İlham alma konusunda iki farklı yaklaşım bulunuyor. Herhangi bir şekilde bir kadının bu işe başlamasında etkim olmuşsa, ne mutlu bana. Umarım bundan sonra da kadınlar olarak, müziğin ve iş dünyasının liderlik alanlarında daha fazla görünür olacağız.

Amacım insanların klasik müziği keşfetmesi ve ona ısınması

Özgür Yılgür

Türkiye’nin sayılı kadın orkestra şeflerinden biri olan Nisan Ak, son dönemde YouTube kanalındaki “Herkes İçin Klasik Müzik” video serisiyle de dikkat çekiyor. 8 Ocak’ta Agora Gençlik Senfoni Orkestrası’yla konser verecek başarılı müzisyenle orkestra şefi olma hikâyesini, video serisini ve kadın – erkek arasındaki maaş eşitsizliklerini konuştuk.

► Öncelikle orkestra şefi olma hikâyenizle başlayalım. Sizin bu mesleğe ilgi duymanızı sağlayan şeyler neler oldu?

Bir anda olmadı aslında, yavaş yavaş gelişti. Okulda arkadaşlarım yaptıkları beste üzerine çalışıyordu. Bu beste de takip etmesi zor bir müzik olmuş. Bu yüzden benden 4’lük saymamı rica ettiler. Provadan sonra konserde de onları yönetmemi istediler, ben de kabul ettim. O konserde Mimar Sinan Üniversitesi’nden hocalar da varmış. Onlar benim bölüm başkanıma “Nisan isterse bizden ders alsın” demişler. Ben de bu fırsatı kaçırmadım tabii (gülüyor). Orada iki yıl ders aldım ve arada gençlik festivallerinde konserler yönetim. Böylece yavaş yavaş bu işi sevmeye başladım. Daha sonra New York’ta bir atölye çalışmasına katıldım. Oradaki hocam da Queens College’da ders veriyordu. Bana “Burada okumak ister misin?” diye sordu. O sırada üçüncü sınıf öğrencisiydim ve okulu bitirmem gerekiyordu. Okulu bitirdikten sonra, oraya gittim.

► Geçen aylarda Meksika’da, OSUAEH Senfoni Orkestrası’nı yönettiniz. Konserlerden önce nasıl bir çalışma süreci olduğundan bahsedebilir misiniz? Çalışma süreci ülkelere ya da orkestralara göre değişkenlik gösteriyor mu?

Benim çalışma sürecim ile provalar farklı. Ben orkestra notası ve partitürün üzerinde çeşitli analizler yapıyorum. Besteciyle ve orkestra eseriyle ilgili tarihi bilgiler öğreniyorum biraz. Prova süreciyse ülkeden ülkeye değişiyor. Amerika’daki standart; iki prova, bir genel prova, bir de konser provası şeklinde. Bazen iki konser provası da yapılabiliyor. Genellikle 20 dakika aranın olduğu 3 saatlik provalar oluyor. Meksika ise benim için farklıydı. İlk prova 2 saatti ve 15 dakika ara vardı. İkinci ve üçüncü provaysa 3 saatti ve 30 dakika ara oluyordu. Bir de genel prova ve konser provası vardı. Ben sürecin böyle işlediğini önceden bilmediğim için kendimi son dakikada ayarlamak zorunda kaldım. Provadaki her saniye değerli ve aradaki 10 dakikalık değişiklik gerçekten bize zaman kaybettiriyor. Bu yüzden o benim için ilginç bir deneyim olmuştu. Bu sayede yeni ülkelerde konser vermeden önce, provaların nasıl olacağını önceden öğrenmem gerektiğini anladım.

amacim-insanlarin-klasik-muzigi-kesfetmesi-ve-ona-isinmasi-661803-1.
Fotoğraf: Uygar Taylan

► Sizce iyi bir orkestra şefi ve müzik direktörü olmak için olmazsa olmaz şeyler nedir?

Müzik direktörlüğü ve orkestra şefliği farklı meslekler. İyi bir müzik direktörü, şef olmak zorunda; ama iyi bir şef, müzik direktörü olmak zorunda değil. Müzik direktörlüğü biraz daha geniş bir kavaram. Müzik direktörü olabilmek için şirket yönetimi, psikoloji, liderlik, vizyon gibi kavramlara hâkim olmak gerekiyor. Çünkü bir kurul ile çalışıyorsunuz ve onları yönlendirmeniz, gerekirse vizyonlarını geliştirebilmeniz gerekiyor. Aynı zamanda söyleyecekleri şeylere de açık olmalısınız. Şirket yönetimine benzer bir yanı var. Orkestra şefinin işiyse müziği orkestraya öğretmek… Elbette çok iyi duymalı, müziği çok iyi anlamalı, araştırmasını iyi yapmalı ve kendini de iyi açıklayabilmeli.

► Altı yıldır ABD’de eğitim alıyor ve çalışıyorsunuz. Oradaki müzik kültürünün size yansıması nasıl oldu?

Her ülkede, hatta her şehirde müzik kültürü değişkenlik gösteriyor. Mesela New York’ta konser biter bitmez salon boşalır. İnsanlar müziği çok beğense bile trafiğe takılmamak için hemen salondan çıkıyor. Bu ayıp bulduğum bir davranış. Son 3 yıldır Güney Carolina’dayım ve burada insanların vakitleri var. Bol bol alkışlayıp, bis yapabiliyorlar. Ben bu kibar tutumu daha çok seviyorum açıkçası.

► Son dönemde sizi YouTube kanalınızda yaptığınız #herkesiçinklasikmüzik video serisiyle de takip edebiliyoruz. Bu seriyi yapma fikri nasıl ortaya çıktı? Videolara başlarken hedefiniz neydi?

Bu kanala şans eseri başladım. İki yıl önce doktorada Bernstein ile ilgili bir ders alıyordum. Bu dersin bir ödevinde aynı Bernstein’ın gibi kamera karşısında konuşarak müzik anlatmam gerekiyordu. Bu ödevi yapıp YouTube’a yükledim. Bu yaz bir prodüktör bana ulaştı ve bunun Türkçesini yapmamı önerdi. Ben de 5 dakikalık bir demo çektim ve Instagram’a yükledim. Sonra videoyu YouTube’a da yüklemem için mesaj gelmeye başladı. Oraya da ekleyince epey ilgi gördü. İlk başta bir hedef belirlememiştim. Zamanla bu videoları, insanların dinlemeyi öğrenmesi amacıyla çekmeye başladım. Yavaş yavaş bunu oturtmak istiyorum. Bir sene sonra insanlar dinlediklerini daha iyi anlasınlar, yavaş yavaş bu konuyu içselleştirsinler... Amacım biraz da insanların klasik müziği keşfetmesi ve ona ısınması.

► YouTube'a Türkçe klasik müzik içeriği koymaya başladıktan sonra nasıl yorumlar aldınız?

Beklemediğim kadar çok yorum geldi. Benim hiç böyle bir vizyonum yoktu ve bu tip bir şey yapmayı hiç planlamamıştım. Videolara yorum yapan insanlar arasında farklı bir iletişim de oluştu. Benim ifadelerim üzerinden tatlı şakalar yapıyorlar (gülüyor). Bu durumdan çok memnunum.

Pek çok meslekte olduğu gibi siz de erkek egemen bir iş alanında çalışıyorsunuz ve verdiğiniz röportajlarda da bunun altını sıklıkla çiziyorsunuz. Sizce Türkiye ve dünyadaki kadınların iş, spor ve sanat dünyasında hak ettiği eşitliği kazanabilmesi için nasıl çözümler üretmek gerekiyor?

En başta daha görünür olmamız gerekiyor. Elbette “Kadınlar erkeklerle eşit koşullarda çalışıyor” gibi söylemler ortaya atılıyor, fakat durum öyle değil. Yapılan araştırmalar sonucu, bir işte kadınların belli bir oranda erkeklerden daha az maaş aldığı gerçeği ortaya çıkıyor. Bazı ülkelerde deneyime dayalı denklemlerle, eşit maaş kuralları üzerinde çalışılıyor. Bu konuda politikacı ve ekonomistlerin çözüm sunması gerekiyor. Benim yapabileceğim; bu konuda politik davranıp, bu tip eşitsizliklere sessiz kalmamak ve eleştirel kimliğimi ortaya koymak olabilir.

amacim-insanlarin-klasik-muzigi-kesfetmesi-ve-ona-isinmasi-661804-1.
Fotoğraf: Ogün Akgül

► Türkiye'deki sayılı kadın orkestra şefinden birisisiniz. “Bu mesleği yapmak isteyen kadınlara rol model olacağım” gibi bir misyonunuz var mı?

Böyle bir misyonum yoktu, ama böyle bir beklentinin olduğunun da farkındayım. Genç kadın şef adayları bana yazmaya başladılar. Sadece kadınlar değil, erkekler de yazıyor bu konuda. Bu meslekte nasıl ilerleyeceklerine dair sorular soruyorlar. Ben erişilebilir bir insanım. İnsanlar da bazı durumlarda erişebildikleri insanlarla iletişim kurmayı tercih ediyor. Anlıyorum tabii ki, çünkü insanlar başarısızlıktan korkuyor. Sanım benim erişilebilirliğim onların korkularını biraz azaltıyor. Bu tip korkuların azalmasına bir katkım olduğu için çok mutluyum. İlham alma konusunda iki farklı yaklaşım bulunuyor: “Bu kız yaptıysa ben de yapabilirim” ve “Ne kadar iyi bir iş başarmış, ben de onun gibi olmak istiyorum” diyenler var. Bence iki yaklaşımda da hiçbir problem yok. Herhangi bir şekilde bir kadının bu işe başlamasında etkim olmuşsa, ne mutlu bana. Umarım bundan sonra da kadınlar olarak, müziğin ve iş dünyasının liderlik alanlarında daha fazla görünür olacağız.

► Repertuvarınızda en keyif alarak çalıştığınız eser hangisi? Repertuvarınızda eksik olduğunu düşündüğünüz ya da ileride mutlaka eklemek istediğiniz eserler var mı?

En keyif alarak çalıştığım eserin cevabını vermek gerçekten çok zor. O sırada hangi esere çalışıyorsam, o oluyor diyebilirim. Çünkü saplantılı bir halde öğrenir oluyorum müziği. Repertuvarımda eksik olarak Gustav Mahler’in bütün eserlerini söyleyebilirim (gülüyor). Onun tüm eserlerini öğrenmek istiyorum. Şu anda benim yönetebildiğim ‘1. Senfoni’si ve ‘Das Lied von der Erde’ var. Bir de ‘9. Senfonisi’nde asistanlık yapmıştım. Stravinsky’yi daha çok keşfetmek istiyorum ki yakında bir Stravinsky konserim de olacak. Orada bu emelime biraz daha yaklaşmış olacağım. Debussy ve Boulez’i de daha çok keşfetmek istiyorum.

► Klasik müzik ve müzik haricinde etkilendiğiniz sanat dalları hangileri?

Resim! Görsel sanatların her alanından etkileniyorum, ama resim bana çok fazla ilham veriyor. Bazı insanlar çalışırken çok da ilham almaya ihtiyaç duymuyor. Ben ilham olmayınca büyük depresyonlara girebiliyorum bazen. İş ve akademik ortam bazen çok yoğun, boğucu ya da adaletsiz olabiliyor. Bunların arasında düzgün müzik yapabilmek ve heyecanlı olabilmek için benim bir şekilde ilham almam gerekiyor. Bu yüzden bazen her şeyi bırakıp müzeye gidiyorum. Diğer yandan yağlı boya resimler yapmaya çalışıyorum. Resimdeki farklı teknikleri keşfetmek beni çok heyecanlandırıyor.

cukurda-defineci-avi-540867-1.