Geçen hafta sonu ‘Alternatif Üretim ve İstihdam Derneği’ başkanı Gülbahar Örmek’in daveti üzerine Diyarbakır ve Mardin’e gittim. Kuruluşundan bu yana katettikleri yolu kitlelerle paylaşmak için Mardin’de düzenledikleri ‘yöresel kıyafetler defilesi’ ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde start verdiler. Üretim içinde ve örgütlü olmanın önemli olduğunu sözle değil yaşama geçirdikleriyle gösterdiler. Amaçları kültürlerini götürmek, kendilerini tanıtmak, emeklerini hak ettiği değere ulaştırmaktı.

“Kadının özgürlüğü, tüm insanlığın özgürlüğü gibi yalnızca emeğin ve sermayenin boyunduruğundan kurtulmasıyla gerçekleşecektir” demiş tarihin güçlü sosyalist feministlerinden olan Clara Zetkin.

Emeklerini özgürleştirerek, sermayenin boyunduruğunu reddederek nasıl örgütlendiklerini anlattılar. Çernişevski’nin ‘Nasıl Yapmalı?’ romanındaki Vera Pavlovna gibiydiler ve bu çirkin dünyaya önermeleri vardı. Anımsayanlar olacaktır; kitapta Vera Pavlovna’nın kurduğu dikiş atölyesi, yazarın hem örgütçü dehasını hem de sosyalist topluma ilişkin güçlü öngörülerini ortaya koymaktaydı.

Özgürlüğün ve eşitliğin olmadığı yerde mutluluk yoktur. Direnen, savaşan, değiştirip dönüştüren, yeniden inşa eden kadınlar dil, din, ırk fark etmeksizin bu dünyayı dönüştürmeye soyunmuşlar. Katettikleri yol öyle kolay olmamış, ama doğru bilinçle ve cesaretle örgütlenerek bugün 1080 kadına, dolayısıyla haneye ulaşmışlar. Bu aynı zamanda 1080 işlik anlamına geliyor. Çünkü fiziki koşulları iyi sağlanmış atölyeler yok. Her kadın kendi evinde üretimini gerçekleştiriyor. 2012 yılında bir oluşum olarak başladıklarında önce ne yapabilirizi ölçmeye çalışmışlar. 2014 Mayıs ayında dernekleşmişler ve adını ‘Alternatif Üretim ve İstihdam Derneği’ koymuşlar.

Merkezi Diyarbakır’da, ancak Doğu illeri başta olmak üzere Çanakkale, İzmir, Balıkesir, Adapazarı, Sakarya, Antalya, Ordu, Mersin’de de üretim yapan kadınlar bu yelpaze içinde. En fazla üretim yaptıkları ve örgütlü oldukları il Mardin, sonra Diyarbakır ve Batman geliyor. Birlikte çalıştıkları kadınlar arasında engelliler, kocası tarafından şiddete maruz kalanlar, kuma getirilip bunu kabul etmeyip kendi ayakları üzerinde duranlar, ben üretim yapmak istiyorum diyenler, siyasi farklı görüşlere mensup kadın üyeler ve kadın çalışanlar var. Temel şiarları kadın emeğini görünür kılabilmek ve bunun için de ne yapılması gerekiyorsa onu yapmak. Herkesin kendi evinde, kendi bulunduğu mekânda eşi ve çocuğu ile birlikte çalışmasını önemsediler. Kadınları ne şekilde örgütleyebiliriz sorusunun yanıtını; üretim altında, kadın öznesi altında gördüler. Kadının emeği evlerden sokaklara çıktığında emekleri görünür olacaktı. Kadınlar yan yana geldiğinde bu kentin sorunlarını, kendi ve çocuklarının sorunlarını, her şeyin konuşur olduklarını gördüler. Herkes kendi emeğini ortaya koyuyor Alternatif Üretim ve İstihdam Derneği de o üretimi hedefine ulaştırıyor.

Yöresel kıyafetler defilesi tematik olarak iyi hazırlanmıştı. Final sahnesi dahil iki sunum çok alkış aldı. Bunlardan ilki gerilla ile mankenin el ele zafer işareti vererek, diğeri kırmızı-beyaz ve sarı-kırmızı-yeşil kıyafetli iki kadının el ele yürüyüşleriydi. Finalde ise şiddete maruz kalmış gelinin eteğinde şiddete maruz kalmış, öldürülmüş kadınların fotoğrafları sergilenmişti.

Dernek Başkanı Gülbahar Örmek; “İstiyoruz ki Mezopotamya’da, bu güzel topraklarda artık barışın sesi yükselsin. Dört parça Kürdistan’ın yan yana olmasını istiyoruz. Burada Kürdistan’ın bütün partilerinin temsiliyetleri var. Bugün siyaseten bizi yalnız bırakmadıkları için teşekkür ediyorum. Burası Mezopotamya, Süryani, Ezidi, Keldani, Alevi, Türk, Kürt, Dom, Arap herkes burada barışı istiyor, barışı kolaylaştıran da hızlandıran da kadınlar olacaktır” diyerek konuşmasını bitirdi.