"Amacımız Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidara taşımak"

AYCAN KARADAĞ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, yerel seçimler, kongre süreci, parti içi tartışmalar ve gündeme dair konular ile ilgili BirGün’e açıklamalarda bulundu. Yücel, “Bu parti kendisini koruyamazsa, Türkiye’yi koruyamaz. Bu yüzden yöneticilerin de inisiyatif alması gerekiyor. Aday belirleme sürecinde, inisiyatif almam gereken yerde inisiyatif aldım. Amacımız Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidara taşımaktır. Bunu da başaracağız” diye konuştu.

“GENELDEKİ İKTİDAR YERELDE GEÇİYOR”

>> 31 Mart yerel seçimleri geride kaldı. CHP İzmir’de seçimlerde sonra çalışmalar nasıl gidiyor?

Yerel seçimi atlattık, ardından İstanbul seçimleri iptal oldu. Seçimin yenilenmesinden kaynaklı CHP İzmir Örgütü olarak İstanbul seçimlerine destek verdik. Türkiye’deki bütün örgütlerimiz bu desteği verdi. Bununla birlikte Sayın Ekrem İmamoğlu daha yüksek bir farkla yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. İstanbul seçimlerini atlattıktan sonra danışma kurulu toplantılarımızı gerçekleştirdik. Belediye meclis üyelerimiz ile eğitim toplantıları yaptık. Geneldeki iktidar yerelde geçiyor. Bu doğrultuda bu dönem belediye başkanlarımız nasıl önemli bir göreve seçildilerse aynı şekilde belediye meclis üyelerimiz içinde geçerli. Belediyecilik bir takım işi.

Bu çalışmalarımız dışında örgütlenme konusunda bir takım hazırlıklar başladı. Sokak örgütlenmemizi daha güçlü bir hale getirmek için çalışma başlatacağız. Bunu da özellikle kazanamadığımız ilçelerden ve zayıf olduğumuz mahallerden başlayacağız. Kongre takvimi henüz açıklanmadı ama Eylül ayı ya da Ekim ayı içerisinde kongre takviminin açıklanmasını bekliyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi’ne yakışır bir şekilde yeni yönetimlerimizi oluşturmak için adil bir şekilde kongre süreçlerimizi geçireceğiz. Şuna inanıyorum ki bu kongrelerimizde Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidara taşıyacak kadroları seçeceğiz.

“KAYBEDİLEN 8 İLÇEDEN 5’İNİ GERİ ALDIK”

>> Son danışma kurulu toplantısında “CHP İzmir’de yerel seçimlerde başarılı oldu ama daha fazla başarılı da olabilirdi” cümleniz çok tartışıldı…

Bir insanın kendisiyle ilgili başarılı ya da değil gibi bir değerlendirme yapması bence etik olarak doğru değil. Objektif olarak da doğru değil. Biz CHP’nin adaylarına yapılan tüm saldırılarına rağmen, atılan tüm iftiralara rağmen İzmir’de yerel seçimlerde alnımızın akı ile çıkmayı bildik. Her şeyden önce kaybedilen 8 ilçeden 5’ini geri aldık. Sayın Tunç Soyer, yüzde 58 gibi rekor bir oy ile büyükşehir belediye başkanı oldu. Beklemediğimiz, ummadığımız bir şekilde kazanamadığımız ilçelerde oldu. Siyaset bir hedef koyma işidir. Yöneticilerin de bir hedef koyması çok doğaldır. Biz İzmir’de 30 ilçeyi de almak için yola çıktık. Bu iddiamız samimi ve gerçekçiydi. Ancak Bergama’yı kazanamamak bizim için sürpriz oldu. Bayındır ve Aliağa’da anket verilerimizde buraların riskli olduğunu gösteriyordu. Biraz aday adaylığı müracaatlarına da bakmak lazım. Neticede aday adayı olan arkadaşları değerlendirmek gerekiyor. Her iki ilçede de mutabakatla, uzlaşı ile adaylarımız belirlendi ama ne yazık ki istediğimiz başarıya ulaşamadık. Kınık da aynı şekilde. Orada da uzlaşı ile aday belirleme süreci oldu. Ama maalesef olmadı. Bergama’da ve Kınık’ta her şey iyi gidiyordu ama son düzlükte olmadı. Herhalde kendimizi iyi anlatamadık ya da adayımız anlatamadı, bilemiyorum.

Bir ittifak meselesi var. İttifak olmalı mıydı? Evet olmalıydı. İttifak bize İstanbul, Ankara, Adana gibi illerimizi getirdi. Kendi penceremizden bakmamamız gerekiyor. Tire’de ittifak adayımızı destekledik. İyi bir fark ile de Tire’de seçimi kazandık. CHP, Tire’de aday çıkarsaydı ne olurdu? Ne CHP ne de İyi Parti kazanırdı. Bunun başka yerlerde örnekleri var. O yüzden doğru bir karardı. Kiraz’da da ittifak adayımızı desteklememize rağmen Kiraz’da seçimi kazanamadık. Biz kaldığımız yerden çalışmalarımıza başladık. Bir daha ki yerel seçimlerde bu ilçeleri kazanmak için ne gerekiyorsa yapacağız. Örgütlerimizi güçlendiriyoruz. Halk ile daha fazla temas kuruyoruz.

“TUNÇ SOYER HEYECAN GETİRDİ”

>> Yerel seçimlerin ardından CHP’li belediyelerin çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gayet iyi gittiğini düşünüyorum. Belediye başkanlarımızın hepsi genç, dinamik, CHP’nin kültüründen yetişmiş kişiler. Başta Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer, hem enerjisi ile hem iletişimi ile her kesimle barışık bir yönetim anlayışıyla bir heyecan getirdi. Bunu da alan çalışmalarımızda görüyorum. Bu da bizi mutlu ediyor. İlçe belediye başkanlarımızda bu şekilde gidiyor. Birçoğu örgütümüzün içinden gelen isimler. Hepsi deneyimli, bu görevi kente ve partiye hizmet olarak gören isimler. Popülizmden uzak, kentin ihtiyaçları nedir, sosyal demokrat belediyeciliğin en güzel örneklerini İzmir’den veriyorlar. Daha yolun başındayız. Büyükşehir belediyemiz ile beraber bu dönemin hizmet dönemi olacağını düşünüyorum.

“HERKES KENDİ ALANINDA ÇALIŞIYOR”

>> Tunç Soyer ile aranız nasıl, uyum yakaladınız mı?

Gayet iyi. Tunç Başkan çok yoğun, ben de çok yoğunum. Benim şöyle bir bakış açım var; ben bu görevleri yaparken hepimiz farklı alanlarda çalışıyoruz. Aziz Başkan ile de öyleydik. İlçe başkanlarımız, milletvekillerimiz herkes kendi alanında çalışıyor. Birlikte görüntü vermek gereksiz. Zaten bize İstanbul başarısını getirende buydu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu bir yerde çalıştı, İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu başka bir yerde çalıştı Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu başka bir yerde çalıştı. Herkes İstanbul’da topyekûn mücadele verdi. Tam bir ekip çalışması sergilendi. Burada da böyle oldu.

“ADAY ADAYLARININ TAMAMINA YAKINIYLA BİZZAT KENDİM GÖRÜŞTÜM”

>> Yerel seçimler sürecinde aldığınız kararlar iyisi-kötüsü ile çok fazla tartışıldı. Özellikle örgütünüzden ‘Bizi dinlemiyor’ şeklinde eleştiriler olduğu kulislere yansımıştı. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ben öyle bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bir kere ilçe başkanlarımız ve üyelerimiz ile her zaman görüştüm ve iletişim halinde oldum. Aday adaylarının tamamına yakınıyla bizzat kendim görüştüm. O süreçte bana öyle bir tepki gelmedi. Ama şöyle bir şey var; bir il başkanının ya da ilçe başkanının tek başına aday belirlemesi gibi bir durum söz konusu değil. Görevimiz gereği, parti ve örgüt terbiyemiz gereği sorumlulukları göğüsleriz. Aday belirleme, başta Genel Başkanımız olmak üzere genel merkezin aldığı kararlar neticesinde oluyor.

“BİZ SİYASETİ MAKAM, KOLTUK İÇİN YAPMIYORUZ”

>> CHP’nin önünde kongre süreçleri var. Son danışma toplantısında ‘Daha buradayım. Yapacak çok iş var’ cümlenizden sonra tekrar aday olacağınız konuşulmaya başlandı. Aday olacak mısınız?

‘Adaylık’ veya ‘devam etmek istiyorum’ şeklinde bir ifadem olmadı. Bazı arkadaşlarda şöyle bir alışkanlık var; birilerinin üstüne basarak, birilerini başarısız göstererek kendilerine siyaset alanı yaratmak gibi yöntemleri var. Bu yöntemlerin ne kullanan arkadaşlara ne de CHP’ye ne de bu ülkeye faydası yok. Bizim aday olup olmamamız önemli değil. Şu anda ülkenin içinde bulunduğu durum, ekonomik kriz, tekrar alevlenen Suriye krizi, Diyarbakır, Mardin, Van belediye başkanları seçildiler ve görevlerinden alınarak kayyum tayin edildi. Bu sorunlar hepimizin ilgilendiren sorunlar. Bunlar gündemi meşgul ederken daha yakın bir tarihte İzmir’de yangınlar var. Bir takım kaynaklar, çıkan yangını PKK’nın yaptığını ifade etti. Böyle ciddi sorunlar varken kim il başkanı olur kim il başkanı olmaz tartışmalarını konuşmayı doğru bulmuyorum. Etik de değil. Biz siyaseti makam, koltuk için yapmıyoruz. Biz bu görevleri hizmet için yapıyoruz. Dolayısıyla takvim açıklandıktan sonra bu konuları konuşmak daha doğru. Benim gündemimde böyle bir şey yok.

amacimiz-cumhuriyet-halk-partisi-ni-iktidara-tasimak-620602-1.

“BÜYÜK İLLERDE UZLAŞI TEK ADAYLI KONGRELER GEÇİRME GİBİ BİR DÜŞÜNCE VAR”

>> Uzlaşı adayı tartışmaları için ne düşünüyorsunuz?

Uzlaşı meselesinde çok tartışılıyor. Son danışma kurulu toplantısında bu konu da gündeme geldi. Cumhuriyet Halk Partisi, hukuk kurullarıyla yönetilen bir partidir. Tüzüğümüz var. Zamanı geldiğinde gerek ilçelerde gerek de ilde ve illerde kendini yeterli gören arkadaşlarımız, aday olabilirler. Çok adaylı yarışlar olabilir. Buna engel hiçbir şey yok ama Genel Başkanımız ve Genel Merkezi’mizin bakış açısını söylemek gerekirse parti içi çekişmeden, parti içi mücadeleden çok çektik. Mümkün oldukça büyük illerde uzlaşı tek adaylı kongreler geçirme gibi bir düşünce var. Netice bir hukuk kuralı değil. Bu partide demokrasi var. Elbet herkes aday olabilir.

“BEN TAM ANLAMIYLA EYLEM ADAMIYIM”

>> Türkiye’de önemli sorunlar olduğunu ifade ediniz. Sizin ile ilgili bir eleştiri de 'toplumsal konularda sadece yazılı açıklama yapıyor, refleks gösterme anlamında zayıf kaldığınız' söyleniyor. Siz bu eleştirilere ne cevap vermek isterseniz?

Kendimi kısaca tanımlamak gerekirse; ben tam anlamıyla eylem adamıyım. Ama kritik konularda ölçüp biçerek, partimizin düşüncesiyle hareket planından çıkmadan hareket ederim. O yüzden alışılmışın dışında farklı bir tarzımız olabilir. Netice her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Gerekli yerlerde gerekli tepkilerde verilmiştir. Eylemlerde yapılmıştır ama partimizin genel olarak tasarrufu, yöntemi dışında hareket etmem doğru değil.

İzmir Barosu’nun Saray'da gerçekleşen adli yıl açılış törenine katılmaya ret ederek başlattığı süreci bir avukat olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben İzmir Barosu’nun bu konudaki tavrını bu konuda öncülük yapmasını çok değerli buluyorum. Baro Başkanı Özkan Yücel’i de en kısa zamanda ziyaret edeceğim. Teşekkürlerimi ileteceğim. Bu konuda İzmir Barosu’nun yapmış olduğu davranış öncülük çok değerli. Baroların bağımsız bir tutum sergileme misyonu var. Avukatlık mesleğinin böyle bir misyonu var. Bu sergilenmezse gerçekten bizim yargı bağımlısızlığı, adalet arayışımız büyük bir yara alır. Biz diliyoruz ki yargı camiasının da bu davranışı göstermesini bekliyoruz.

“CANAN KAFTANCIOĞLU ONURUMUZDUR”

>> CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun 5 ayrı suçtan 17 yıla kadar yargılandığı dava için ne söylersiniz?

Sosyal medya paylaşımları nedeniyle zorlama bir iddianame ile yargılanan İstanbul İl Başkanımız mevkidaşım Canan Kaftancıoğlu’nun savunma yapmak için süre talebi mahkemece reddedildi. Adil ve tarafsız yargının kâğıt üzerinde kaldığı bir ortamda hak, hukuk ve adalet arıyoruz. Aramaya devam edeceğiz. Canan Kaftancıoğlu’nu yalnız bırakmayacağız. Canan Kaftancıoğlu onurumuzdur. Canan Hanım İstanbul’u savundu biz de onu savunacağız.

“BEN YETKİLERİNİ KULLANAN BİR İL BAŞKANIYIM”

>> Son olarak başkanlık sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu süre zarfında partide neleri değiştirdiniz?

Bir kere çok dolu geçen bir dönem yaşadık. 20 aydır görevdeyiz. Hiç oturmadık. Olağan kurultay, tüzük kurultay, milletvekili seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi geçirdik. Ardından yerel seçim maratonu vardı. Yerel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin ciddi başarısı ile sonuçlanan bir süreç yaşadık. Hem Türkiye geneli hem de İzmir için söylüyorum. Göreve geldiğim günden beri herkesi kucaklayan bir anlayış sergiledim. Bütün partililerimiz bizim yoldaşımız. Bu anlayış ile yönetim anlayışı sergiledim. Bunun doğru olduğunu görüyorum. Görevin gerekleri ne ise onu uyguladım. Yönetici arkadaşlarım da sağ olsunlar destek oldular. Ben sorumluluğu başkanlarına atmayı sevmem. Bir sorumluluğumuz varsa onun gerekleri yaparım. Aday belirleme sürecinde, inisiyatif almam gereken yerde inisiyatif aldım. Doğru adayların belirlenmesi için anket çalışmaları yaptırdım. Genel Merkezimiz de yaptırdı biz de yaptırdık. Bunun seçim sonuçlarına yansıdığını düşünüyorum.

Basın üzerinden kimse ile polemiğe girmedim. Kimse ile kavga etmedim. Bunu yapan arkadaşlara doğru yolu gösterdik, uyardık. Sonuç alamadığımızda ise disiplin süreçlerini başlattık. Disiplin ile de ilgili zaman zaman eleştiren arkadaşlarımız oluyor. Bu basın üzerinden, sosyal medya üzerinden atışma ya da kavga etmek Cumhuriyet Halk Partisi’nin başarısına zarar veren bir konu. Parti içi demokrasi ayrı disiplin ayrı. Bunu ikisini birbirine karıştırmayacağız. Elbette demokrasi var. İfade özgürlüğü var. Ama ifade özgürlüğü demek, basın ve sosyal medya üzerinden hakarete varacak şekilde eleştirmek değil. Ben yetkilerini kullanan bir il başkanıyım. Bu parti kendisini koruyamazsa, Türkiye’yi koruyamaz. Bu yüzden yöneticilerin de inisiyatif alması gerekiyor. Amacımız Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidara taşımaktır. Bunu da başaracağız.