Seçim sisteminin değişmesiyle birlikte ittifaklar anlamını kaybetti. Masaları bir arada tutan tutkal şu an sadece cumhurbaşkanlığı adaylığı. Altılı masadan parlamenter rejim metni ve ortak bir cumhurbaşkanı adayı çıkarmak başarı olur. Her partinin kendi ajandası var ve hepsi dolu.

Altılı masa kime ‘DEVA’ olacak?
6’lı masa pazar günü bir araya gelecek. (Fotoğraf: AA)

Seçim yaklaştıkça partilerin pozisyonları da netleşiyor. Seçim yasasıyla birlikte ittifaklarda taşlar yerinden oynadı. Oluşan tüm bloklar seçimlere ilişkin ikili bir süreç (Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği) tartışmaya başladı.

Beklendiği gibi ilk hamle 6’lı masada yaşandı. Davutoğlu’nun Saadet ve Deva Partisi’ni arkasına alıp ortak açıklama yapma hamlesi Babacan duvarına çarpmıştı. Ali Babacan’la yaşanan kısa süreli gerilim diğer parti liderlerinin araya girmesiyle uzamadan bitti. Ama bu olay Ali Babacan’ın ajandası ile ilgili de kamuoyuna bilgi vermiş oldu.

Konuya dair ikinci tartışma yaratan açıklama geçen günlerde Karamollaoğlu’ndan geldi. Yeni seçim yasasıyla birlikte seçim ittifaklarının anlamsız hale geldiğini ifade eden Karamollaoğlu tepkiler üzerine ana fikirde çok fazla değişiklik yapmadan küçük bir düzeltme yaptı.

6’lı masa içinde yaşanana benzer gelişmeler hem Cumhur İttifakı içinde hem de HDP önderliğinde kurulan üçüncü ittifak içinde yaşanıyor. MHP’de uzun süre sonra ilk kez milletvekili seçimine ayrı girme konusu konuşulmaya başlandı ve öğrendiğimiz kadarıyla örgütlerden buna dair hazırlıklara başlanılması istendi.

HDP öncülüğünde kurulacak ittifakta ise erken seçim kararı bekleniyor. Yeni yasa ile birlikte çatı partisi formülü yeniden raftan indirildi. İttifak görüşmeleri ile ilgili gelinen aşamanın 25 Ağustos tarihinde açıklanması bekleniyordu. Ama eylül ayı başına kalabileceği söyleniyor.

AJANDALAR DOLDU

Partilerin farklı ortaklıklarla milletvekili seçimlerine girme eğiliminin tek nedeni seçim yasası değil. Ülkenin temel meselelerine dair ciddi farklılıklar içinde olduklarını da unutmamak lazım.

Örneğin yine 6’lı masaya bakalım. Bileşenler dört koldan sahada çalışmaya başladı. Biri partisinin göçmen siyasetini anlatırken diğeri ekonomik programındaki öncelikleri kamuoyu ile paylaşıyor. CHP demokrasi ve helalleşme üzerinden başlattığı kampanyayı sürdürüyor. Partilerin kamuoyu ile paylaştıkları başlıkların önemli bölümünde ortak yaklaşım bulmak çok zor. Öncelikler ve çözüm önerileri birbirinden çok farklı. Bu kadar farklı yaklaşımdan ortak bir metin çıkarmak neredeyse imkansız.

Tüm partiler AKP sonrasını da hesaba katarak kendilerini en net ve doğru şekilde kamuoyuna anlatma telaşında. Bu nedenle 6’lı masadan milletvekillikleri için en az 3 farklı ortaklığın çıkması hiç sürpriz olmayacak.

ÜÇ ADIMDA UZLAŞI VAR

Pazar günü 6’lı masa Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde bir kez daha bir araya gelecek. Bu görüşmeyle tam bir tur tamamlanmış olacak. Kuşkusuz seçim güvenliği ekonominin temel sorunlarına ilişkin meseleler masada olacak. Seçim yaklaştıkça farklı partilerin kurmaylarından benzer yaklaşımlar gelmeye başladı. Ortak ruh hali, “6’lı devam eder ama her meseleyi orası çözmez” oldu. Konuştuğum farklı partilerden isimlerden çıkan üç sonuç var.

Ortak cumhurbaşkanı adayı sonuna kadar zorlanmalı

Cumhurbaşkanı adayının programında en geniş uzlaşma zemini zorlanmalı

Parlamenter sisteme dönüş konusunda taviz verilmemeli

Bu üç başlıktan da çıkan sonuç: Her parti kendi programıyla seçime girecek. Cumhurbaşkanı adayının programında mümkün olan ortaklaşma zorlanacak. Ve son olarak da seçim sonrasına dair bu programı hayata geçirecek kadrolar üzerine çalışma yapılacak.

DEVA’YA BOŞ DEĞİLLER

Son günlerde hem 6’lı masanın hem de AKP-MHP blokunun en çok konuştuğu lider Ali Babacan oldu. Bahçeli ve Erdoğan her fırsatta Ali Babacan’a sert sözlerle yüklendi. Kuşkusuz bunda son aylarda daha görünür olmasının ve Gaziantep, Gebze ve Yozgat gibi illerde gerçekleştirdiği mitinglerin payı var. Ama farklı gerekçeler de var. AKP içinde ve tabanda Ali Babacan sempatisinden bahsedilmeye başlandı. Taşrada iş dünyasından kayışlar hızlandığı bilgisi geliyor. Yine bürokraside Gül’den sonra Babacan ziyaretleri moda olmaya başladı. Gelecek Partisi ve liderine rezervi olan AKP tabanının Ali Babacan konusunda farklı düşündüğü ifade ediliyor.

Saadet Partisi ile sıcak bir diyalog zemininin oluştuğuna dair bilgiler (seçim sonrası da devam edecek) yine kulağımıza çokça geliyor. Abdullah Gül destekli Deva Partisi, ANAP ve AKP gibi hızlı bir giriş yapmasa bile Erdoğan ile birlikte iktidarı tamamen kaybetmek istemeyen kesimin yeni umudu olma yolunda. Bekleyip göreceğiz.