler için yerel demokrasi zemini oluşturma imkanları doğuruyor. O yüzden yerel seçim platformunu kendimizle sınırlamadan belediye başkanlığı adaylıklarında geniş bir yerel halk meclisi yaratmak ve bu meclisler üzerinden ortak bir program oluşturarak özellikle ön seçime dayalı, bu noktada sadece parti üyesi adayların değil, AKP rejiminden rahatsız olan bütün yurttaşların ve kesimlerin katıldığı ve dediğim gibi ön seçimle belirlenmiş ortak adaylarla seçime girmeyi planlıyoruz.

- Platformun içinde CHP de var HDP de var değil mi?

Evet. Ama bu süreç, tek başına siyasi bir parti üzerine odaklanmıyor ve sadece o partiler düzlemini tarif etmiyoruz. Bir halk düzleminden bahsediyoruz. Yer alabilecek bütün toplumsal kesimler yer almalı diyoruz. Bunun örneği geçen cumartesi günü Hopa’da gerçekleşti. Siyasi partiler de vardı, yerel halkın da yoğun katılım gösterdiği bir toplantı yapıldı. Halkın sahiplendiği bir meclis yaratıp bu meclislerin ortak programı etrafında ortak adaylara, belediye başkanlıklarına yönelmek esas noktamızı oluşturacak. O yüzden bu yerel seçim platformunu yerel demokrasi platformları olarak örgütlemeyi önemsiyoruz.

BİRİNCİ ÖNCELİĞİMİZ KENTLERİ SERMAYE TAHAKKÜMDEN KURTARMAK

- Çalışma olarak neyi koyacaksınız önünüze? Temel hedefler, çalışma başlıkları neler olacak?

Birincisi yerellerde sermayenin tahakkümü var. Kentleri bir meta olarak birikim süreci olarak ele alıyor. Kentler yaşanmaz hale gelmiş, betonlaştırılmış, çirkinleştirilmiş, yaşanılır olmaktan çıkmış. Doğal olarak kentleri sermayeden geri almak ve kazanmak lazım. O yüzden kentleri sermaye tahakkümünden kurtarmak lazım. Birinci önceliğimiz bu olacak. Kenti kazanarak emek eksenli toplumsal çıkar eksenli ve kamu eksenli ayrıca kenti gerçekten kentlilerin rahatça yaşayacağı, temiz hava alabileceği, ulaşım imkanlarına sahip olabileceği mekanlara dönüştüreceğiz. Kamunun kendisini ifade edebileceği, kentsel hizmetlerin özelleştirilmediği, kamucu nitelikleriyle yurttaşlara ücretsiz hizmet sunabileceği yaklaşımı geliştirmek istiyoruz.

HOPA’DA ORTAK ADAY OLACAK

- Hopa’da CHP, HDP, Halkevleri ve ÖDP’nin ortak hareket edeceği haberlere yansıdı. Ortak hareketten kasıt ortak aday mı? CHP buna yanaşacak mı?

Evet ortak aday. Biz doğru olan yöntemin mümkün olan her yerde ön seçimle belirlemek olduğu düşüncesindeyiz. Bu neden mümkün olmasın. İnsanlar kendisini yönetecek yerel yönetim adaylarını kendileri neden belirlemesin. Bu mümkün. AKP’den rahatsız olan bütün toplumsal kesimlerin bir araya gelip ortak aday çıkarmaları doğal ve sağlıklı bir yoldur. Bu solun demokrasi kültürüne de uygundur. Yukarıdan belirlenmiş ve atanmış adaylar değil sonuç itibariyle aşağıdan halkın belirlediği en iyi kamuoyu araştırması ön seçim halkın seçimidir. Ön seçimden kastım bir partinin ön seçimi değil bu arada. Sonuç olarak biz böyle örneklerin çoğalmasını istiyoruz. Şu an buna kapalı bir siyaset düzlemi var. Örneğin CHP böyle bir düzleme gelmiyor. Adaylarını eğilim yoklaması adı altında ve son tahlilde parti genel merkezinden belirliyor. Bu da yerel demokrasi pratiklerine ters. Bu seçimlerde halkı AKP’ye karşı özne kılmak istiyorsanız o zaman halkın kendi adayını belirleme hakkını sunması gerekiyor. Bu sayede halk örgütlülüğü oluşur ve bu örgütlülük bir güç olarak o belediye başkanı hata yaptığında bunun hesabını sorar. Bu doğrudan demokrasidir.

- Hopa dışında örnekleri olacak mı?

İki yerde bunu yapmaya çalışıyoruz. Bir diğer yer Şavşat. Ülkenin başka bir yerinde de olabilir. Hem bizim toplumsallığımız açısından hem halkın demokrasi birikimi açısından hem de buna uygun siyasal atmosferin olmasından kaynaklı Hopa ve Şavşat’ta ön seçimle adaylarımızı belirleyebiliriz. Bu ön seçimle belirlenmiş adayların CHP’li olması veya CHP çatısı altında seçime girmesi bizim için bir sorun teşkil etmez. O aday hepimizin adayı mı değil mi? Esas mesele budur ve biz bunu tercih ediyoruz. Onun dışında şöyle pratikler de oluyor: Ordu’nun Çamaş ilçesinde mesela, oradaki halk CHP’li ve sosyal demokrat. Toplanıp oturuyorlar, 150 kişilik bir meclis, ÖDP’li bir arkadaşa belediye başkanlığı teklifinde bulunuyorlar. Biz buna da kapalı değiliz.

-Samandağ gibi yerler de vardı ÖDP’nin belediye başkanlığını kazandığı. Buralardaki iddialarınızdan vaz mı geçtiniz? Benzeri bir işbirliğiyle geri almayı hedefliyor musunuz?

Bir önceki seçimde, yani 2009 yılında yapılan seçimlerde oldu. Samandağ’da yerel seçim platformu vardı. Bu platformda yer alan siyasi partiler ve bunun dışında yurttaşlar seçimlere ÖDP adı altında girilmesini benimsedi. Bize bu teklifle geldiler, biz de kabul ettik. Yoksa aday ÖDP’li değildi. Sonuç olarak biz o platformun bir partisi olarak seçimlere girdik. O seçimler kazanıldı, ardından 2014 seçimlerinde CHP’den girmeyi tercih ettiler. Onun nedeni de Hatay büyükşehir oldu ve Samandağ’ın sınırları genişledi. “Bu seçimlere ÖDP ile girersek kazanamayız” düşüncesiyle CHP’den girme tercihinde bulundular. Biz de halkın bu tercihine saygı duyduk.

- Bu seçimlerde orada tekrar böyle bir seçenek denenecek mi?

Hayır, yok. O klasik bir zemin olan yerel yönetim anlayışına doğru geriledi. Maalesef Samandağ pratiğini ileri taşıyamadık, bir yerel demokrasi platformuna dönüştüremedik. Bir örnek daha vereyim, kamuoyu bilsin. Nevşehir Avanos’ta, 2014 yılında seçimlere kadar çok özgün bir deneyim yaşandı. Orada sol yine ayrı ayrı girdiği için her seçimde AKP alıyordu. Biz ise ortak adayı savunuyorduk. O seçimlerde biz şöyle bir şey yaptık: Orada CHP ve biz dahil örgütlü olmayan sosyalist ve sosyal demokratların da olduğu bir meclis kuruldu, bir program oluşturuldu. CHP iki aday adayını bire indirdi, bir de ÖDP adayı adayı çıktı. 2 bin 500 insanın geldiği ön seçimde iki aday adayı yarıştı ve ÖDP’li aday adayı kazandı ve CHP çatısından seçimlere girerek belediye başkanlığını kazandı.

Bu güzel bir pratikti ancak ondan sonrası iyi olmadı. O da duyulsun. Seçimlere kadar biz, yani kolektivizm olgusu vardı, seçimlerden sonra “ben bilirim”, “ben yaparım” olgusu ortaya çıkmaya başladı. O da ÖDP sürecinden geliyordu. O belediye halk örgütlülüğüyle kazanıldı ancak o örgütlülük belediyeye taşınmadı. Devrimci bir belediyecilik gelişmedi.