Youtube’da 2011 yılına ait bir video var. “Lost’un sonu nasıldı ya?” diye soran kadına, bir genç, diğerlerinin gülüşmeleri arasında; “CHP çok bozdu. İnanılmaz bozdu. O kadar bozdu, önünü alamadık yani… Bozdu, bozdu, bozdu, bi yerden sonra bozmaz dedik, yine bozdu…” diye, “bozdu”ları uzata uzata cevap veriyor.  Şimdi F. Mehmet Bucak’ın belediye başkan adayı yapılmasından sonra […]

Youtube’da 2011 yılına ait bir video var. “Lost’un sonu nasıldı ya?” diye soran kadına, bir genç, diğerlerinin gülüşmeleri arasında; “CHP çok bozdu. İnanılmaz bozdu. O kadar bozdu, önünü alamadık yani… Bozdu, bozdu, bozdu, bi yerden sonra bozmaz dedik, yine bozdu…” diye, “bozdu”ları uzata uzata cevap veriyor. 

Şimdi F. Mehmet Bucak’ın belediye başkan adayı yapılmasından sonra olsa, o “bozdu”ları daha ne kadar uzatırdı kim bilir? 

Bucak aday gösterilirken, “Seçime kazanmak için girilir, Siverek’te de ancak onunla kazanılır” diye düşünülmüş olabilir. Ancak, Bucak sembol bir isim. Neyi temsil ettiğini CHP tabanı bilir. “Nasıl bizim partiden aday olur?” diye tartışıyorlar, daha da tartışırlar. 

Bucak’la Siverek’te ne kadar oy alınacağını saptamak kolay! Ancak, memleketin başka yerlerinde, CHP’ye oy verecekken, “Ulan bu da oldu ya, oy verirsem …” diye kendini pek fena bağlayanların sayısını kestirmek kolay değil! 

İlkesiz siyaset, hele de solda, insanı da, örgütleri de raydan çıkarır, ağır hasarlara yol açar! 

Önce AKP’den milletvekilliği adaylığı, sonra MHP’den adaylık derken, Bucak CHP’den belediye başkanı oldu. 

Kısa süre önce, MHP’den aday olacağını ilan ederken; “Seçime değil ölmeye geliyorum. Bir daha Bucak’ın içinde bir tane başka partiyle araba görürsem kendileri bilir, kendilerine mezar kazmaya başlasınlar”, dediğinde, onu “mafya” diye protesto eden CHP yöneticileri olmuştu. Şimdi sesleri çıkmıyor! 

Adaylar konusu CHP’de epey sarsıntıya yol açtı ve asıl sarsıntı seçim sonrası gelecek. İşte seçime 50 gün kala partinin genel sekreteri de istifa etti! Neden istifa ettiğini anlamak zor olsa da, bu az şey değil!  

Eğer bazı adayları benimsemediği için istifa ediyorsa, PM’de Genel Başkan’a aday belirleme yetkisi verilmesine karşı çıkanlara; “Her seçimde bu yetki verilir. Savaşa girilirken komutana güvensizlik olmaz” diye itiraz edişiyle tutarsızlık içinde! 

CHP’nin kimi adayları ve sembol bir isim olarak Bucak’ın adaylığı, “Aynı partiden nasıl aday olabiliyorsun?” diye, Beyoğlu belediye başkanlığına aday gösterilen ÖDP’li Alper Taş’ın da önüne de çıkarılıyor. 

PM’de adaylığı oy birliği ile kabul edilen A. Taş ve PM’ye getirilse adaylığı asla kabul edilemeyecekken aday yapılan Bucak… İkisi de CHP’den adaylar!  

A. Taş’ın açıklamalarından; adaylığı bir yerden “başkan olmak için” kabul etmediğini, garanti bir yer önerilseydi reddedeceğini, teklifin şahsına değil bir anlayışa geldiğini ve o anlayışın kampanya boyunca özgürce kendini ifade etmesi konusunda CHP ile anlaştıklarını öğreniyoruz. 

Çerçeve bu olunca; CHP’nin diğer adaylarını tartışmak A. Taş’ın meselesi olmaz.  

O ve onunla birlikte elini taşın altında koyanlar; siyasete ilkelerin ve ahlakın hakim olması, vatandaşların dikkatini sola çekecek bir başarı öyküsünün yaratılması, yönünü sağa dönen sosyal demokratların soldan giderek de kazanılabileceğini görmeleri ve hatta bir daha Bucakları düşünememeleri için de Beyoğlu’nda başarıya mecburlar! 

“Devrimin ve sosyalizmin, özünde, sevgiye dayandığının ve ilhamını iyi insanların kalbinden aldığının neredeyse unutulduğu bir dönemde, sol, devrimciliğin akılla kalp arasında kurduğu kopmaz bağı yeniden hatırlamalı. Sosyalizm, sadece doğru fikirlerin egemen olduğu bir uzmanlar sistemi değil, iyi kalplerin nefes aldığı bir dünya olarak tasarlandığı ölçüde, insanlığın kayıp rüyasını yeniden var edebilecektir.”* 

Ocağa bucağa takılmadan Beyoğlu’na odaklanıp başarmak, yukarıdaki anlayışın vücut bulmasına katkı sağlamak açısından da önemli!

 *Oğuzhan Müftüoğlu