ALS hastası Ali Var, fotoğrafla yaşama tutundu

HİCRAN KARAHAN - İzmir

İnsanların ‘bize olmaz’ dediği pek çok şey hiç beklemedikleri bir zamanda başlarına gelebilir. Ali Var bunlardan biri, 25 yaşında ALS teşhisi kondu ve kendisine 3-4 yıl önce öleceği söylendi. Eşinin özverisiyle hayata tutunmaya çalışan Ali Var’ın yolu fotoğraf sanatçısı Tahir Ün ile kesişti. Fotoğraf tutkusu ile yola çıktılar. O günden bugüne Ali, bir eş ve baba olmanın yanı sıra fotoğraf da çekiyor, üretiyor. Bu sayede ölümü atlatmış. Yaptığı işlerle engelleri ortadan kaldıran Ali Var ve çalışmalarında hep yanında olan Tahir Ün sorularımızı cevaplandırdı.

»Fotoğraf çekmek dersem neler söylersin, fotoğraflarında hangi konulara yer veriyorsun?
Ali Var: Herkesin baktığı yere bakıyor ama kimsenin göremediği güzelliği ya da çirkinliği, bazen ilginçliği, bir detayı, acıyı belgeliyorum. Bunu ben yaptım, ben çektim demek çok keyifli, motive edici ve tarifi olmayan bir haz. Fotoğraf çekmek; mücadele etmek ve başarmak demektir benim için. İsteyen insanın başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Gözü görmez, kulağı duymaz, yürüyemez olmak hiç önemli değildir. Fotoğraflarım bunun en güzel kanıtıdır.

Fotoğraflarımı sergiliyor olmakla sadece ALS hastalarına değil tüm fiziksel engelli insanlara örnek olduğumu biliyorum. Bu konuda farkındalık yaratmış olmak, diğer insanlara da farkındalık bilincini aşılamış olmaktan çok mutluyum.

»Cenin şeklinde fotoğraf çektirdin, vermek istediğin mesaj neydi? Fotoğrafçı olarak Tahir Ün’ü seçmenin özel bir nedeni var mıydı?
A.V.: Doktorların ifadesine göre, bana biçilen 3 yıllık ömürden geriye 6 ay kalmıştı. Dünya’dan giderayak, cenin şeklindeki çıplak fotoğrafımı bir sloganla birleştirip posterde kullanarak farkındalık yaratmak istiyordum. Tahir Ün’ü tanımıyordum. Yalnızca, benimle gönüllü çalışabilecek iyi bir fotoğrafçı arıyordum. Onu tanıyan bir arkadaşım projeyi kendisine aktarınca kabul etmiş.

»Ali’nin ilk fotoğrafını çektiğinizde neler hissettiniz? İkinizin oluşturduğu sloganları söyler misiniz, yeni sloganlar düşünüyor musunuz?
Tahir Ün: Ah, o zor bir karardı, çalışma bana önerildiğinde, çok tereddüt ettim. 6 ay kadar ömrü kalmış gencecik bir insanı ana rahmindeki pozisyonda çekecek çok kısa süre sonra da yitip gittiğini görecektim. Paradoksa bakar mısınız? Bu durum, fotoğrafın ölümü temsiliyetinin ötesinde bir gerçeklik olarak, ölmek üzere olan ama doğmak üzereymiş gibi poz veren bir insanın fotoğraflanmasıydı. Diğer yandan, bilirsiniz ki, aslında poz vermek kendini taklit etmektir. Konunun bu denli acımasız ve karmaşık boyuta varabileceğini düşünmemiştim hiç. Ailesi böyle poz vermemesi konusunda ne denli direndiyse, Ali de o denli büyük bir inatla aklına koyduğunu gerçekleştirmeye çalıştı.

»ALS MNH Derneği’ne büyük katkılarınız oluyor, bütün projelerinde yer alıyorsunuz, ailenizde ALS hastası var mı?
T.Ü: Aslına bakarsanız, bunu büyük katkı olarak nitelemek istemem. Aşa biraz tuz katmaya ve elbette, mümkün olduğunca aralarında olmaya gayret ediyorum. Benim gibi, her kesimden insanlar var katkı koymaya çalışıyor.