Altun’dan aşırı bilimsel tez: ÇYDD’yi gömdü, TÜRGEV’i övdü
Fatmanur Altun’un doktora tezinde ÇYDD’nin, “Cumhuriyet elitlerinin düşünsel mirası”, TÜRGEV’in ise “Geniş halk kesimlerinin düşünsel mirası” üzerine kurulduğu belirtildi. Altun, ÇYDD mensuplarının Batılı zevkleri yeni nesillere aktarmayı hedeflediğini, TÜRGEV’lilerin ise “Eğitimli ve donanımlı insan yetiştirmeyi” hedeflediğini savundu
Mustafa Bildircin
mustafamertbildircin@birgun.netCumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un eşi Fatmanur Altun’un 2018 yılında yazdığı doktora tezinde, “Bu kadarı da olmaz” dedirten tespitler yapıldı.
Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarının, “Toplumsal fayda” yaklaşımını Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve TÜRGEV üzerinden inceleyen Altun’un, ÇYDD’yi zaman zaman kötülerken TÜRGEV’i yüceltmesi dikkati çekti.
Fatmanur Altun, Marmara Üniversitesi’nde tamamladığı Ortadoğu Sosyolojisi ve Antropolojisi bölümü doktorası için 2018 yılında doktora tezi kaleme aldı. Tezin başlığı, “Türkiye’de Seküler ve İnanç Temelli Sivil Toplum Kuruluşlarının Toplumsal Fayda Yaklaşımı: Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ve Türkiye Gençlik Ve Eğitime Hizmet Vakfı Örnekleri” oldu. Tezde, ÇYDD ile TÜRGEV çeşitli kuruluş amaçları ve faaliyetleri gibi çeşitli örnekler üzerinden kıyaslandı.
İLGİNÇ KIYAS
Altun tezinde, ÇYDD’nin, “Siyasal merkeze uzaklık hissi” nedeniyle sivil toplum görüntüsünü korumakta zorlandığını ve “Zaman zaman siyasal parti görünümüne büründüğünü” belirtti. Altun, TÜRGEV’in ise siyasetle mesafeli bir ilişki kurduğunu iddia ederek, “TÜRGEV bugüne dek siyaset alanı içine girebilecek konularda sessizliğini korumuş ve adını sivil toplum faaliyetleri ile duyurmayı tercih etmiştir” ifadelerini kullandı.
Fatmanur Altun’un doktora tezinde yer verilen ve “Gerçeklikten uzak” olarak değerlendirilen tespitler bunlarla da sunurlu kalmadı TÜRGEV mensuplarının, uzun yıllar devletin merkezinden uzak tutulmuş bir damarın mirasçıları olduğunu belirten Altun, şunları kaydetti:
“TÜRGEV mensuplarının, 2000’li yıllardan sonra yaşanan gelişmeler sonucunda kendilerini devlete oldukça yakın hissettikleri anlaşılmaktadır. Bu durum kendisini uzun yıllar boyunca devlet tarafından baskıya uğrayan ve dışlanan konumda bulan ve bu nedenle devleti benimsemekte güçlük çeken kesimler için son derece ilgi çekici bir durumdur. TÜRGEV’in içinden çıktığı kesimlerin son 15 yıl içinde devletle aralarındaki mesafe hissinin tamamen ortadan kalktığı, bunun yerine kendisini devletin bir parçası olarak algılayan bir yapının ortaya başlamasıyla TÜRGEV’in de sivil toplum alanında var olmayı daha da önemser hale geldiği anlaşılmaktadır.”
TÜRGEV ÖVGÜSÜ
Altun’un ÇYDD üyelerini adeta suçlayan ifadeleri kullandığı da görüldü. ÇYDD’nin, “Devletin sahibi olduğuna inanan, Cumhuriyet elitlerinin düşünsel mirası üzerine kurulduğunu” ifade eden Altın, “Buna mukabil TÜRGEV’in mirasçısı olduğu zihniyet, elitlerin zihniyeti ile karşıtlık içinde varlık bulan ve geniş halk kesimlerinin duyuş, hissediş ve kavrayışlarını kendisine kalkış noktası olarak alan düşünsel miras üzerine kuruludur” değerlendirmesinde bulundu.
MAKE OTTOMAN GREAT AGAİN
Tezde, ÇYDD mensuplarının, “Batılı zevkleri ve yaşam biçimini yeni nesillere aktarmayı öncelikli gördüğü” kaydedildi. Altun, ÇYDD mensuplarının batılılaşma tercihi dışında kalan önerileri, “Gericilik” olarak adlandırdığını öne sürdü. Altun buna karşın TÜRGEV’in ise “Toplumu belli bir ideale doğru yöneltmek ve bu anlamda toplumsal değişim yaratmak için gerekli şartları sağladığını ve bu şartların başında eğitimli ve donanımlı insanlar yetiştirmek olduğunu” iddia etti. Altun, TÜRGEV övgüsünü, “Osmanlı Devleti’nde hayat bulmuş olan güçlü, özgüven sahibi, dünyaya iyilik ve adalet dağıtma hedefine sahip ülkelerin örnekliğini takip ederek Türkiye’yi büyütmeleri arzu edilmektedir. Bu hedefi TÜRGEV yurtlarında kalan bir öğrenci, ‘Make Ottoman great again’ sözleri ile ifade etmiştir” cümleleriyle sonlandırdı.