Google Play Store
App Store

AKP basılı veya görsel medya yerine dijitali tercih eden gençleri sosyal medya düzenlemesiyle baskılamak istiyor. Hukukçu Altıparmak, “Ülkede komplike bir sansür sistemi var. İktidar sansürün önünde delik bırakmamak amacında” diyor.

Amaçları denetim ve kontrol

Mustafa KÖMÜŞ

Facebook, Instagram ve WhatsApp’ın salı akşamı çökmesinin ardından iktidar sözcüleri ve yandaşlar sosyal medya düzenlemesine vurgu yaptı. Bu dünyayı tamamen kontrolü altına almak isteyen iktidar önümüzdeki günlerde Meclis’te sosyal medya düzenlemesini yasalaştırmaya çalışacak. Özellikle gençler arasında etkisi oldukça düşük olan ve kamuoyu araştırmaları neticesinde bunu gören iktidar bu sayede gençleri de denetimde tutmayı amaçlıyor.


Üç platformun sorun yaşamasının ardından Ulaştırma Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan Twitter hesabından “Kullanıcı sayısı arttıkça ekonomik değeri büyüyen bu platformların, kullanıcılarına karşı daha fazla sorumlu olması gerekiyor. Bu mecralarda sıkça yaşanan kesintiler, tüketici hakları yönünden yeni bir düzenleme ihtiyacı olduğunu gösteriyor” yazdı. Dün de Türkiye ve Yeni Şafak gazeteleri manşetten bunu devam ettirdi. Facebook üzerinden konuyu devam ettiren Yeni Şafak ‘Dokunulmazlığı kaldırın’ manşetiyle çıktı. İki gazete de satır aralarında sosyal medya düzenlemesine atıf yaptı.

İktidarın sosyal medya düzenlemeyi istemesinin sebebi elbette ki bu platformların çökmesi değil. Bütün araştırmalarda gençlerin oyunu alamayacağı görülen iktidar bu platformları kontrol altına alarak arzuladığı yönlendirmeleri yapmak istiyor. Örneğin birkaç gün önce yayımlanan Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi’nin araştırmasına göre önümüzdeki seçimde ilk kez oy kullanacak olan seçmenin yüzde 60’ından fazlası muhalefet partilerini tercih ediyor. Dolayısıyla iktidar sosyal medya düzenlemesiyle ilk anda gençleri hedef alıyor. Çünkü sosyal medyada oldukça fazla zaman geçiren gençler gündemi de buradan takip ediyor. Bunu veriler de doğruluyor.

Twintify’da geçen ay yayımlanan Haber Tüketicisi 2.0 başlıklı araştırmada bu konuda çarpıcı veriler yer alıyor. Araştırmaya göre haberler en çok sosyal medyadan takip ediliyor. Yayın kanallarından haber takibi ise sosyal medyanın çok altında.

Araştırmaya katılanların haberleri takip ettiği platformlar şöyle:
amaclari-denetim-ve-kontrol-929397-1.


Haberleri sosyal medyadan takip eden en büyük grup yüzde 71,43 ile 25–36 yaş arasındakiler. Bu grubu yüzde 66,52 ile 18–24 yaş arasındakiler takip ediyor. Ülkede en çok okunan haber türü ise gündem haberleri. Gündem haberleri yüzde 89, siyaset yüzde 48,9, dünya yüzde 38,1 spor yüzde 32,3, ekonomi yüzde 30 oranında takip ediliyor. Hootsuite ve We Are Social 2021 Dijital Türkiye Raporu’nda da bu çalışmayı destekleyecek bazı bilgiler bulunuyor. Bu çalışmadaki 2020 yılında en çok arananlar listesi de iktidarın sosyal medyaya yönelik tasavvurlarının nedenlerini gösterdi. 2020 yılında Google’da en çok aranan 20 sözcük içinde şunlar dikkat çekiyor: Altın, Sahibinden, Haber, Haberler, Dolar. Bunların yanı sıra Twitter, Facebook, Instagram ve WhatsApp da en çok aranan sözcükler arasında yer aldı. En çok ziyaret edilen web sitelerine bakıldığında da yine karşımıza aynı tablo çıkıyor. Facebook, Instagram ve Twitter’ın web siteleri en çok ziyaret edilen 20 web sitesi arasında yer alıyor.

Yine bu araştırmaya göre günde yaklaşık 3 saat sosyal medyada zaman geçiriliyor. En çok kullanılan sosyal medya platformu YouTube oldu. Bunu sırasıyla Instagram, WhatsApp, Facebook ve Twitter takip ediyor. Twitter önceki yıla kullanım oranı en çok artan platform oldu.

Bu platformların kullanım oranları ve kişi sayısı ise şöyle:

amaclari-denetim-ve-kontrol-929398-1.

***

Düzenlemede neler yer alıyor?

Sosyal medya düzenlemesi iktidarın bu yasama yılında öncelikleri arasında yer alıyor. İktidar kurmayları, bazı sosyal medya paylaşımları için yeni yaptırımlar, erişim sınırlamaları ve artırılmış hapis cezaları getirmeyi planlıyor. AKP bu düzenleme ile ayrıca “Sosyal Medya Başkanlığı” da kurmaya hazırlanıyor. Düzenleme kapsamında kişisel hesaplar değil, sponsorlu hesaplar öncelik. Facebook ve Twitter’ın ABD seçimlerindeki bu yöndeki etkisi de dayanak olarak gösteriliyor. Sosyal medya düzenlemesinde bir diğer hedef, medya kuruluşları olacak. Buna göre, sosyal medya kullanıcılarının iddialarını kaynak göstererek haberleştiren medya kuruluşları, İletişim Başkanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ve RTÜK aracılığı ile denetlenecek, iddialar “somut” bulunursa mahkemelere şikâyet edilerek yayınların sonlandırılması sağlanacak. YouTuber olarak adlandırılan sosyal medya kullanıcılarının reklamlardan elde ettikleri vergiler doğrudan kaynağından kesilecek. Bunun için YouTuber olarak faaliyet gösterenler bankalarda hesap açacak ve reklam gelirlerinden doğrudan banka hesabından kesinti yapılacak.

***

Komplike bir sansür sistemi var

Hukukçu Kerem Altıparmak iktidarın bu çalışmasını şöyle değerlendirdi: “Türkiye’de artık komplike diyebileceğimiz bir sansür sistemi var. Bu sistem kendi istemediği bilgi akışını engellemeyi de yeterli görmüyor. 5651 Sayılı internette işlenen suçlarla ilgili yasa var. Bu yasanın içeriği çok genişletildi. Böylece ülkede yayıncılık yapan herkes için bir karar alınıyor ve hemen uygulanmak zorunda bırakılıyor. Birinci halkası bu. 6112 Sayılı Radyo ve Televizyon Yasası’na da bir hüküm getirdiler ve dijital yayıncılık yapanları da RTÜK denetimine tabi kıldılar. Üçüncü halkamız TCK’nin ve TMK’nin en çok uyguladığı alan sosyal medya. Cumhurbaşkanlığına hakaretten terör propagandasına kadar çok geniş bir yelpazede cezalandırılıyor.”

Buna rağmen neye ihtiyaç duyuyor olabilirler diye soran Altıparmak sözlerini şöyle sonlandırdı: “Sosyal ağ sağlayıcılarının iki şey yapmasını çok istiyor hükümet. Birincisi verilerini Türkiye’ye getirmesi, ikincisi de bu alınan kararların Twitter ve Facebook gibi platformlar tarafından uygulanması. Geçen sene getirdikleri yasayla istediklerini elde edemediler. Tabii konvansiyonel medya ne kadar baskı altına alındıysa sosyal medya ve internet gazeteciliği de o kadar gelişiyor. İktidar hiçbir delik bırakmamak için yol arayışı içinde. Bir de ‘yalan haber’ adı altında yüklenme çabasında. Örneğin 128 milyar dolar nerede diye dokunulmazlığı olan biri sorduğunda söyleyen değil ama bunu haberleştiren engellenebilir veya başka bir yaptırımla karşılaşabilir.”