Frankfurt’ta ‘Sol Buluşma’ etkinliğine katılan SOL Parti PM Üyesi Alper Taş, dünyadaki büyük krizin yanı sıra Türkiye’de ek bir kriz yaşandığını belirterek, “Sorunları çözecek tek ideoloji sosyalistlerin ideolojisidir. Bu yüzden solu yeniden inşa etme görevimizin olduğunu bilmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Alper Taş: “Yeniden sola ve sosyalizme ihtiyaç var”
Fotoğraf: BirGün Frankfurt

BirGün FRANKFURT

Frankfurt Sol Kültürevi’nin etkinliğine katılan Sol Parti Parti Meclisi Üyesi Alper Taş, kapitalist, emperyalist sistemin büyük bir buhran yaşadığını belirterek sorunları çözebilmek için yeniden sola ve sosyalizme ihtiyaç olduğunu söyledi.

Frankfurt Titus Therme Saalbau salonunda ‘Sol Buluşma’ adıyla düzenlenen etkinlikte Ali Asker, Ufuk Adalı ile Mozaik Korosu sahne aldılar.

Etkinlikte yaptığı konuşmada, dünyadaki gidişatı anlamadan Türkiye’de olan biteni kavramanın ve anlamanın pek mümkün olmadığını kaydeden Alper Taş, “Türkiye ve dünyayı iki kavram üzerinden analiz edebiliriz. Birincisi kriz. İkincisi ise geçiş süreci. Hem Türkiye hem de dünyadaki iklim, eskinin öldüğü fakat yeninin doğmadığı bir iklim. Bir ara dönem. Yani canavarların cirit attığı bir zaman dilimi içerisindeyiz. Maalesef canavarlara karşı mücadele edecek sosyalist hareketin ve sol zayıf. Bu düzeyde zayıf olması elbette düşündürücü. Canavarlarla baş edebilecek tek ideoloji sosyalistlerin ideolojisidir. Bu yüzden solu yeniden inşa etme görevimizin olduğunu bilmemiz gerekiyor. Kriz de dünya sisteminin, emperyalist kapitalist sistemin krizidir. Basit, tek ayaklı, öyle böyle bir kriz değil. Çok boyutlu. Bazı düşünürler buna buhran diyor. Başlangıcı 2008’de finansal kriz olarak tetiklendi. Bugün hala aşılamadı. Ekonomik, sosyal, ahlaki, kültürel ve ekolojik bir kriz olduğu gün be gün görülüyor” dedi.

Etkinliğe sanatçı Ali Asker de katıldı.Etkinliğe sanatçı Ali Asker de katıldı.

“KESKİN VİRAJDA OLDUĞUMUZU BİLELİM”

İnsanlığı ve gezegeni, yaşam alanlarını yok olma ile karşı karşıya bıraktıklarını kaydeden Alper Taş konuşmasını şöyle sürdürdü: “Emperyalist, kapitalist sistem insanlığı yok oluşa, kıyamete doğru sürüklüyor. ‘Sağ-sol bitti, sağın ve solun ötesinde bakmak lazım. İdeolojiler bitti’ dedi. Dünya sağ ideolojilerden geçilmez oldu. Berlin duvarını yıkmakla övünenler bugün dünyanın her yerine duvarlar ördüler. Sığınmacılar ve göçmenlere yönelik bu duvarların ne kadar gayri insani, acımasız olduğunu ortada. Elbette bizim savunduğumuz sosyalizm duvarlara sığınan bir sosyalizm olamazdı. Zaten öylesi için mücadele etmedik. Bunu anlatmamız gerekiyor. Kapitalizm ile insan emeği ve doğa arasında büyük, uzlaşmaz bir çelişki var. Ya insanın, doğanın tarihin sonu olacak, ya da bu çelişki insanın, doğanın ve tarihin yeniden canlanmasına sürükleyecek. Bu kadar keskin bir virajda olduğumuz bilelim. Buna göre siyasal, devrimci hat izleyelim. Bu nedenle yeniden sola ve sosyalizme ihtiyaç var. Yeni bir dayanışmaya ihtiyaç var. ‘Seçenek yok’ diyorlar, seçenek var. Yaşadığımız bütün sorunların çözümü var. Örneğin sınırsız büyüme edebiyatı almış başını gidiyor. Bunu sorgulamamız lazım. Kim, ne pahasına büyüyor? Doğanın kaynakları sınırlı. Fakat kapitalist büyüme anlayışı sınırsız. Bu sorgulanmalı. Kâra değil toplumsal ihtiyaçlara göre bir üretim ve ekonomi anlayışına ihtiyaç var. Rekabete, piyasanın insafına terkedilmiş, altta kalanın canı çıksın düşüncesi olan, acımasız, doğayı tüketmeye yönelik bir piyasa anlayışı var. Bunun yerine, dayanışmacı, demokratik planlamaya dayalı, doğanın yasalarına uygun üretim ve ekonomi anlayışını geliştirmeye ihtiyacımız var. Herkesin yeteneğine ve ihtiyacına göre bir üretim ve ekonomik anlayış. Yani sola ve sosyalizme yeniden ihtiyacımız var. Sol ve sosyalizm demek insanlık demektir. Emeğin, doğanın özgürleşmesi demektir. Bizim sadece insanın sömürülmesine karşı mücadeleyle yetinmemiz mümkün değil.”

Sanatçı Ufuk Adalı.Sanatçı Ufuk Adalı.

“BİZ KRİZİ ON ŞİDDETİNDE YAŞIYORUZ”

Sosyalizmin devrimci eleştirisini yapmak durumunda olduklarını, buhranın da artık “Ya insanlığın, doğanın yok oluşu, ya sosyalizm” eşiğine getirdiğini kaydeden Alper Taş, şöyle devam etti:

“Bu yüzden sosyalizm fikrini yeniden canlandırma, yeniden bir yaşam tarzı haline getirme görevimiz var. Türkiye, emperyalist, kapitalist sistemden bağımsız değil. Doğal olarak bu sistemin krizini Türkiye de yaşıyor. Neo liberal politikaların ürettiği sonuçlar Türkiye’de de ortaya çıkıyor. Ama dünya emperyalist, kapitalist sistemin yaşadığı krizi biz on şiddetinde yaşıyoruz. Çünkü bu krize eşlik eden Türkiye’ye özgü bir kriz daha var. Bu siyasal sistem, rejim krizidir. İki krizin iç içe geçtiği bir kriz sarmalının içerisindeyiz. Türkiye’ye özgü krizin kaynağı başkanlık sistemi, tek adam, siyasal İslamcı rejimi… 2017 referandumunda her derde deva olarak anlattılar. Başkanlık rejimine geçtikten sonra Türkiye, her alanda gerileyen bir ülke oldu. Bu sistem 2023 seçimlerinde önemli bir aşamadan geçecek. Tarihte bir değişiklik olmazsa 18 Haziran’da seçim olacak. Çok kritik, seçimden öteye bir anlamı var. 2023’e nasıl bir Cumhuriyet ile gireceğiz. Kazanırlarsa 100 yıl önce tarih olmuş sultanlığın, saltanatın daha kendini hakim kılarak, daha büyük tehlike olarak tekrar önümüze geleceğini bilmemiz gerekiyor. Çok önemli tarihsel eşikteyiz. Bu rejime son vereceğiz, özgürlükçü, demokratik, eşitlikçi, SOL Parti’nin tarifiyle ‘Devrimci, demokratik Cumhuriyet’e merhaba diyeceğiz. Cumhuriyet meselesi 2023 seçimlerinin en temel konusu, en kritik tartışmasıdır. Sosyalistlerin Cumhuriyete bakış açılarını bir kez daha hatırlatmakta fayda var. AKP’ye göre, Cumhuriyet bir parantez, bu parantezi kapatmak yarattığı kazanımları tasfiye etmek lazım. Osmanlıyı, saltanatı yeniden ihya etmek lazım. Siyasal İslamcılar Cumhuriyetin kuruluşunu tarihsel sapma olarak görüyorlar. Diğeri Cumhuriyeti koruma ve kollamaya dönük anlayış. Ama korunacak ve kollanacak bir Cumhuriyet kalmadı. Muhafazakar, statükocu bir anlayışın da karşılığı yok.”

Mozaik KorosuMozaik Korosu

Seçim sathının yurt dışını da kapsadığını kaydeden Taş, “İkili bir görevimiz var. Devrimcilerin en güncel görevi AKP, MHP iktidarının yenilmesini sağlamaktır. Siyasal İslam’a karşı devrimciler, en ön saflarda olmalıdır. Bu rejimi yenmek için geniş bir ittifakın parçası olacağız. 2023 seçimleri yine bir referandum olacağı için, biz geniş halk ittifakının içinde yerimizi almaya ve bunun militan mücadelesini yürütmeye, AKP, MHP’yi yenme konusunda sorumluluk almaya devam edeceğiz. 2023 yılında bu iktidar yenilmelidir, bu iktidar yenilmelidir, bu iktidar yenilmelidir. Gitmemek için her şeyi yapacaklar. Savaş politikasını yeniden ortaya koydular. Kumpas konusunda ustalaştılar. Bunları yenebileceğimizi gösterdik. Devrimcilerin ikinci görevi Türkiye’yi yeniden inşa etmektir. Emek ve sınıf eksenli mücadele hattını geliştirmemiz gerekiyor” dedi.