Altın Portakal’da hesaplaşma

Bozkır filmi toplamda 10 ödül aldı. Bu kadar çok kategoride ödülün tek bir filmde toplanması bir ilk. Soğukkanlılıkla neden böyle bir sonuç ile karşı karşıyayız diye sormamız gerek. Bence birkaç ipucu var elimizde.

Senelerdir, ön jüri, ana jürinin oluşturulması, seçki ve verilen ödüller gibi festivallerin pek çok sorunu var. Bunlardan bazılarına değinen bir yanıyla cesur ve doğru tespitlerin titizlikle yazıldığı anlaşılan konuşmasında Zeki Demirkubuz sıraladı ki bu bir manifestoydu bence. Mesela “...Hepsini ayrı ayrı ele aldık, küçük büyük demedik, hiç eyyam yapmadık, para pul konuşmadık, ulufe dağıtmaya kalkışıp kimseye saygısızlık yapmadık.” dediği cümleler haklı eleştiriler içermekte. Bir yandan jüriye yöneltilebilecek ithamların önünü kesmek için yazılmış gibi gözükse de başka bir şey söylüyor aslında. Diğer kişilere göre daha sık şekilde çıkarları doğrultusunda lehlerinde sonuçlar alan gruplara geçit vermediklerini söyleyerek, festivallerdeki bazı kliklere göz dağı veriyor. Önceki yıllarda yaşanmış haksızlıklara işaret ederek, çeşitli dost çevrelerine ayrıcalıklı davranan jürilerden olmadıklarının altını çiziyor. Bir yarışma filminde festival başkanının rol almış olması, Bozkır filminin hor görülmüş olmasını da bu haksızlıklar kapsamında değerlendirebiliriz. Konuşmanın devamında ise bu kliği daha net tanımlayarak“... muhalif olduğunu söyleyen bazı güruhlar tarafından ucuz eleştirinin gündelik siyasetin destesi haline getirilmeye çalışıldığı, kısacası sanatın ve sinemanın tutanın elinde kaldığı şu günlerde...” diyor ve ödülü hiç beklenmedik bir isme veriyor. Tüm bunlar birleştirilince Zeki Demirkubuz başkanlığındaki jürinin haklı eleştiriler kullanarak bir hesaplaşma gecesi kurguladığını söylemek mümkün. Ancak bu hesaplaşma amatör bir film üzerinden yapılınca aranılan hak yeni haksızlıklara yol açtı. Belli klikleri hedef alırken masumların da canını yaktı. Ayrıca festivallerde bir klik var denilip duruyor ama kimse bu klikte kimler var söylemiyor.